"O çocuğun adı Jeon Jungkook, Taehyung'un yanındaki kumral olan göstermiştim ya sana." Seon Ok bir şeyler diyordu ama duyamıyordum, aynı anda iki işi yapamayanlardandım ben, yemek yerken ya da bir şeyler içerken konuşmayı pek sevmezdim.
"Ya Park Chaeyoung! Bir şey diyorum."
"Hım efendim?" Dedim kahvemden son bir yudum alıp.
Seon Ok geçen günkü fotoğrafı büyük bir gerginlikle bana gösteriyordu. "Yemekhanede tartıştığın var ya bu o işte, Taehyung'un en yakın arkadaşlarından biri. Bu da demek olur ki ona da dikkat etmemiz gerek, sonuç olarak Taehyung ile bağlantılı ve herhangi bir atraksiyona hiç gerek yok değil mi ama!"
Göz ucuyla gösterdiği fotoğrafa bakıp kahveme geri döndüm. Sosyal çevrede olup bitenler ya da yaşadığım ufak tefek sorunlar o saniyeden sonra beynimden silinir giderdi, çok umursamazdım. Ancak Seon Ok bir cevap bekliyordu. Her ne kadar konuya ilgisiz olsam da Seon Ok'a karşı ilgisiz olmamalıydım.
"Ah gerçekten mi..." Dedim dudağımı büzerken. "Ne tesadüf ama!"
"Bir sıfır geriden başladın Seonie, üzgünüm." diyordu Min Hee kurabiyesini ağzına atarken.
Min Hee'nin sözlerinin tam anlamıyla doğru olduğunu düşünmüyordum aslında; insan, sevdiği insanların yanında kendisi gibi davranamayacaksa bu gerçekten sevgi midir?
Seon Ok bu cümlelerin etkisiyle hâlâ bitiremediği tabağına abanmaya başladı. O kadar hızlı yiyordu ki resmen bir kasırgaya sebep olacaktı, Min Hee gülmeye başladı. "Pişt Seonie yavaş ye, boğulacaksın."
Büyük bir hışımla kafasıni kaldırdı.
"Minnie bunu sen mi söylüyorsun acaba? Sevmediysen kendininkileri de bana yolla ben-""Pardon?" Aniden gelen yabancı bir sesle hepimiz irkilmiştik. "Yemekhanedeki olay için kusura bakmayın. Olur mu? Arkadaşım biraz tatsızlık çıkarmış galiba."
Kafamı kaldırıp konuşana baktım. Seon Ok'un fotoğrafını görünce bile heyecanlandığı Kim Taehyung işte tam karşımızda duruyorken Min Hee alttan Seon Ok'u dürtüp bir şeyler söyle demeye çalışıyordu.
Seon Ok domatese dönmüştü. Üzerine bir bardak soğuk su dökme istediğimi bastırıyordum. "Yok sorun değil. Biz hallettik zaten." Dedi titreyen sesiyle... cümlesini bitirmesi ömrünün yarısını almıştı. Bu kadar heyecanlanmasına gerçekten üzülmeye başlamıştım...
"Ah, peki o zaman." elini ensesine koydu. "Ben Kim Taehyung bu arada."
Seon Ok koltuğunda iyice büzüşünce Min Hee dümeni devraldı ve ayağa kalktı. "Ben Min Hee, bu Chaeyoung bu da Seon Ok. Hiç problem değil ayrıca, olur öyle ufak anlaşmazlıklar."
Gülumsedi, ardından beni gösterip "Arkadaşınız acıkmış galiba." dediğini duydum. Kafamı kızların kurabiye tabaklarından kaldırıp 2 saniyelik olağanüstü yapmacık bir gülümseme fırlattım. Neyse ki ne Min Hee ne de Seon Ok, olayın heyecanından beni fark etmemişti.
"Yemek yerken başka işlerle uğraşmayı sevmem de." Kimse bizim masamızı istila edemezdi. Kim olursa olsun.
"Tamam..." o da gülümsüyordu. "Hoşça kalın o zaman afiyet olsun."
"Bay bay!.... Taehyung ahaha."
Min Hee'nin sesi cümle sonuna doğru alçalmıştı, hızla Seon Ok'a döndü. "İyi misin?""Sonunda tanıştın işte Seon Ok! Bu mükemmel!" Dedim arkama yaslanırken. Min Hee bana dik dik bakıyordu. "Chaeyoung az öncekinin kim olduğunun farkında mısın?"
"Evet."
"Ama aynı zamanda Seon Ok'un hoşlandığı çocuk."
Bakışlarımı Seon Ok'a yönelttim. "Benden hoşlanmaması Seon Ok'u sevmemesine neden olmaz ki... Hem Seon Ok, biliyorum heyecanlanıyorsun... Ama bu kadar gerilmene gerçekten gerek yok, bu seni kendine güvensiz gösterir-" Lokmamı yuttum ve uzun bir süre su içtim Seon Ok bana biraz sitemli gibiydi. "Özür dilerim..."
Seon Ok'un yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. "Saçmalama sana lanet bir erkek yüzünden darılır mıyım hiç Rosie?"
Masadan uzanıp Seon Ok'a sarıldım.
"Seni seviyorum!""Kızlar acele etmezseniz geç kalacağız." Min Hee'nin uyarısıyla tabaklarımızı boşlatıp evimize geri döndük.
Şu sıralar dersler çok yoğun değildi. O yüzden kampüse sadece yemek yemek için gidiyorduk. Ki muhtemelen tüm kampüs aynıydı. Yaz geliyordu ve sıcak hava insanlara istemsiz bir rahatlık veriyordu. İnsanlar rahattı, Seon Ok hariç...
xoxo
not: üstteki fotoğrafa bakınca ufak çaplı bir kalp krizi geçirdiğim doğrudur :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ukiyo ✘ rosékook
FanfictionJeon Jungkook unutamadığı ilk aşkı Roseanne'i, yıllar sonra gittiği üniversitede görünce beyninden vurulmuşa döner. Ancak Roseanne onu pek de hatırlıyor gibi görünmüyordur. Böylece Jungkook, Roseanne'e kendini hatırlatmaya karar verir. "Seul'den Par...