"Paris'te misiniz?!"
"Günaydın Jungkook." Taehyung bu sabah biz lobide nereye gideceğimiz kararlaştırırken Jungkook'u aramıştı. "Instagrama geçenlerde gönderi attım görmedin mi?"
"Hayır..."
"Fransızca Profesörü meğer dil programı tarzında bir şey için çöp toplama organizasyonunu ayarlamış." Sesi o kadar yüksek geliyordu ki Jungkook'un yanında oturmama rağmen daha uzak bir yerden de duyabilirdim. "Size bedava oldu sadece. Biz de birazcık para verdik ve Fransa'dayız!"
"Ciddi misin? Neredesiniz? Hoseok, Seokjin? Hepiniz burada mısınız?"
Jungkook'un şaşkınlığı yüz ifadesinden rahatça anlaşılıyordu. Ama sevinmiş gibi bir hali de vardı. Belki de artık benimle takılmaktan sıkılmıştır."Hoseok ve Seokjin hariç, Jimin ve Soobin'i de ikna ettim. Onlar da geldiler."
"Tüm okul Fransa'da o zaman?"
Min Hee ve Seon Ok da gelmiş miydi acaba?
"Yok. Herkes gelmedi. Dedim ya sizinki ücretsizdi diye. Dil programı ve uçak biletleri falan çöp toplama organizasyonuna katıldığımız için indirimliydi ama bazılarına daha fazla indirim gerekti anlarsın ya."
Daha fazla indirim gerekliydi... İndirimli ücretin en kadar olduğunu merak etmiştim. Eğer ödülü kazanamasaydım ben de Fransa'ya gelip Lisa'yla tanışabilir miydim? Ya da o güzel kafede yemek yiyebilir miydim? Birazcık zorlamam gerekirdi.
"Buraya gelsene takılırız."
Cümleyi duyar duymaz Lisa'nin bakışlarını üzerimde hissettim. Belki de gerçekten Jungkook haklıydı duygularımı çok belli ediyordum. Ama dediği gibi pek de iyi bir şeymiş gibi değildi. Taehyung'un cümlesi nedensizce içimi acıtmıştı ve Lisa bunu fark etmişti.
"Tabii olur." Jungkook arkasına yaslandı. "Ayarlarız bir ara o zaman?"
"Tamam Kookie. Instagramı iyi kontrol et okey?" Taehyung'un sesi çok mutlu geliyordu. "Güzel şeyler yapıyoruz."
"Bakarız. Ben size dönerim olur mu?"
Telefon konuşmasının ardından bir süre sessizlik oldu. Lisa arada bir bana bakıyordu. Hissediyordum ama görmemiş gibi yapıp yalnızca yere bakıyordum. Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti fakat onun da modunu düşürmüştüm.
"Rosé Taehyung'u duydun değil mi?" Jungkook ortamı canlandırmak amacıyla elinden geldiğince neşeli davranmaya çalışıyordu. Belki de gerçekten neşeliydi. "Onlar da Fransa'dalarmış."
"Evet duydum. Ne güzel değil mi?"
"Evet. Ama aslına bakarsan birazcık şaşırdım. Fransızca öğrenmek için sence de fazla masraf çıkarmamışlar mı?" Gülümsüyordu. Ben de gülümsedi. Gülümsemesi bulaşıcıydı. İstemsizce gülümsüyordunuz.
"Amaç gerçekten Fransızca öğrenmekse, hayır." Dediğim şeye hemen cevap verdi.
"Evet ama değil!"
Bu konuşmamız da çok devam etmemişti. Yeniden herkes sessizdi. Lisa arada bir gelen müşterilere bakması hariç sessizce yanımızda oturup bizi dinliyordu. Konuşmamıza dahil olmak istemiyordu ama bu durumda benim yerime cevap verse ya da yeni bir konuşma başlatsa çok mutlu olurdum.
"Taehyung'lar buluşmak istiyor sanırım." Jungkook sonunda konuya girmişti. "Siz de benimle gelmek ister misiniz?"
Lisa ellerini havaya kaldırdı. "Bana sorma tanımadığım tiplerin içinde rahatsız olurum." Bana döndü ve göz kırptı. "Ama eminim Rosé çok mutlu olur."
Olmazdım.
"Kook siz eğlencenize bakın. Bugün pek iyi hissetmiyorum. Lisa'yla birlikte burada kalsam daha iyi olacak."
"Neden, neyin var?" Elini anlıma koydu. Bu durumda olmayan ateşim ani bir yükselişe geçebilirdi. "Ateşin de yok gibi? Hastaneye gidelim ister misin?"
"Hayır, öyle bir şey değil. Halsizim sadece." Yalan, yalan, yalan... Tüm bu bahaneleri üretirken Lisa'nın bakışlarını üzerimde hissediyor oluşum ayrı bir gerginlik yaratıyordu tabii...
"Gelmeyeceğinize emin misiniz?"
"Evet, Kook. Sen keyfine bak."
Dediğime karşılık gülümsedi ve odasına çıkmak için merdivenlere doğru ilerledi. Tekrardan arkasına dönmesi iki saniye bile sürmemişti. "Kararını değiştirirsen buradayım."
Ona 'böyle iyiyim' anlamında bir işaret yaptım. Ancak gitmesini hiç ama hiç istemiyordum. Bu duygunun nereden geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Biz arkadaştık fakat onun başka arkadaşları da vardı, böyle şeylere darılmamam gerekiyordu. Nedensizce üzülmeme engel olamıyordum...
Birkaç dakika sonra hazırlanmış bir halde geri geldi. "Ben çıkıyorum o zaman.. Erken dönmeye çalışacağım."
"Hoşça kal!"
Gitmesini istemiyordum. Bunu istediğime inanamıyor ve ne kadar bencilleştiğimi düşünüyordum. Jungkook'la yakınlaşmaya devam ettikçe karakterim asla tanımadığım birine dönüşüyordu ve bu beni hiç olmadığım kadar rahatsız ediyordu. Kafam karmakarıştı, tam anlamıyla!
xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ukiyo ✘ rosékook
FanfictionJeon Jungkook unutamadığı ilk aşkı Roseanne'i, yıllar sonra gittiği üniversitede görünce beyninden vurulmuşa döner. Ancak Roseanne onu pek de hatırlıyor gibi görünmüyordur. Böylece Jungkook, Roseanne'e kendini hatırlatmaya karar verir. "Seul'den Par...