0.9

3K 191 15
                                    

Kulaklığımı çıkarıp cevap verdim. "Efendim?" Beni takip mi ediyordu? Ya takıntılı bir sapıksa? Yakışıklı falan dinlemem direkt dalarım. Kuvvetliyimdir.

"Çok ağır mıydı diyorum?"

Huzurlu anımı bozduğu için çok sinirliydim. Gözlerimi istemsizce devirdim. "Ne ağır mıydı?"

Yüzündeki gülümseme, sinirimden şüphe ettiriyordu. "Torban."

Yattığım yerden hızla doğrulup oturur pozisyona geçtim, torbama baktım elden geçirdiğim çöpler yok olmuştu. Torbada yalnızca bir tane pet şişe vardı. "Nasıl yani?"

"Torban delikti sanırım." Jungkook biraz yana çekilip ta başlangıç yerine kadar olan katettiğim mesafeyi gösterdi. "Orası hep çöp doluydu. Nasıl fark etmeden bu kadar ilerlediğini anlayamadım."

Torbamı kontrol ettim. Delik falan değildi. Bulduğum her çöpü sevinçle torbaya fırlatırken bariz şekilde ıskalamıştım. Başka bir açıklaması olamazdı. "Şimdi hepsini sen mi topladın?" Diye sordum bir yandan da torbasını incelerken. Neredeyse tamamen dolmuştu.

"Biraz öyle oldu." Bu seferki gülümsemesi bu zamana kadar şahit olduğum gülümsemelerinden daha farklıydı. Sinsi bir hissiyat veriyordu. "Sanırım hepsini topladım."

"Ah inanamıyorum!" Ayağa kalktım üstümü başımı silkeledim. "Ne olacak peki? Ödülü sen mi alacaksın?"

"Bu çöpleri senin topladığını bilmiyordum ki! Burada ben de mağdurum!"

Sinirimden şüphe etmemeliydim. Gayet de sinirliydim ve katsayım yükseliyordu.

"Tamam o zaman yarısını bana ver."

Kafasını iki yana salladı. "Olmaz!"

"Neden ya?" Torbamı çok sıkı tuttuğumu fark edip tutuşumu gevşettim.

"Yarısını vermem haksızlık olur. Senin çöp torban için de çöp toplayacağım ve ödeşeceğiz!"

"Hayır, o zaman da ben kabul etmem."

"Nedenmiş o?" Kafasını yana eğdi. Yavru köpek gibi bakıyordu.


"İki kat efor sarf etmiş olacaksın da ondan." Uzakta hırsla çöp toplamaya devam edenlere baktım. Torbaları baya dolmuştu. İkinciye başlayanlar bile vardı. Zaman kaybediyorduk. "Bundan sonra takım olarak hareket edeceğiz tamam mı?"

"Takım olarak?" Yüzünde anlam veremediğim bir ifade vardı. "Herkes bireysel denmemiş miydi?"

"Evet öyle dendi." Kulaklığımı toplayıp cebime koydum. "Ama takım olamayacağımız söylenmedi."

Dediğim şey fena saçmaydı ama bir an önce başlamalıydık. Yoksa midem bana ihanet edip tüm dünyaya gurultusunu duyuracaktı.


"Hadi Jungkook, fighting!" Torbamı da peşimden sürükleyip çalıların arasına daldım. Elime gelen ne varsa torbanın içine özenle yerleştirdim. Milattan kalma sararmış meyve suyu, bira kutuları hatta bebek bezlerini bile direkt torbaya dolduruyordum. İğrenme falan yoktu artık.

Karnımın gurultusu hat safaya ulaşmıştı. Duyulmasın diye her seferinde öksürüyordum.

"Belini inciteceksin Chaeyoung."

Jungkook adımı ilk kez söylemişti. Son birkaç günde hiç olmadığımız kadar yakınlaşmıştık ve nedense ona karşı yabancı hissetmiyordum. Belki de gerçekten lisede arkadaştık. Niye böyle bir konuda yalan söylesin ki zaten?

"Chaeyoung?" Elini omzuma koymuştu. "Gerçekten dur artık. Karnının aç olduğunu biliyorum. Saklayamıyorsun."

Lanet olsun.

"Kimin karnı aç, benim mi?" Yalandan bir gülüş fırlattım. "Yok daha neler. Sadece öksürüyorum."

Elini omzumdan çekti ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Eğer şimdi benimle gelip yemek yemezsen. Takımdan ayrılacağım." Ciddi durmaya çalışıyordu. Ama yalnızca çalışıyordu. Bebekler bile bu konuda daha becerikliydi.

"Demek tehdit ediyorsun..." dedim gülümserken. Yavaş bir şekilde çalıların arasından çıkmamla elindeki çöp torbasını kapıp kumsala doğru koşmam bir oldu.

Kaybedecek zamanım yoktu. Bir an önce Jungkook'tan uzak bir yerlere kaçıp sadece çöp toplamaya odaklanmam lazımdı. Karnım her ne kadar aç olsa da iradeli biri olarak bununla baş edebilirdim. Aslında torbayı kaptığım an yaptığım şeyden pişman olmuştum ama artık yapacak bir şey yoktu, ok yaydan çıkmıştı bir kere...

xoxo

xoxo

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ukiyo ✘ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin