2.1

2.5K 178 26
                                    

×Bölümü medyadaki şarkıyla
okumanız tavsiye edilir!

Uçağımızın çok rahat olduğu söylenemezdi. Neredeyse 13 saat oldukça dar ve rahatsız koltuklara sahip olan bir uçakta ne kadar rahat bir uçuş bekleyebilirdiniz ki?

Şimdiyse saat akşamın 7siydi ve yavaş yavaş yaza girdiğimizden hava geç kararıyordu. Havalimanından çıkar çıkmaz bir taksiye bindik ön tarafa oturdum, taksi şoförüyle İngilizce anlaşmaya çalıştım.
-en ufak bir Fransızca bilgim olmadığı için-

Uzun anlaşılmazların sonunda taksi şoförü bizi Eyfel Kulesinin önünde bıraktı. Yanlış yerde bıraktığını anlatmaya çalışsam da dinlemedi ve parasını alıp çekti gitti. Ne olduğunu anlayamamıştım. Koskoca Paris'in ortasında kalakalmıştık.

"Sanırım şoförle ben konuşmalıydım." Jungkook belini kütletiyordu.

"Nasıl olacaktı o acaba?"

"El kol hareketleriyle derdimizi ona anlatırdım!"

Sinirlerim bozuluyordu. Geçen gece hiç uyumamıştım. Üstüne 13 saatlik uçak yolculuğunda da gözüme bir milim uyku girmemişti. Şimdiyse 13 saat boyunca uyumuş olan Jeon Jungkook benim anlaşma becerilerimi eleştiriyordu.

"Tamam, tamam sorun yok." Çantamdan telefonumu çıkardım. "Şimdi halledeceğiz."

"Şu an fotoğraf çekilmeyeceksin değil mi?

"Öyle bir durumda mıyız Kook?"

Telefonumdan google haritalara girip Paris haritasını açtım. Şimdi sokaklar üzerindeki tüm dükkanları görebilirdik.

"Hayır..." Ne yaptığıma bakıyordu. "Bu arada bana ilk ke-"

"Buldum!" Jungkook'un koluna asıldım ve onu bulduğum pansiyona doğru sürükledim. Eğer çok fazla zaman kaybedersek gün ışığını kaybedecek ve işimizi daha fazla zorlaştıracaktık.

Navigasyonun bizi yönlendirdiği sokaklarda ilerlerken Paris'in ne kadar büyüleyici olduğunu fark ettim. Sokakların Kore'ninkiler kadar dar değildi ve her yerde farklı renk yapraklara sahip ağaçlar vardı. Kafelerin ışıklandırmaları ve tüm bu görüntü büyük bir uyum içindeydi. Belki de bu tablo için biz biraz fazlaydık.

"Daha gelmedik mi?"

Jungkook yola çıkalı 10 dakika olmadan sızlanmaya başlamıştı.

"Sırtıma alayım ister misin seni?"

"Yok daha neler!" Aniden durup gülümsedi. "Yoksa ciddi misin?"

"Evet. Çok yorulduysan taşıyabilirim."

"Tamam peki." Kahkaha atacak gibiydi ama bastırıyordu. Dudakları biribirine sıkıca kenetlenmiş gamzeleri belirginleşmişti. "Yolumuza devam edelim."

"Her neyse." Ön tarafta ilerliyordum. Ben ne kadar hızlanırsam Jungkook da o kadar hızlanıyordu bu sebeple koşar adım ilerliyordum. Batı Avrupa ülkelerini bilirsiniz günün her vakti yağış ihtimali vardır bu sebeple daha da panik oluyordum.

Aniden arkamı döndüm ama Jungkook etrafta gözükmüyordu.

"Jungkook?" Şimdi şakanın hiç sırası değildi. "Tanrım! Ben gidiyorum."

Daha da hızlı yürümeye karar vermiştim. Ama birkaç saniyeliğine falan. Hemen Jungkook'un kayıp olduğu yere geri döndüm -2 adım atmam gerekmişti.-

Hiçbir şey olmamış gibi bankta uyuyordu!

Ciddi olamazsın...

"Jungkook, acele etmeliyiz!" Omuzlarından tutup sarsıyordum. "Uyansana!"

"Sen de gel" kollarımdan tutup beni yanına çekip sarıldı. "Beraber uyuyalım."

"Bankta mı? Yok daha neler. Başka bir arzun?" Kollarından kurtulmaya çalıştım ama bana koalanın ağaca sarıldığı gibi sarılmıştı. "Jungkook. Uyanır mısın acaba rica etsem?"

"Beni taşıma teklifin..." sesi mırıltı benzeri çıkıyordu. Akşam Paris'inin aktifliğinde duyulması zordu. "...hala geçerli mi?

"Hayır değil." Kollarının arasından aşağı doğru kayıp kurtuldum. "Ben pansiyonu bulup kaydımızı yaptıracağım. Sonra da seni buradan almaya gelirim. Tamam mı?"

"Tamam." Gözlerini hala açmamıştı. Nasıl bu kadar rahat olabildiğini anlayamamıştım. Koskoca Paris'te bir kelime bile Fransızca bilmeden kalacak bir yer aramaya çalışıyorduk ama Jungkook uyuyordu! Belki de buraya gelmemiz bir hataydı.

"Ama kimliğin olmadan kayıt yaptıramam ki!" Banka geri oturdum. "Hiç de hatırlatmıyorsun."

"Sana teklifimi sunmuştum Rosé..."
Hala mırıldanıyordu.

"Jungkook bana kimliğini vermeye ne dersin?" Birkaç saniye boyunca cevap vermesini bekledim ama ses soluk yoktu. "Vermeyecek misin?"

Hala cevap gelmiyordu. Anlaşılan günü bu bankta tamamlayacaktık.

*

cherosie:

Paris'te çektiğim ilk fotoğraf♡ (takside:p)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Paris'te çektiğim ilk fotoğraf♡ (takside:p)

198 Beğeni 56 Yorum

1 saat önce

Yorumlar:

alicepark: Kalacak yer buldunuz mu?
+cherosie: Uzun hikaye unnie seni en yakın zamanda arayacağım ^^

xxsonic: Kendine dikkat et Rosie❤
+cherosie: Siz de öyle♡

fake444: Umarım orada beraber değilsinizdir.
+97kookie: Beraberiz;)
+taehyung9531: vay aq...

xoxo

×Selamm yine ben. Normalde Fransa ve Kore arası 7 saatmiş 13 saat yolculuk vs. zaman ve mekan olgularını çokdaşeetmeyin olur mu?
thank u, love u♡

ukiyo ✘ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin