14.BÖLÜM : KARAR

260 80 17
                                    

Saatlerdir öylece oturmuş mahkeme saatinin gelmesini bekliyordum. Duvardaki saate bakıp bakıp duruyordum. Bir saat kalmıştı ve oturup beklemek dışında elimden hiçbir şey gelmiyor olması canımı sıkıyordu. Kapının açılmasıyla koltuktan kalktım beni almaya gelmişlerdi. Belki bu sefer gerçekten her şey bitmiş ve ben hayatımın geri kalanını suçsuz yere ceza evinde geçirecektim. Kendimi hiç bu kadar savunmasız hissetmemiştim. Elimde bir delil olması gerekiyordu ispatlamam lazımdı ben suçlu değildim. Buna onları da inandırmak zorundaydım. Ama nasıl?

İçeri girenin annem olduğunu görünce derin bir nefes aldım henüz vaktim vardı. Seri adımlarla elinde cübbesi ve bilgisayar çantasıyla yanıma geldi. Elindekileri az önce kalktığım koltuğa bıraktı ve gözlerimin içine baktı. Bana acıyor gibiydi.

'Defne kızım gel şöyle biraz oturalım. Sana anlatacaklarım var. Annen olarak değil avukatın olarak buradayım. Hadi kızım' elini koluma koydu ve destek olmak istercesine okşaydı. Ruhen ve bedenen yorgunluğumun temsili olan kırmızı ve şiş gözlerimle baktım yüzüne. Kesinlikle bana acıyordu. Başımla onu onaylandıktan sonra beraber büyük masaya geçtik. Bir sandalye çekip oturdum ve o da hemen karşıma oturdu.

'Defne bak kızım öğrendiğim ne varsa anlatacağım. Kerem denen çocuk yani ölen maktulün sevgilisiymiş senden şüpheleniyor. Hatta daha ilerisi bundan emin. Senin yaptığından emin. Senin ona aşık olduğunu ve bu nedenle onu elde etmek için Funda'yı sürekli tehdit ettiğini söylüyor. Ona dünyayı dar edeceğine dair yeminler ettiğini onu yaşatmak istemediğini her seferinde belirttiğini söylüyor. O gece de yani olaydan bir gün önce Kerem'in yanına gidip onu kimseye yar etmeyeceğini ve ne pahasına olursa olsun onu elde edeceğini gerekirse katil olmaya bile razı geldiğini söylüyor yani sen söylemişsin. Polisin elindeki ifade bu yönde.' Şaşkın ve bir o kadar donuk bir sesle içimi kemiren soruyu sordum.

'Peki ya şimdi ne olacak ?'

'İddialar çok güçlü ve çok sert. Yani senden emin. Ama bunu söyleyen tek kişi o. Diğer arkadaşları yani Funda' nın arkadaşlarının hiçbirisi bunu destekleyecek bir ifade de bulunmamış. Yani yalan söylediğini çok net biliyoruz ama bunu kanıtlamak zorundayız. Ben elimden geleni yapıyorum bir gün önce yani sözde Kerem'le buluştuğun saatte nerede kiminle olduğunu kanıtlamak zorundayız.' Öylece yüzüme bakıyordu. Benden bir şeyler beklediği ap açık ortadaydı. Ellerimle yüzümü kapattım. Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Ellerimle saçlarımı kulağımın arkasına koyarken gözümde canlanan o anlarla birlikte heyecanla yerimden kalktım.

'Anne Selin... Evet Selin... Anne...'

'Kızım ben hiçbir şey anlamadım.'

'Selin diyorum anne bir gün önce sabahın köründe sen uyurken ben Selin'e gittim. Emir beni gördü o sabah biliyor. O da biliyor Selin'e gittiğimi. Gün boyu onunla birlikte sinemaya, alışveriş merkezine, lunaparka gittik sonra..'

'Evet kızım devam et.'

'Anne telefonumu alman lazım. Biz gezerken müdürden mesaj geldi. Balo için özel olun diyordu. Sonra Selin'le bir mağazaya girdik orada uzunca bir süre kaldık anne. Görevli vardı adı şeydi... ımm.. hı Bahar anne Bahar'ı da bulman lazım. Merkezdeki büyük alışveriş merkezinde HAYAL DÜNYASI GİYİM MAĞAZASI kaçıncı katta hatırlamıyorum. Oradan çıkınca Selin beni eve bıraktı. Geç geldim hatta yorgundum yemeğe oturmadan odama gidip uyudum anne. Hatırla sende. Bizim site de, Selin'in villasının dört bir yanında, gittiğim her yerde kamera vardı anne kanıtlayabiliriz. Anne kurtulabilirim. ' sevinç çığlığı atarak anneme koştum o da heyecanla kalktı ve birbirimize sımsıkı sarıldık.

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin