Yukarıdaki şarkıyla okuyun lütfen..
☆~☆
Her güzel şey bir gün biter tıpkı benim hayatımın şu an bittiği gibi. Güneş bu sefer benim için battı bir daha doğmamak üzere, hava benim için karardı bir daha aydınlanmamak üzere. Herkes bunu normal karşıladı oysa ayın aşık olduğu gün ışığı sönmek üzereydi ve yağmur yağdı bir daha dinmemek üzere benim için, onu için ama en çok da bizim için.
Celladımla beraber sonuma doğru yavaş yavaş ilerlemeye devam ettik. Duyduğum en son şey üç el silah sesiydi ve buna rağmen hiç bir tepki veremedim, ağlayamadım. Ses duydum evet tamı tamına üç el silah sesi ama hiç bir şey hissedemedim. İçimde bir yerlede 'o iyi ona ve onlara da bir şey olmadı!' Diyen bir ses vardı. Bu sese sığındım, ona sığınır gibi bu sese sığındım ve inandım.
'Korkuyor musun?' Bir anda iç sesimle olan tüm bağımı koparan kalın ve gür sesiyle gerçeğe döndüm. Yüzüne bakmak yerine başımı cama yaslayıp sessizce son dakikalarımı geçirmeyi tercih ettim.
İçimdeki ses evet onlar iyi derken benim için aynı şeyi söylemiyordu ve bu beni huzursuz ediyordu.
'Peki konuşma. Sessiz kalman korktuğun anlamına geliyor zaten!'
Yüzümü perdeleyen saçımı kulağımın arkasına koyarak konuştum ama yüzüne dâhi bakmadan çünkü midemin kaldıramayacağı kadar tiksiniyordum ondan.
'Benden bu kadar nefret etmeni sağlayan sebep ne?' Kısa süreliğine yüzüme bakıp tekrar yola döndü bunu ona bakmasam da hissettim.
Yağmur yavaş yavaş yağmaya başlarken huzurla kapattım gözlerimi. Onu yok sayarak, sanki yanımda o değil de Zifiri varmış gibi hissederek huzur bulmaya çalıştım ta ki sesi gelene kadar.
'Senden nefret eden tek ben miyim sanıyorsun?'
'Benden nefret etmen umrumda değil sadece sormak istedim. Benden nefret edenler onarın istedikleri bir şeye sahip olduğum için nefret ediyordur demektir buna sen de dahilsin.' Kendimden emin ve bir o kadar soğukkanlı davrandım.
Bu bana on beden büyük gelen bir davranıştı. Omuzlarım artık isyan ediyordu, dik durmak istemiyordu, o da benim kadar yorgun düşmüştü. Usulca omuzlarımı serbest bıraktım. Sonuma giderken ne gerek vardı ki dik durmanın.
Yüreğimin bir yanı Zifiri için harlanırken bir yanı nefret dolu buz kütlesiydi. Ateş ve suyun savaşı vardı adeta içimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
ChickLit"Gecenin Şahidi Olmaz" dedi. Dedi ve beni Zifiri'ye mahkum ederek bir başıma bıraktı... Hayatının ipleri sürekli başkalarını elindeydi Defne'nin. Her ne kadar eline almak istese de tam aksine bir düğüm daha atılıyordu o ipe. Bazen bile isteye ama ç...