Sessizliğin sesi....
O kadar da sessiz değildir aslında. Sessizlikte yorar insanı, sağır eder, boğar. Sessizlik bazen en yüksek gürültüdür. Bulunduğun ortam ne kadar ıssız, ne kadar sessiz olursa olsun, ne kadar yalnız olduğunu düşünürsen düşün kafanın içindeki bir takım sesler yalnız olmadığının kanıtıdır. Belki de delirdiğinin kanıtıdır bilemem. Tek bildiğim şey yapayalnız, ıssız bir yolun tam ortasında öylece dizlerimin üzerinde oturmuş beklediğimdi. Ne beklediğimi bilmeden..
.
.*BUĞRA'NIN ANLATIMIYLA (ZİFİRİ'nin )
'Bin! Bin! Bin! Çabuk!' Geldiğim arabaya doğru yönelerek hızla yerimi aldım. Güney'in şoför koltuğunda ki yerini almasıyla hızla yola koyulduk.
'Sakın kaybetme Güney. Takip et.' Deliye dönmek üzereydim. Hiçbir suçu olmayan birinin hayatı benim, yüzümden bizim yüzümüzden tehlikedeydi.
'Daha hızlı oğlum! Daha hızlı!' Avcumun içiyle önümde ki torpidoya vurarak bağırdım.
'Abi sakin ol! Bak peşlerindeyiz' Soğuk kanlılığını bir an bile kaybetmeyen Güney'in sözleriyle gözlerimi önümüzdeki arabadan ayırmadan derin bir nefes alıp rahatlamaya çalıştım.
'Batu ve Alara nerede?'
'Arkamızdalar abi. Geliyorlar sakin ol!' Doruk arka koltuktan uzanarak elini omzuma koydu. Başımı koltuğun başlığına yaslayarak gözlerimi kapattım.
'Abi bunlar ne yapıyor?' Güney'in endişe dolu sesiyle hemen yola çevirdim bakışlarımı.
'Lan oğlum ne yapıyor bu?' Elimle yolu göstererek inanmak istemediğim, anlayamadığım için bağırdım.
'Lan öldürecek kızı makas atıp duruyor.' Avuç içimi alnıma vurarak bağırmaya devam ettim. Öfkem; hakimiyetini kaybettiğim bir arabanın son sürat yokuş aşağı inmesi gibi hızla arttı. Hakimiyetim tamamen kontrolüm dışındaydı artık.
'Güney bas bas. At sende at. Makas at ne atıyorsan at bas oğlum!' Elimle torpidoya yumruk ata ata bağırdım.
'O elini g*tüne sokarım lan ne bağırıyorsun ' yarı açık olan camdan makas attığımız için bağırıp çağıran şoförlerden çıkarmaya çalıştım sinirimi. Kolumu dışarı uzatarak onun gibi bağırsam da rahatlamak yerine öfke kat sayım giderek arttı.
'Abi kemerini tak!' Söylediklerinin verdiği şaşkınlıkla Güney'e baktım.
'Ne diyorsun oğlum sen, ne kemeri bas diyorum lan sana bas!' Öfkem bedenime sığmıyor taşıyordu artık. Yoğun olan trafiğin arasında attığımız makasların yanı sıra Defne'yi kurtarmak isterken onlarca kişinin hayatını hiçe saydığımızı fark ettim ama yapacak bir şeyimiz yoktu. Öfkeden titreyen ellerimi alnıma götürerek şakaklarımı ovdum. Arabanın aniden durmasıyla öne doğru savruldum.
'Niye durdun? Devam etsene oğlum.' yola bakmak yerine Güney'e bakarak konuştum.
'Abi kırmızı ışık önümdeki arabalar durdu!' Hızla yola baktım. Önümüzde ki üç araca baktım sağımıza, solumuza baktım yoktu lanet olası araba yoktu. Yarı açık olan camı tamamen açarak vücudumun yarısını dışarı çıkardım.
'Güney kornaya bas !'
'Ne?'
'Bas oğlum dediğimi yap!' Başım dışarı çevirerek kolumu uzattım.
'Yolu açın acil hasta var kalp krizi geçiriyor açın!' Benim bağırmam ve Güney'in ardı ardına kornaya basıp dörtlüleri yakmasıyla kırmızı ışığa rağmen fermuar tekniğiyle arabaların arasından hızla sıyrıldık. İçeri geçip hızla yola devam ettik ama yoklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
ChickLit"Gecenin Şahidi Olmaz" dedi. Dedi ve beni Zifiri'ye mahkum ederek bir başıma bıraktı... Hayatının ipleri sürekli başkalarını elindeydi Defne'nin. Her ne kadar eline almak istese de tam aksine bir düğüm daha atılıyordu o ipe. Bazen bile isteye ama ç...