19.BÖLÜM : FRAGMAN

217 78 104
                                    

Ve bir düğüm daha...
Elimde olmayan hayatımın bağlı olduğu ipe attığım bir düğüm daha. Kendi ellerimle, belki istemeden, belki de mecbur kaldığım için attığım bu düğüm o kadar sıkı oldu ki tek başıma açmam imkansız bir şey oldu artık. Ya yardım isteyecek bu düğümü çözebilmem için birilerine duyduğum ihtiyacı kabul edecektim ya da kendi çabamla çözmeye çalışırken ipimi kendim kesecektim..

'Aç gözlerini dedim sana!' Gür sesi depoda yankılanırken korkuyla olduğum yerde sıçradım.

'Açmak istemiyorum' güçlükle çıkan sesime eşlik eden hıçkırıklarım arasında çenemi kavrayarak yüzümü ona bakacağım şekilde tuttu.

'Aç ve bak sana yardım eden herkesin sonu böyle olacak.' Çenemdeki veya saçımdaki elini umursamadan ona dönemye çalıştım. O kadar sıkı tutuyordu ki bir milim bile hareket etmem imkansızdı. Elleri arasında mahkum kalmıştım.

'Onun bir suçu yoktu!' Avazım çıktığı kadar bağırdım. Depoda yankılanan sesimi aldırmadan devam ettim.

'Onun bir suçu yoktu!' 

'Onun bir suçu yoktu!'  Ellerimi dizlerime vura vura bağırmaya devam ettim.

'Kes sesini!' Sesimi örttüğü öfke dolu sesiyle sustum. Ellerini üzerimden çekerek kolumu tuttu.

'Gel gel de bak sana yardım edenlerin sonu ne oluyor.' Kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı. Diğer elimle kolunu tutarak engel olmaya çalıştım.

'Hayır.. hayır bırak beni.' Söylediklerimi hiçbir şekilde duymadı ve kolumdan tutup dizlerimin üzerinde sürükleyerek baş ucuna kadar götürdü. Kolumu bıraktığında dizlerimin üzerine düşen ellerim işlevini kaybetmiş gibi duruyordu. Elimi kaldırıp dokunmak istedim, bunun bir oyun olduğunu bana söylemesini gözlerini açmasını istedim ama ellerim aksini istercesine bana karşı geldi. Bakışlarım ellerime kilitlenmişti başka bir yere bakmaya korkuyordum.

'Bak!' Gürleyerek konuşmasıyla irkildim. Ne bakmaya ne dokunmaya cesaretim yoktu. Bir adımda yanıma yaklaşarak yanımda diz çöktü. Bileklerimden tutarak çekti.

'Dokun. Bak!' Söylediklerine karşılık gözlerimi kapatarak başımı yana çevirdim. Titreyen ellerim ellerinin arasında çırpınan bir serçe gibiydi. Bileklerimden çekerek ellerimi yüzüyle temas haline getirdi. Hissettiğim buz gibi tenle irkildim. Hıçkırıklarım arasında ellerimi çekmeye çalışsam da canımı yakmak dışında bir yol kat edemedim.

'Yapma ne olur yapma. Bırak.' Ağzımdan çıkan kelimeler tamamen bilinçsizlikle çıktı. Bana hayatı zindan eden, herkes tarafından dışlanmamı sağlayan adama ilk defa yalvardım. Bileklerimi tek elinin arasına alarak boşta kalan eliyle çenemi kavradı.

'Sana bak dedim. ' dişlerinin arasından tıslayarak konuştu. Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Karşımdaki cansız beden öylece yerde yatıyordu. Bileklerimi bırakmasıyla ellerim buz gibi yüzüne düştü. Buz gibi bedeninin aksine ateşe dokunmuş gibi çektim ellerimi üzerinden. Yüzümü perdeleyen saçlarımı titreyen ellerimle kulağımın arkasına sıkıştırdım. Derin bir nefes alarak önümdeki cansız bedene yaklaştım. Titreyen ellerimle kar beyazı tenini örten kömür karası uzun saçlarını geriye attım.

'Bahar' ismi fısıltıyla çıkmıştı dudaklarımın arasında. Yüzünü elerimin arasına alarak buz gibi olan bembeyaz tenini okşadım. Bakışlarımı bedeninde gezdirdiğimde kalbinin üzerindeki kan birikintisi dikkatimi çekti.

'Pislik' bağırarak kalktım yerimden. Hızla üzerine doğru yürüdüm. Ellerimle göğsüne vurarak bağırmaya devam ettim.

'Ne istedin ondan? Onun ne suçu vardı? Adi pislik herif. ' Vurdukça bir adım geriledi. Vurduğum her yumruk canını yakmak yerine hoşuna gidiyormuş gibi kahkaha atmaya başladı. Göğsüne vurmayı bırakıp öfkeyle kavrulan bedenimde tüm gücümü toplayarak yüzüne yumuruk attım. Boş anına denk geldiği için sendeledi. Boşluğunda faydalanarak arkamda kalacak şekilde koşmaya başladım. Hemen peşimden o da koşmaya başladı.

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin