Gitmek gerekir bazen, iyiliği için, iyiliğin için gitmek gerekir. Her şeyden, herkesten kaçıp asıl kaçman gerek yere sığınman gerekir...
Zamanı geldi dedi Güney. Bir şeylerin zamanı gelmişti artık ve bir şeyler değişmek zorundaydı. Güz kendi isteğiyle gelemezdi, yıl kendi isteğiyle bitmez ve gül kendi istediğle açmazdı. Zamanı vardı işte bir şeylerin, yeni bir başlangıcın veya bir sonun, zamanı vardı en kötü anların bile..
Buğra ile ben şaşkınlıkla Güney'e bakarken kağıdı elinde buruşturup yanımıza geldi. Üçümüzde susan silah seslerinin ardından daire oluşturacak şekilde yere oturduk. Güney elinde tuttuğu kağıdı açarak ortamıza koydu. İkimiz de merakla kağıda eğilirken Buğra okumama izin vermeden kağıdı önümden çekip aldı.
İçimde oluşan korku yerini öfkeye bırakırken burnumdan soluyarak Zifiri'yi izlemeye başladım. Kağıtta yazılanları okurken çatılı olan kaşları bir anda en doğal halini alırken yüzünden tuhaf bir gülümseme yer edindi.
'Vay demek öyle hı? Adnan beyimize bak sen demek savaş istiyor. Bizde istediğini veririz o zaman. ' sinsi bakışlar arasında bizi süzerken elindeki kağıdı çekip aldım.
'Ne savaşı Zifiri ne diyorsun?'
'Aç bak oku o kıymetli baban savaş istiyor'
'O benim babam falan değil Zifiri şunu anla artık.' Öfkeme hakim olup elimdeki kağıdı incelemeye başladım.
'bu oyun çok uzaDı artık. yarın gEce sevgili anneni tercih edip hayatının aşkını Feda ettiğiN o yErde. şimdi ise senden gözün gibi sakındığın bir şey istiyorum. Sen yaşadıkça değil ben istedikçe oyun devam eder zifiri. Bu oyunu ben başlattım ben bozarım. ' okuduğum kısa yazıda zihnimde yankılanan tek bir cümle oldu. " Şimdi ise senden gözün gibi sakındığın bir şey istiyorum."
'Beni istiyor!' Gözlerimi kağıttan ayırmadan sözcükleri özgür bıraktım iki dudağımın arasından.
'Ne!' İkisi de aynı anda bana döndü şaşkınlıkla.
'Adnan beni istiyor Zifiri anlamadın mı?' Yüzümü yüzüne çevirerek gözlerine baktım.
'Hayır Defne nereden çıkardın bunu?'
'Zifiri sana 'Şimdi ise senden gözün gibi sakındığın bir şey istiyorum.' Demiş. Bundan ne çıkarmayı bekliyorsun. '
'Ben devamını okumadım!' Diyip kağıdı bir anda elimden çekip aldı.
'Ha s*ktir' diye bir küfür mırıldandı.
'Asla seni ona vermem Defne anlıyor musun beni? O minik aklından sakın öyle bir şey geçirme.' Yarı buruk yarı öfkeli bir ses tonuyla beni uyardı.
'Ama..'
'Aması falan yok Defne saçmalama kızım. ' Güney de aynı şekilde tepkisini ortaya koyunca bakışlarımı yere çevirdim. Ne olacaktı şimdi diye düşünürken Zifiri başımdan tutup çekti. Başımı göğsünü yasladığımda saçlarımdan derin bir nefes alıp kokladıktan sonra sımsıkı öptü. Güney ise elinde kağıt hala bir şeyler bulmak ümidiyle tekrar tekrar okuyup duruyordu.
'Abi Defne haklı şuna bak!' Güney kağıdı bir kez daha yere tam ortamıza gelecek şekilde koydu ve işaret parmağını özensiz yazının üzerinde gezdirmeye başladı.
'Abi bak bazı harfler büyük yazılmış.'
'Oğlum yürü git TDK da çalış sen bak sürünme buralarda noktalama işaretlerine mi takıldın?' Yüzümde anlamsız bir gülümsemeyle ikisini izledim. Ya gerçekten beni almak isterse gider miydim? Onları, Zifiri'yi yalnız bırakabilir miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
ChickLit"Gecenin Şahidi Olmaz" dedi. Dedi ve beni Zifiri'ye mahkum ederek bir başıma bıraktı... Hayatının ipleri sürekli başkalarını elindeydi Defne'nin. Her ne kadar eline almak istese de tam aksine bir düğüm daha atılıyordu o ipe. Bazen bile isteye ama ç...