Hoseok bana bakarak kolundaki Yu-jin'i umursamadan asansöre doğru ilerlemişti..Benimde gözlerim hala ona bakıyordu..İçimdeki kızgınlık mı, kırgınlık mı yoksa kıskançlık mıydı tam olarak anlamıştım.. Asansörün kapısı kapanırken benimde hem yarı bedenim hemde yüzüm karşımdaki kadına dönmüştü.. Hoseok'a baktığımı fark edince konuşmuştu..
"Aslında sizinle Hoseok bey konuşacaktı ama sanırım biraz işi varmış bu yüzden azda olsa yapacağınız işi ben açıklamak istiyorum."
Başımı söylediği seyle aşağı yukarı sallamıştım çünkü açıklamasına benimde ihtiyacım vardı..Malum bu işi bile isteye ben seçmemiştim, benim yerime seçilmiş bir işti.. Onayım üzerine karşımdaki kadın tekrar konuşmuştu..
"Hoseok beyin 6 yaşında kreşe giden bir kızı var ona bakıcılık yapacaksınız.. Normalde bu tür görüşmeler ev ortamında olur ama şirket bünyesinde bir eleman olacağınız için sizinle burda görüşüyoruz"
Cümlesini bitirir bitirmez mahcup bir şekilde tebessüm etmişti..Sanırım bakıcı derken üzerimdeki lüks kıyafetlerle bu işi beğenmeyecegimi düşündü içimdeki mutluluğu bilmeden.. Heyecanımı yenip sözünün bitmesi üzerine konuşmuştum..
Hee-Yun:Ne zamna başlayacagim peki..?
Umrumda değildi ne iş olduğu yada maaşı, saati, şartları hiç birşey umrumda değildi tek umrumda olan şey kızım ve kocamdı.. Onların yanında olduğum sürece benim için hiç birşey asla sorun olmazdı..
"Şartlarınızı Hoseok bey gelince konuşursunuz onun içinde sizin içinde uygunsa tahminimce hemen yarın başlarsınız.."
Bildiğim kadarıyla kızıma babaannesi bakıyordu şimdi neden bir bakıcıya ihtiyacı oldu ki Hoseokun..! Acaba bilmediğim birşeyler mi vardı.? Hem yakında evlenmeyi düşünüyordu Hoseok bir bakıcıya, kızımın anne isteğini karşılamak adina evlendiğini hesaba katarsak, yine yoktu..
Neler olduğunu bugün Hoseok beyle görüşünce daha net anlayacaktım..
"İsterseniz sizi şöyle bekleme odasına alayım Hoseok bey gelince ben size haber veririm.."
Başımla karşımdaki zarif kadını onaylayıp, otururken kolumdan indirip kucağıma koyduğum en pahalı marka çantamı tekrar koluma takıp, gösterilen odaya doğru topuklarımı vurarak ilerlemiştim..4 yılda, az da olsa değişmişti şirket..Bir çok şey bıraktığım gibi değildi..Tıpkı kocamın hayatı gibi..Uğraşmam gereken bir sürü şey vardı..Her ne kadar kızımın ve Hoseokun yanında herseyin kolay olacağını düşünsem de beni bekleyen onlarca zorluğu ister istemez düşünüyordum..
Odaya girdiğimden beridir ayakta bir çok şey düşünmüştüm, ayağımdaki ağrıları hissedince uzun süredir ayakta beklediğimi fark etmiştim..Yavaşça karşımda duran üçlü koltuğa doğru gidip oturmuştum..Bir sürede oturarak beklemiştim..Baya olmuştu..
Artik yavaş yavaş uykum geliyordu koltuğun başına kolumu dayayıp, başımıda ondan destek alan elimin üzerine koymuştum. Gittikçe gözlerim kapanıyordu ve ben istemsizce buna izin veriyordum..
Gözlerimi yavaşça açmama sebep olan şey karşımdaki masaya yavaş ve belirli aralıklarla vurularak çıkarılan sesti.. Gözlerimi tamamen açtığımda ve bilincim yerine gelince karşımdaki kocaman yuvarlak koyu kahverenginin hakim olduğu masa ve etrafına itina ile dizilmiş aynı tonlardaki sandalyelerin birinde bana doğru oturmuş elindeki kalemi önündeki masaya vuran Hoseoku görünce hemen ayağı kalmıştım..
Hoseok:Ooo anlaşılan daha ilk günden sizi yorumlar Hee-Yun hanım..!
Hee-Yun.! O bana Yun derdi hiç bu kadar resmi duymamıştım adımı ondan.. Gözlerimi ayakta ovuşturup, dengemi sağladıktan sonra hafifçe, patronum olduğunu hatırlayınca saygıyla önünde eğilmiştim..
Hee-Yun:Merhaba.! Ben üzgünüm.! İçim geçmişde beklerken.."
Hoseok az önce oturduğu sandalyeden ayağı kalkıp, konuşmuştu..
Hoseok:Neyse önemi yok..Demek ismin Soo Hee-Yun..!
Ben ona derince bakıp, hafifçe başımı sallayıp onay vermiştim ama arkası dönük olduğu için görmemişti.. Belkide görmediğini bildiğim için bu kadar rahat bakabiliyordum..Az önce ye nazaran daha donuk bir sesle cevap vermiştim..
Hee-Yun:Evet..!
Biran onu ne kadar çok özlediğimi fark etmiştim..Her ne kadar bir aynanın karşısında onu günlerce, aylarca hatta yıllarca izlemiş olsam da gerçekten, canlı canlı görmek çok daha farklı hissettirmisti..Hala bile ulaşılması zor biriymiş gibiydi ama ne kadar zor olursa olsun daha da özlem duyulasi biriydi..Hoseok: 6 yaşında biraz yaşıtlarından sessiz, sakın bir kızım var..Çok eğlenmez çok konuşmaz..! Okuduğun bölümlere ve çalıştığın yerlere bakılırsa işinde iyi bir Pedegogsun..
Neyim.! Pedegog mu.!? Ben mi.!? Değildim öyle birsey..! Hatta hiç alakam bile yoktu..Her ne kadar Hoseok konuşuyor olsa da ben içimden Samandraya yardırıyordum..
Hoseok:Hakkında az çok araştırma yaptım az önce..
Elindeki dosyayı masanın kenarına bırakınca dosyanın köşesinde şimdi ki yüzümün fotoğrafı vardı.. Anladığım kadarıyla dosya benim dosyamdı..Ama nasıl geçmişti bu dosya eline..Kısa bir düşününce kendi kendime şaşırmıştım içimden.. Bendeki de soru..!?
Hoseok: Kızımın dilinden anlayacağını ve ona iyi geleceğini düşünüyorum..Nede olsa onlarca çocukla uğraşmış bir eğitimcisin öyle değil mi..! Senden tek istediğim şey onun mutlu olması ve çok yorulmamasi..
Başımı ağzımdan tek bir söz çıkmadan aşağı yukarı sallayıp onu onaylamıştım.. Üzgün görünüyordu Hoseok.. Aslında kızım bu kadarda sessiz değildi Hoseok neden bu kadar kötü durumdaymış gibi konuşuyordu..Tüm cesaretimi toplayıp sonunda konuşmuştum..
Hee-Yun: Hoseok.. Bey..!
Yüzünü bana dönüp, söyleyeceğim şeyi merakla beklemişti..Bana böyle bakmasının sebebi sesimdi bunu anlamıştım..Adıyla seslenmem bu sesle garip gelmişti ona vede bana..Onun şaşkınca "efendim" der gibi bakışına karşın konuşmuştum..
Hee-Yun:Kızınız o iyi mi..? Yani tek sorun sessiz olması değilmiş gibi..!
Hoseokun gözleri dolmuştu..İstemsiz daha bir kaç dakika önce kalktığı sandalyeye geri oturmus ve konuşmasına öyle devam etmişti..
Hoseok: Bilmiyorum..! Sanırım o hasta..!
Yani henüz daha hiç birşey belli ama bilmiyorum..Tek bildiğim bu kadarını artık kaldıramıyor olmam..
Şaşkındım, o kadar şaşkındım ki tek kelime bile edememiştim.. Gözümden akan bir damla yaşla bende az önce uyuya kaldığım koltuğa hızla geri oturmuştum..Ne diyordu şimdi..Kızım hasta mıydı..Peki yaa bunu ben neden fark etmemiştim..Başımı kaldırıp Hoseoka bakmıştım..
Hee-Yun:O hasta..! Siz bunu nasıl anladınız..!?
Derin bir nefes alıp güçlü olan kocam daha az önceki gücünü toplayıp konuşmuştu..
Hoseok: Sürekli halsizdi ve sık sık ateşi yükseliyordu.. Test yaptırdık şimdi umuyoruz ki doktor şüphelerinde yanılsin..
Hee-Yun: Doktorun şüphesi ne..?
Hoseok: Lösemi..Diğer bir bilinen adıyla kan kanseri..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Dönüş (J.H.) (Tamamlandı)
FanficHoseok:Madem ayrı dünyaların insanıyız ne diye hala benimlesin. o benden çok farklı olan dünyana git o zaman..Görgülü dünyana.. Hee-Yun:Benden ayrılmak mı istiyorsun..!