⭐Oy vermeyi unutmayın lütfen ⭐
Birden kapının açılmasıyla çerçeve elimden düşmüştü... İçeri giren Hoseoku görür görmez elimden düşen ve camı paramparça olan çerçeveyi toplamak için eğilmiştim..Hem topluyor hemde konuşuyordum..
Yun:Özür dilerim.. Siz öyle birden girince korktum.. Korkuncada şey elimden düştü..
Bu anda ellerimde hissettiğim elleriyle sanki az titriyormuşum gibi daha çok titremeye başlamıştım..
Hoseok:Önemli değil..Kalkın lütfen..Hem alttarafi bir çerçeve..
Bozulmuştum..Alttarafi bir çerçevemi..! Tamamen doğruldugumdan emin olunca bu defa kendisi eğilip, kırılan camlar arasından sadece fotoğrafı alıp, fotoğrafa bakarak konuşmuştu...
Hoseok:İçindeki fotoğrafa birşey olmadığı sürece benim için hic birsey problem teşkil etmiyor..Bu arada eşim Seo-yeon'un annesi..
Elindeki fotoğrafı kalemlige yaslayıp çerçevesiz durmasını sağlamıştı..Bende bana tanıttığı benle olumlu yönde başımı sallamıştım..Belkide daha fazlası.. Mutlu olmuştum içten içe..
Hoseok:Ben odaya gelmeden önce Seo-yeonla ne tartışıyordunuz ne için bağırıyordu...
İstemsiz dislerim arasına yerleşmişti alt dudağım..Ne yalan söylemeliyim diye düşünüyordum..Kendimden emin başımı hafif kaldırıp konuşmuştum..
Yun:Aslında tartışmıyorduk..Birkac oyuncağı var..Çocuklar icin uygun değil..Yani O, o oyuncaklarını seviyor bense atmasını istedim o kadar..
Anlıyormuş gibi başını sallamıştı ama ikna olmuşa benzemiyordu..Bundan olacak ki sorgusuna devam etmişti..
Hoseok:Hangi oyuncakları mesela..?
Daha önceden aklımda kalanları o büyük aynadan izlerken "Bir çocuğa bu tür oyuncaklar alınmaz" diye yakınlığım anları düşününce hemen ardi ardına sıralamıştim oyuncakları..
Yun:Mesela..O sexsi giyinen bebekler, zombi oyuncakları, bir oyuncak olmasada odasında duran tabletler..Bence bunlar olmaması gereken şeyler yani..!
Bir anda hızla saydığım şeylerle şaşkınca gözlerini açmıştı..Onu öyle görünce derin bir nefes alıp fazla hüküm koyduğumu düşünerek özür amaçlı dudaklarımı kısa süreli yukarı kıvırıp tekrar serbest bırakmıştım..Anlamış olacakki ellerini çeplerinden çıkarıp, göğüs hizasında önünde bağlayıp konuşmuştu..
Hoseok: Tamam o oyuncakları söylerim alırlar odasından.. Ayriyeten yalan söylememesi için onu uyarmalıyım..
Yun:Ben uyardım ama sizde uyarsanız iyi olur sanırım..Yani sanırım oyuncaklarından olmaktan korktu..
Ufak bir sahte gülücük sergilemiştim Hoseoka..Asıl yalan söyleyen bendim ama kalkıpta "ben Yeon'un annesiyim geri geldim " diyemeyeceğime göre..En iyisi böylesiydi.. Tüm düşüncelerim Hoseokun tekrar konuşmasıyla dağılmıştı..
Hoseok:Cv'ni okurken "bu kadar başarılı olamaz.. imkansız" demiştim..Ama sanırım yanılmışım gerçekten işinde iyisin..!
Ben bu işi yapmıyordum bile.. Sadece anneydim bu kadar..Sanırım böyle bir iltifat için yanlız teşekkür yeterli olmayabilirdi..Kocaman sarılmakta güzel olurdu ama şimdilik teşekkür edip geçecektim..Başımı hafif eğip konuşmuştum..
Yun: Teşekkür ederim..
Hoseok:Peki öyleyse.. Seo-yeon normalde sabah 9 ila öğlen 1 arası kreşte oluyor ama bir süre gitmeyecek onu yormadan eğitimini evde almasını sağlamalıyız...
Bunları her ne kadar gözleri bugulanmis olsada kendinden ödün vermeden söylüyordu..Benimde gözlerim doluyordu..Hoseok normalde ağlamak istediğinde ağlayan bir insandı. Şimdi bu kadar güçlü durmaya çalışması bir anlık zor gelmişti bana.. Aklımdaki düşünceleri yok sayıp onu dinlemeye devam etmiştim.. Önündeki çalışma masasının koltuğuna oturmuş elindeki kalemle ilgileniyordu..
Hoseok:Ders saatleri önemli değil..Önemli olan sağlığı..Bu dönemde sürekli kontrol altında tutacağız ama bunu anlamamalı..
Yun: Anlıyorum..Elimden geleni yapacağım..
Oturduğu yerden kalkıp bu defa çalışma masasına yan oturup bir ayağını yere koymuş elindeki kaleme bakıp konuşmuştu..
Hoseok:Bundan şüphem yok yanlız..Söz konusu bir oyuncak bile olsa kızımı korkutmayın ve onu üzmeyin..!
Başımı aşağı yukarı sallayıp onu onaylamıştim.. Yanlız az önce anlaştığımızı sanıyordum ama bir baba için yeterli olmamış var sayıyordum..
Bir kaç önemli konu daha konusup yemek için odadan çıkmıştık..Yemeklerin hazırlanma aşamasında aslında çok önceden tanıdığım ama tanımıyormus gibi yaptığım Hoseokun annesiyle tanışmıştık..Beni sevmişe benziyordu..Yemek yemek için masaya geçtiklerinde bende yemeğimi yemek için mutfağa doğru ilerlerken annesinin seslenmesiyle duraksamıstım..
"Sevgili Yun bence sende bizimle yemelisin"
Yemek masasının en başına oturan Hoseoktan ses çıkmamıştı.. Bense sanki ondan bir teklif bekliyor gibi çaktırmadan yüzüne bakmıştım..
Bayan Jung'un ikinci teklifinde gözlerimi Hoseoktan çekip masaya odaklanmıştım..
"Hadi ama hem Seo-yeon ve bizle kaynaşman için güzel zemin olur..Çünkü biz ailecek yemekler dışında zor bir araya geliyoruz.."
Odaklandığım masaya doğru yürüyüp,Hoseokun hemen sağ tarafına kızımın ve eski valideminde karşısına oturmuştum..Kızımın göz ucuyla bana baktığını fark edebiliyordum..Annesinin söylenmesine göz devirip yemeğinin bitirdigini ağzını sildigi peçeteyı tabagının kenarına koyunca anladım..
Kollarını yan yana masaya koyup tüm yükünü oturduğu yerde kollarına vermişti. Seo-yeon'un yüzüne bakarak konuşmaya başlamıştı..Bense ilk defa bu evde yabancı olduğumu hissetmiş yemeğimi çekinerek yemeye başlamıştım..Hoseok:Beğendin mi yeni öğretmenini bakalım..
Özel güçlerim sayesinde içinden düşündüklerini
okuyabiliyordum hem Hoseokun hemde kızımın..İkiside hissettirmesede beni sevmişlerdi..
SY:Evet ÖĞRETMENİM iyi biri...
"öğretmenim" kelimesini vurgulayınca kızmıştım içten içe..Hoseokun verdiği cevapla hafif gülümsemiştim çünkü büyük bir oyunun içindeydi ama farkında değildi..
Hoseok:En iyisi olsun diye çok araştırdım..
Beni şaşırtan ise kizimin bile isteye verdiği cevaptı..
SY: Peki özellikle mi annenim isminde birini buldun..!?
Duyduğum cümle ile içtiğim su boğazımda kalmıştı.. Hoseokta farksızdı beti benzi atmıştı birden bire...
⭐ Oy vermediyseniz verin lütfen ⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Dönüş (J.H.) (Tamamlandı)
FanficHoseok:Madem ayrı dünyaların insanıyız ne diye hala benimlesin. o benden çok farklı olan dünyana git o zaman..Görgülü dünyana.. Hee-Yun:Benden ayrılmak mı istiyorsun..!