3. Şahıs
Kapıdan içeri giren bir kişi daha vardı. Tomura bu kişiye sağdece baktı. Dili tutulmuştu ve gördüğü kişinin gerçek olduğuna inanamıyordu. Anılar gözlerinin önünden hızlıca geçerken yek düşündüğü şey onun hala hayatta oluşuydu. Ağzından tek bir kelime çıkabilmişti:
"Eiji..."
Kapıdan içeri yavaş adımlarla giren kişinin mavi gözleri, Tomura'nın koyu kırmızı gözlerine uzunca baktı. Dabi arkadan kapıyı kaptı. Villainler sağdece bir Tomura'ya bir de kadına bakıyorlardı. Kimdi ki bu kadın?
Tomura, kadına doğru yavaş adımlarla yaklaşınca kadının mavi gözleri büyüdü. Tomura aniden kadına sarıldığında, kadın da karşılık verdi. Tomura sağdece kadının beyaz, uzun ve yumuşak saçlarını okşadı. Onu o kadar özlemişti ki... Bir süre sarılmışken kadın kendini geri çekti ve, ÇAT!
Villainler her bir ağızdan 'ooo' diyorlardı. Kadın Tomura'ya çok sert tokat atmıştı.
"SENDEN ALDI DEĞİL Mİ? ÖZGÜNLÜĞÜNÜ SENDEN ALDI!"
Etrafta kimseden çıt çıkmıyordu.
"Ben ölmedim. Beni öylece bıraktın! Bir kere bile gelip-"
Bir an duraksadı. Sonra devam etti.
"Polisler olay yerine geldiğinde hakkınızda hiç birşey demedim. Ağzımı bile açmadım ben! BENİM NE OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜLER BİLİYOR MUSUN? DELİ! Ah! inanamıyorum..."Tomura'nın yüzüne baktı. Gözlerinin içine ve sonra gözlerini kapattı. Yanındaydı. Yıllar sonra -yaklaşık iki yıl- ilk kez birbirlerini görüyorlardı. Üstelik Tomura kendisinin öldüğünü sanıyordu. Kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes çok sessizdi. Sessizliği bozan Eiji olmuştu.
"Seni çok özledim... Kahretsin! Sena hala deliler gibi aşığım!"
Tomura bu sözleri duyunca Eiji'ye baktı. Yüzüne, beyaz saçlarına...
"Bende... Bende seni seviyorum."
Eiji gözlerini açtı ve kendisine bakan Tomura'ya baktı. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
"Ichika, o nerede?"
"Uyuyor"Tomura, Eiji'yi Ichika'nın odasına götürdü. Eiji kızını görünce gözleri doldu eliyle ağzını kapattı. Kızının yanı başına yavaşça oturdu, kızının saçlarını okşadı. Bir gözyaşı kaydı yanağından. Sessizce uyuyan kızını izledi. Tomura odadan yavaşça ayrıldı ve Eiji'yi kızıyla baş başa bıraktı. Dabi'nin yanına geldiğinde gözlerini kıstı.
"Eiji'yi... Onu nereden buldun?"
Bu sorusuna karşı Dabi yere baktı.
"O beni buldu. Off... Uzun hikaye ama herşeyden önce Ch- yani Nicole yakalandı!"
"Onu kurtarmalıyız!" (Toga)
"Yarın düşüneceğim."
Tomura'nın bu yanıtı üzerine villainler birbirlerine baktı. Dabi gözlerini devirdi.
"Ben yatmaya gidiyorum."Tomura bir yandan Dabi'ye minnet duyuyordu. Yani... Onun öldüğünü sandığı karısını bir gece yanına getirmişti. Bu gerçekten inanılmazdı. En çok sabah Ichika'nın ifadesini merak ediyordu. Onu gördüğü andaki tepkisini... Villainler yavaş yavaş uyku için kendi odalarına dağıldılar.
Etraf sessizleşmişti ve sağdece mutfağın penceresinden içeri giren ay ışığı odayı aydınlatıyordu. Tomura bu sessizliğe hayran olmuştu. Bu ona o kadar huzur vermişti ki...
Belinde hisettiği eller irkilmesine neden oldu. Eiji arkadan Tomura'ya sıkıca sarılmış ve kalbinin hızlanmasına neden olmuştu.Tomura arkasını döndü ve Eiji'nin karşısına geçti. Gözlerinin içine baktı, ellerinden tuttu. Oda karanlıktı ama ay ışığı birbirlerini görmelerini sağlıyordu. Eiji'nin yüzünde narin bir gülümseme belirdi. Yüzü kızarmıştı ama karanlıkta belli olmuyordu. Tomura'ya sağdece sımsıkı sarıldı...
Gözlerini ovuşturarak odasından çıkan sarı pijamalı küçük kız kollarını açarak kocaman esnedi. Saçları darmadağın ve bi gözü açık bir gözü kapalıydı. Banyoya yöneldi. Boyu kısa olduğundan ellerini yıkaması için bir tabure bırakılmıştı. Tabureyi aldı ve üstüne çıktı. Çeşmeyi açtı ve elini yüzünü yıkadı. Aynadaki görüntüsüne bakınca içinden mega facia görünüyorum diye geçirdi. Gerçekten de öyleydi. Felaket görünüyordu.
Mutfaktan gelen harika kokulara yöneldi. Babası her sabah erkenden diğer villainler ve
Re-Destro ile birlikte toplantı salonunda olurlardı. Re-Destro her sabah kendi evinden gelirdi. Ichika her sabah acaba ne konuşuyorlar diye hep merak ederdi. Mutfağa girdiğinde yemek masası doluydu. Toga ve Twice oturmuş konuşuyorlardı. Kompress ve Spinner masada satranç oynuyorlardı. Dabi ise kahvaltılıkları mideye indirmekle meşguldü. Nicole burada olsa o da kahvaltılıklara girişirdi. Ama beni korumak için yakalandığı aklıma gelince boynumu eğdim. Suçluluk duygusu... Bu gerçekten çok kötü bir duyguydu.Ichika yemek masasına oturdu, (gerçekten masaya oturmadı. Sandalyeye oturdu bu arada.) sanırım Nicole dışında bir tek babası eksikti. "Baba!" diye seslendi.
"Efendim?" diye bahçeden bir ses geldi. Mutfak penceresine doğru baktı kırmızı gözleriyle. Ama pencerenin baktığı taraftan göremedi.Bahçeye çıktığında hava çok güzeldi. Güneş tepede duruyordu. Küçük kız babasını görür görmez ona doğru koşmaya başladı ama yanında biri, bir kadın vardı. Bir an duraksadı, sonra kadın önünü dönünce beynimden vurulmuşa döndü. Gözlerini ovuşturdu, cimcikledi kendini. Defalarca.
Onlarar doğru ilerledi. Koşuyordu.
"ANNE!?!"
Kadın yere çömeldi ve kollarını açtı. Küçük kız ona sarıldı. Sağdece ağlamak istedi ama olmadı. Genelde istemediği zaman ağlardı. :/
Annesinin saçlarına dokundu, asla bırakmak istemedi."Nasıl? S-seni... Buradasın! B-ben sağdece-"
"Buradayım meleğim. Buradayım yanında.""Seni seviyorum anne..."
Merhabalar!
Bölümü nasıl buldunuz?
Biraz sakin bir bölüm yazmak istedim. O kadar olaydan sonra;)
Lütfen yorum yazmayı ve oylarınızı eksik etmeyin.
Kendinize iyi bakın!💙Sayonara
♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAIRA [BNHA]
Fanfiction"Hiç bir şeyi sevmiyorum. Ben her şeyden nefret ediyorum. Her şeyi öldür, her şeyi mahvetmek istediğim şey bu. Yaşayan her şeye acı veriyorum. Kimse hafife alınmamalı, herkes tehlikelidir. Hiç kimse masum değildir."