31- Yardım Çağrısı

220 26 13
                                    

Medya: Gerçekten sevdiğim bir şarkı. Bu bölümü yazarken sağdece bu müziği dinledim. Siz de beğenebilirsiniz. ♡

3. Şahıs

Dabi, Spinner ve Kompres salonda televizyon izliyorlardı.
"Evet şuan canlı yayındayız. Kahraman Snipe ve Kabuk ne yazık ki hayatını kaybetti," dedi sunucu. "26 polis de hayatını kaybederken, ünlü dedektif Tsukauchi ve kahraman Endeavor, Midnigth ve Eraserhead büyük yaralar ile atlattı. Villainlerden henüz bir kayıp yok."
"Bir dakika nE?" dedi Snipper.
"Devlet ve polis teşkilatı saklıyor olabilir. Her zaman gerçek bilgiler verilmiyor. O öldü," dedi Dabi. "Kesin zırvalığı."
Kompres her şeyi sessizce izliyordu. Sonra bir şey fark etti.
"Bu olayın ardından bir hafta geçti ama bütün Japonya yeni öğreniyor?"
Salonda bir sessizlik oldu. Doğruydu.
"Ama neden?" dedi Spinner. "Neden saklasınlar böyle bir şeyi? Bir villain öldü ve bunu saklayacaklar mı?"
Kimse bir şey demiyordu ama aslında hepsi bunun nedenini kendi içlerinde sorguluyorlardı.

Tomura üst kattan aşağı doğru inerken mutfağa baktı. Ichika masanın üstünde yapboz yaparken, Eiji'de kahvaltı hazırlıyordu. Tomura mutfağa girdi. Ichika'nın yanından geçerken elleriyle küçük kızın saçlarını okşadı ve sonra da Eiji'nin yanına ilerledi.
"Ne hazırlıyorsun?"
Eiji dilimlediği peyniri Tomura'nın ağzına tıktı.
"Bilmem," dedi gülerek. Tomura peyniri yerken şaşırdı. Eiji'ye gecenin yarısında, çok kaba davranmasına rağmen bu sabah oldukça mutlu olduğuna inanmak zordu. 

"Eiji ben-"
"Tenko, dün çok yoğundun ve kafan karışıktı. Bunu sorun etmiyorum çünkü gece dediklerinin bir tanesinde bile ciddi olmadığına inanıyorum." dedi gülümseyerek. Sonra da Tomura'ya tokat attığı yanağını öptü ve kulağına fısıldadı.
"Bu konuyu konuşacağız..." dedi bastırarak ve sert bir şekilde.
Tomura daha ağzını açamadan Eiji devam etti. "Birazdan Ichika ile dışarı çıkacağız. Onu parka götüreceğim ve dışarıda takılacağız. Uzun zamandır yalnız vakit geçirmiyorduk." Tomura, "Peki..." diyebildi sağdece. Bu konuyu yalnız kaldıklarında tekrar konuşacaklardı. Orası kesindi. Sonra da telefonuna gelen mesaj ile Tomura tekrar yatak odasına çıktı.

Hemen sonra da salonda yankılanan ev telefonuna bakmak için Dabi kalktı. Telefonu açtığında ofladı. "Kimsin?"
"TOUYAAAA!" diye bağırdı telefondaki titreyen ses. İnce ve tiz çıkıyordu. Sonra da öksürdü.
Dabi sesin kime ait olduğunu çıkaramasa da ona seslenilen adı duyduğunda gözleri fal taşı gibi açıldı.
"S-sana bir... öhö öhöö şey söyl-"
Arkadan gelen megafon sesi, sözünü kesti.
"Ellerini kaldır yoksa ateş edeceğiz!" diye bağırdı.
Dabi bu tanıdık sesin sahibini gözünde canlandırdı.
"C-Choa?!?"
Telefondaki ses ağlamaya başladığında, burnunu çekti.

Kahverengi saçlı kız içine girdiği telefon kulübesinin kapı kolunu eriterek açılamaz hale getirdi. Bunu gören polis arabadan indi. Yanında duran, gözlüklü, beyaz önlük giyen ve gri saçlı adama baktı.
"Size oradaki lanet o* çocuğunun dilini koparmanızı söylemiştim." dedi. "Bir gözünü çıkarmak yetmemiş demek ki..." yanındaki polise döndü. "Diğer gözünü de çıkartın, dilini kopartın! Parmakların çok acıdığını duydum... Bütün tırnaklarını sökün!"
Yanındaki polis gözlerini genişçe açtı. "Fazla ileriye gitmesek m-"
"Kaçmak da neymiş? 6 tane adamımı öldürdü. Elleri olmadan hem de. Boyunlarını kırmak nedir, HA?!?"
Gri saçlı adam elindeki not defterine bir şeyler yazarken durdu.
"Birkaç şey de biz ekleyelim mi?"
diye sordu. Polis hiç düşünmedi,
"Canlı kalsın yeter!"

Kahverengi saçlı kız titreyen elini sargılarla dolu sağ gözüne götürdü. Gerçi artık sağ göz diye bir şey kalmamıştı. Acısını hissediyordu. Tırnaklarına kadar sızlıyordu her yeri. Başına neler geleceğinden haberi vardı. Yardım istemek acınası bir şeydi. En zayıf halka kendisiydi. Hep yardıma ihtiyacı olan kişiydi. Ayak bağı oluyordu. Herkese. İşe yaramazdı. Güçsüzdü ve zayıftı...

KAIRA  [BNHA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin