Medya: Çokselll! Ichy'ye iyi uyuyor. Yani kısmen...
3. Şahıs
Dabi alevlerini önündeki alana savurdu. Kahramanların çığlıklarını duydu. Yani en azından bir kaç tane zayıf ve güçsüz olanının. Gerçi Dabi'ye göre bütün kahramanlar güçsüzdü.
Onlara doğru gelen 'Cam Kahramanı : Glass Wall'a doğru Spinner atıldı.
(Harika ötesi isim bulma becerimin sonucu...)
Kahramanın her oluşturduğu camı tozla buz ederek ilerliyordu. Kahaman, Spinner kendisine her adım ilerlediğinde, iki adım geri gidiyordu. Spinner dibine geldiğinde kılıcını havaya kaldırdı ve hızla kahramana geçirecekken, biri kahramanı kurtarmak için önüne atıldı. O anda Spinner kimin koruduğuna baktığında kılıcıyla, Spinner'ın kılıcını tutmuştu."Hmm, yeterince hızlı..."
"Neyse ne lan!" dedi Dabi. Bunu söyledikten hemen sonra Spinner kenara çelikdi ve alevlerini kahramanlara doğru savurdu. Kahramanların ölümünü izleyen Dabi gülümsedi.
"Ne kadar da tatlı... Benim alevlerime karşı cam ile savunmaya çalışmışlar. Ne acınası! Cam eriyip gitmiş, ne tesadüf ama..."
"Yolu açtık. Burası temiz, değil mi?" dedi Spinner.
"Kötüler Birliğinin yerini bulmuşlar ve koskoca arka bahçeye beş tane kahraman mı dikmişler? Bu iş bu kadar olamaz, savunmanı indirme sakın."
Spinner da 'aynen' anlamında kafasını salladı. Bu kadar basit değildi, olamazdı da...Toga şırıngaları ve bıçağı ile ön kapıyı her ne kadar idare etmeye çalışsa da bir polis tarafından ateş edilen mermi bacağına isabet etmişti. Bu yüzden hemen geri çekilmiş ve eve girerek bir dolabın arkasına saklanmıştı.
"Ahhh, ç-çok yanıyor!"
"Himiko Toga!" diye dışardan megafon ile seslendiler. Toga adını bu şekilde duymak onu mutlu etmişti. Bir kere daha sivri dişlerini göstererek kocaman güldü. Daha sonra ayağının ağrısı bastırınca gülümsemesi bozuldu. "Ayy... Hiç ilk yardım şeysileri yok mu burada?" dedikten sonra etrafı gözleriyle aramaya başladı.
"Olamaz, bir dolabın arkasında kan kaybından ölü bulunacağım."Evet, Toga abartıyordu ama gerçekten sanki böyle olacakmış gibi bir acı vardı bacağında.
Ichika önünde yürüyen Nicole'ye baktı. Hiç mutlu olmuş muydu? Bizimle birlikte mutlu muydu?
"Bizimle birlikte mutlu musun?" diye sordu Ichika. Nicole küçük kıza baktı. "Evet" diye yanıtladı sorusunu. Ichika kendini Nicole ile konuşurken mutlu hissediyordu. Her ne kadar Tomura ile anlaşamıyor olsa da veya Ichika ile konuşurken 'bücür, paçoz' diye lakaplar kullansa da iyi biriydi. Ichika buna inanıyordu."Hiç aşık oldun mu peki?" diye sordu Ichika. Daha önce hiç aşık olmamıştı ve annesi bunun çok mutluluk veren bir duygu olduğunu söylemişti. Nicole bir an duraksadı. Sonra arkasını dönüp küçük kıza baktı.
"Evet, bir kere aşık oldum ve bir kere de kalbim kırıldı."Ichika aşkın kalp kırdığını bilmiyordu. Nasıl olurdu ki? Mutluluk veren bir duygu nasıl bir insanı incitirdi?
"Nasıl?"
Nicole bu soruya sessiz kaldı.
"Nereden çıktı bu soru?"
"Bilmem..."
Bir an sessizlik oldu. Ichika bir soru daha sordu.
"Sağdece bir kere mi aşık oldun?" Nicole bir kere daha durdu.
"Hayır"
"Ne zaman?" diye sordu Ichika.
Bu soruya da cevap gelmedi.
"Kim?" diye bir soru daha sordu.
"Bu seni ilgilendirmez tamam mı? Hem bu konuları konuşmak için daha çok küçüksün!"Ichika sustu, sonra Nicole'nin elindeki siyah bıcağı fark etti. Her zaman bunu yanında taşırdı. Özgünlüğü kendisine zarar verdiğinden pek kullanmıyordu ve bunun yerine dövüşürken yanında hep bu bıçağı bulunduruyordu.
Sessizce yürürken bir anda Nicole'e doğru ara koridorun sonundan sular geliyordu.
"Hey! Su!" diye bağırdı Ichika. Nicole de farketmiş olacaktı ki:
"Geri çekil bücü-" daha sözünü tamamlayamadan büyük bir gürültüyle suyla birlikte duvara yapıştı ve ikisinin yolunu ayırdı. Birbirlerini görebiliyorlardı ama aralarında mesafe çoktu. Ichika kafasını yerdeki soğuk zemine çarptığı için başı çok ağrıyordu. Ve sonra Nicole'nin düşürdüğü siyah bıçağa baktı. Dibinde duruyordu. Hemen elleriyle kavradı."Buradalar!" diye bağırdı mavi kostümlü bir adam. (Manual)
"Topluma zarar veriyorsunuz..."
Ichika'ya baktı. Sonra Nicole'ye.
"...ve hiç bir suç cezasız kalmamalı." dedi. Arkasından siyah saçlı bir kadın belirdi. Sarı gözeri vardı. Nicole onu gördüğünde gözlerini kıstı.
"Sen..." kadın ona gözlerini devirdi.
"Evet. Ben, beni mi özledin?"Twice ileri doğru koşarken arkasından adeta sürü halinde Kompres'ler geliyordu ve durmadan çoğalıyorlardı.
"Hadi! Yürüyün Kompres'lerrr" diye avazı çıktığı kadar bağırınca hemen yanında koşan Kompres kafasına vurdu.
"Kulağım çınladı, bağırma!"
"Havalı hissetiriyor bir kere!"Kompres sürüsünü gören kahramanların gözleri büyüdü. Dosyalarında çoğaltığı kopyaların direncinin belli bir hasar olduğu yazıyordu.
Mt. Lady:
"Tamam. Çok fazlalar!"
Ağaç Kamui:
"Dirençleri az, yenebiliriz!"
Edgeshot:
"Önden giden iki kişi var, onlar gerçek olmalı. Kopyalarla ben ilgilenirim."
Mt. Lady ve Ağaç Kamui:
"Tamam"Kamui, Kompres ve Twice yeterince yaklaşınca ağaçtan bir kafes yaparak kopyaları ve gerçekleri ayırdı. Sonra kafasını Edgeshot'a 'tamamdır' anlamında salladı. Mt. Lady kendini büyüttü. Edgeshot:
"Bin Sayfalık Delme!" dedikten sonra düz, sivri ve bükülebilir bir ip haline geldi. Sonra hızlıca bütün kopyaların içinden geçerek ve onları delerek yok etti.Nicole atağa kalkacakken bir daha sularla birlikte duvara yapıştı.
"HAYIIR!" diye bağırdı Ichika. Gözleri dolmuştu ve ne yapacağını bilmiyordu. Elinde kavradığı bıçağı sımsıkı tuttu. "Bırakın onu! Lütfen!" dedi. Sesi ağlayacakmış gibi geliyordu.Nicole yeteneği ile bütün vicudunu zehir ile donattı. Zehir suyla her temas ettiğinde cızırtılar çıkarıyor ve buharlaşıyordu. Kessinlikle yeteneği şu anda Nicole'nin kurtulmasına yardımcı olmuyordu, daha fazla canının yanmasına neden oluyordu.
"Aght!" dedi Nicole suratını ekşiterek. Duvardan yere doğru sırt üstü kaydı. Cildi kızarmış ve zedelenmişti. Manual, Nicole'nin daha fazla hareket edemeyeceğini anladığında (düşündüğünde hehehehe '_')
ona doğru ilerledi ve neresinden çıkardığını kimsenin bilemediği kelepçeleri çıkardı.
"Yolun sonu artık!" dedi.Rogue, Ichika'ya doğru elini uzattı.
"Gel benimle! Daha iyi yerlere gideceksin, hak ettiğin ve gerçekten olman gereken bir yere. Yaşıtlarınla tanışacak ve her istediğini alabileceksin. İzin ver, tut elimi!" dedi, gülümseyerek. Ichika kendisine uzanan ele baktı, gerçekten... Gerçekten de kimin yanında olmak istiyordu. Asla yaşayamadığı çocukluğunu yaşayabilmek mi, yoksa... Nicole baktı.Sonra Rogue'nin elini sıkıca tuttu. Saçlarının rengi açıldı, sol gözü daha koyu bir kırmızı olurken, sağ gözü gökyüzü mavisine büründü. Yüzünde dişlerini göstererek gülümsedi.
"Olmak istediğim yeri ben çoktan seçtim." dedi.
Rogue gözleri genişçe açıldı. İçten içe canı acımaya ve tuttuğu eli hissetmemeye başlamıştı. Sonra ise Ichika'nın gözleri önünde siyah küllerden başka hiç bir şey kalmadı.
"Benim yardıma ihtiyacım yok!" dedi suratını ekşiterek.Ne yani? Şimdi... Canlı birini mi öldürmüştü? Birini... Neden pişman değildi? Neden üzülmüyordu? Aslında hiç bir şey hissetmiyordu. Ellerine baktı, parmaklarına... Sonra gülümsedi, bu gülümsemesi daha da büyüdü. Mutlu olmuştu. Artık... Ne istediğini gayet iyi anladı...
Bunları gören Nicole sırıttı ama Manual ise içinden 'hay lanet olsun!' diye tekrarladı. Ichika elindeki bıçağı yerde Nicole'ye doğru fırlattı. Nicole bıçağı elinde hisseder hissetmez kavradı.
"Tam önümüzdeler! Biraz daha ilerlemelisiniz!" dedi Uwabami, yanında duran Hawks, Miruko ve birkaç polise bakarak.
"Bu sefer bitti!" dedi Hawks. "Bir daha kaçamayacaklar."
Miruko da kafasıyla onayladı.
"Yardımın için teşekkür ederiz." dedi Uwabami'nin sarı gözlerine bakarak.
"Birşey değil, işim bu benim. Hadi gidin ve Tomura'yı yakalayın. Bitirin bu işi."Merhabaaaaalar!
Bölümü nasıl buldunuz?Mt. Lady ve Kamui'nin 'Tamam' dediği noktadan sonra bir türlü ne yazacağımı bilemedim. Yanii biliyordum ama nasıl ifade edeceğimi bulamadım. Yarın büyük ihtimalle yeni bölüm gelir. Yarısını yazdım bile. :3
Kendinize çoooook iyi bakın💙
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen.☆Sayonara!
♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAIRA [BNHA]
Fanfiction"Hiç bir şeyi sevmiyorum. Ben her şeyden nefret ediyorum. Her şeyi öldür, her şeyi mahvetmek istediğim şey bu. Yaşayan her şeye acı veriyorum. Kimse hafife alınmamalı, herkes tehlikelidir. Hiç kimse masum değildir."