Medya: Kısa saçlı bir Eiji. Bence uzun saç ona daha çok yakışıyor :b
9 yıl önce
Eiji sabah işe geldi.
"Neden sabah sabah işe geliyoruz?," dedi yanındaki arkadaşına. Arkadaşı daha gözlerini ovuşturuyordu. Eiji güldü. İkisi de henüz ayılmamışlardı. Arkadaşı Liu ile ruh ikizi gibiydiler. Birbirlerini en iyi anlayanlardı. Liu uzun saçlarını at kuruğu yaptı.
"Peki," dedi. Kendilerine doğru gelen kadını gösterdi. "Sana iyi şanslar." Dilini çıkardı.
"Kes şunu!," Eiji güldü. Kadın, yanlarına gelince Liu kaçtı. Eiji, kadına baktı.
"Yine ne var ?Kadın, Tsukauchi'ye baktı.
"Onu hak etmiyorsun," dedi. "Bunun sen de farkına varacaksın."
"Oh, cidden mi?," dedi Eiji. Tek kaşını kaldırdı. "Sana bakmaz bile..!"
Kadın gözlerini devirdi.
"Göreceği-"
Eiji parmağındaki yüzüğü kadına gösterdi.
"Geri bas Silva," dedi Eiji. Sırıtıyordu. "Başka kapıya."
Kadın hiçbir şey demeden sarı saçlarını savurarak uzaklaştı. Yumuklarını sıkıyordu. Tsukauchi, Eiji'nin yanına geldiğinde suratındaki sırıtışı fark etti.
"Neden bu kadar mutlusun?"
"Akşam dondurma almaya gideceğim içiin," dedi Eiji. Sallıyordu bir şeyler. "Sen de gelecek misin?"
"Şey... sanırım gelebilirim."
Eiji gülümsedi ve Liu'nun yanına ilerledi.Hava karardığında Eiji ve Liu vedalaştı.
"Yarın görüşürüz," dedi Liu.
"Tabii!"
Eiji ve Tsukauchi, arabaya bindiğinde, müziğin sesini sona kadar açtılar. Şarkıya bağırarak eşlik etmeye başladılar. Gece açık olan bir marketin önünde durdular. Makette çok kişi yoktu. Arabadan indiler.
"Tanrım!," dedi Eiji. "Bu harika! Lütfen bunu başka zaman tekrarlayalım!"
"Sen istersen, neden olmasın?," dedi Tsukauchi. Markete girdiklerinde Eiji'nin tüyleri diken diken oldu. Durdu.
"Bir şey mi oldu?," diye sordu Tsukauci. Eiji gülümsedi.
"Yok bir şey:)"...
Tomura o güçlü enerjiyi takip ediyordu. O özgünlük buradaydı... Bu sefer bulmuştu. Rafları dolaşıyordu ve gözleri ile insanları inceliyordu. O anda bir kızı gördü. Yanında bir adam daha vardı ve hangi dondurmayı alacaklarına karar vermeye çalışıyorlardı. Tomura raflarda bir şeylere bakıyormuş gibi yaparken kızın kendisine yaklaştığını fark etti ve gülümsedi. Kız, Tomura'nın yanındaki raftan mısır gevreği aldı ve tekrar o adamın yanına gidecekken Tomura kızın kolunu tuttu. Kız, Tomura'ya baktı. Tomura kıza yakından baktığında kaşlarının ve kirpiklerinin bile beyaz olduğunu gördü. Kız... albino muydu?
Kız mavi ve geniş gözleriyle Tomura'ya baktı. Sonra ise hayalet görmüşe döndü.
"S-sen..."
Tomura kahkaha attı. Kız geri kaçmayı düşündü ama Tomura şuan kolunu tutuyordu. Tomura diğer eliyle kızın boynunu kavradı. Sonra kızın yanındaki adam onları gördü. Onlara doğru gelirken,
"Tsukauchi! Gelme! Sakın!," diye yalvardı kız. Eliyle durmasını işaret etti. Tsukauchi'nin eli arkasındaki silaha gitti. Silahı Tomura'ya doğrulttuğunda, Tomura kızı önüne aldı. Tsukauchi artık ateş edemezdi.Tomura sakin bir şekilde, kızın belindeki silahı, telefonunu, çantasını çıkardı ve zemine fırlattı. Tomura,
"Sakın beni uyutmaya çalışma, seni asla uyanamayacağın hale getiririm," diye fısıldadı kızın kulağına. Kız yutkundu. Tsukauchi şok olmuş ve korkmuş bir şekilde öylece Eiji'ye bakıyordu. Sonra da yavaşça silahını indirdi. Etraftaki insanlar da hareket etmiyorlardı. Değil polisi aramak, hareket etseler bile ölebilirlerdi. Tek yapabildikleri dua etmekti.Kapıyı tekmeleyerek içeri Choa ve Dabi bodoslama dalınca herkes çığlık atmaya başladı.
"Biraz daha bağırın zavallı koyunlar!," Choa bunu derken kahkahalarla gülüyordu. İnsanlar dediğini yapıp bağırınca, Dabi de kahkaha attı.
"Kurogiri nerede kaldı?," diye sordu Tomura.
"Ne bileyim ben," dedi Choa, omuz silkerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAIRA [BNHA]
Fanfiction"Hiç bir şeyi sevmiyorum. Ben her şeyden nefret ediyorum. Her şeyi öldür, her şeyi mahvetmek istediğim şey bu. Yaşayan her şeye acı veriyorum. Kimse hafife alınmamalı, herkes tehlikelidir. Hiç kimse masum değildir."