Kitabı alıp koltuğa oturdum.Sona kalan cipsi alıp yemeye başladım.Bir yandan da kaldığım sayfayı açtım.
-En son 268.sayfadaydım sanki.
Kitap ayracım niye yoktu ki kaldığım yerde?
Kitabın üstünden kitap ayracının olduğ yeri açtım.
-396.
-İyi de,ben bu sayfaya gelmemiştim ki.
Kitap ayracını elime alacakken kaydı ve yere düştü.
Genelde mavi renkli tarafını kullanıyordum.
Beyaz tarafını görebileceğim şekilde düşmüştü. Üstünde kendi yazım olmadığını fark ettiğim bir yazı vardı.
-Seni seviyorum,Soo.
Kim olduğunu düşündüm.Başka biri olamazdı, Baek'ten başka.
Tebessüm ettim.Mutlu olmuştum.Ne kadar çift kişilikli,korkunç ve anlaşılmaz biri olsa da beni kendine çekmeyi başarıyordu.
396.sayfa ise onun kaldığı sayfaydı.
Gülerek kızdım ona.
-Hey Baek! Ya kaldığım sayfa aklımda kalmasaydı!?
Kitaba takıldı kaldı gözlerim.Daha da çok sırıtmaya başladım.Parmaklarımla yüzümdeki gülümsemeyi durdurmak için dudaklarımı sıktım.
-Çok tatlısın,Baek.
Telefonuma mesaj geldi.
"Baekkhyun" kişisinden bir mesajın var!
-Biliyorum.
Seslice güldüm.
Telefonumu kapatıp yanıma koydum.
Farketmeden bitirmiş olduğum pakete boş boş bakıp paketi çöpe atmak için ayağa kalktım.
Sebep yokken kahkaha atmak istedim.Bilmiyordum nedenini,bazen mutluluktan ağlayasım geliyordu.En ufak espriye bile.Tutuyordum kendimi.Sanki diğer sevinçlerimde gülümsemelerimi saklamışım gibi.Daha çok güldüm.
Gözlerimden akan yaşı farketmiş olmam ile mutfakta yere oturdum.
Karnımı tutup devam ettim gülmeye.
Mutlu olmanın verdiği mutluluktu.O yüzden ağlıyordum.
Koltukta duran telefonuma tekrar mesaj geldiğinde kalktım.
Baekhyun'dan gelmişti yine.
-Kafayı mı yedin?
Mesaja cevap vermeden konuştum.
-Baek buradaysan niye yanıma gelmiyorsun?
Bir yandan gözlerimden gelen yaşları siliyordum. Tırnağımın gözüme batmasıyla küçük çaplı bir inleme çıktı dudaklarımdan.