Hepinize Merhabalar.Hikayenin ısınmaya başladığı bu bölümlerde size kısa bir ara vererek '' Merhaba'' demek istedim ve tarihe not düşmek adına söylüyorum ki şu an 21 Nisan 2020 ve saat 23:21.
Bir çoğumuzu etkisi altına alan bir pandemi vakasıyla karşı karşıya kaldığımız bu zaman da içimize kapanmak bir yandan bizi oldukça zorlasa da hobilerimizin bir kısmına zaman ayırmamızı da sağlamış oldu.
Herkesin hayat koşuşturmacası peşinde yorulduğu bu zamanlar da evler de kalıp kendimize zaman ayırabilme fırsatından faydalanabilirken sizinde huzurunuzda sağlık çalışanlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
Yazdıklarım sizinle ne zaman buluşur bilemiyorum. Fakat yapmayı sevdiğim iş için bir kez daha cesaretle adım attığım bu günlerde sizinle buluşacağını umduğum günleri düşünerek içimde ki heyecanı canlı tutmaya çalışıyorum.
Bir çoğunuza şu an elimden geldiğini bildiğim için mesaj atarak ve davet ederek ulaşmaya çalışıyorum. Nazikçe geri dönüş yapan ve hatta destekleriyle beni cesaretlendiren herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.
Fakat burasının oldukça büyük bir platform olduğununda farkındayım. Yaklaşık 6-7 senedir kesik zamanlarla olmuş bile olsa bu platformu yakından takip eden ve işlerin nasıl yürüdüğünü bilen biriyim.
Bunun karşısında destekleriniz, fikirleriniz ve bana hissettirdiğiniz cesaretleriniz ile, bir kez daha çok sevdiğim yazarlık için savaşmaya devam edeceğim.
Belki o zaman, önceleri -tabi imkan nispetinde- defter sayfalarını doldurduğum hikayelerimi de sizleri de buluşturmak mümkün olabilir.
Hikayemizin bundan sonraki kısmında heyecanlı ve uzun bir bölüm sizi karşılayacak. Bir kısmını dakikalar önce yazarak kaydettim ve devamını da en kısa zamanda yazmayı düşünüyorum. Sonrasında ise bir geriye dönüş bölümüyle aklınızda ki taşların daha iyi yerine oturmasını sağlayacağız.
Bu hepimizi, birazda merağa düşürecek bir kısım olacak.
Sanki Hera ve Hermes karşımda, biraz ileri de bunları yaşıyormuş da ben de gördüklerimi size aktarıyormuşum gibi düşünmenizi isterim. Çünkü gerçekten aklımda keskin çizgileri olan bir hikaye değil ve sanki her bölüm, her bir satır ne olması gerektiğine kendi karar veriyor gibi.
Amacım lafı fazla uzatmak değildi. Fakat bir şeyler açıklayabiliyor olmaktan mutluyum. Sizin için bilgisayar başında ki hayalet bir yazar olmak istemediğim için gerçekten kendi kelimelerimle karşınıza çıkmış bulunuyorum.
Ve okurlarım arasında benim gibi, bizim gibi hayalleri için çabalayan yazarlarımız varsa ve bunu okuyor iseler bilmelerini isterim ki, hayallerimizin bizi götüreceği o güzel diyarlar çok uzakta olmamalı.
Şimdiden her şey için teşekkür ederim.
VeraKK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARUS- Kraliyetin Şifresi
एक्शनHera. Bu adı kim veya neden ona vermişti bilmiyordu. Hatta bu ismi ona veren neyi oluyordu onu da bilmiyordu. Tek bildiği Zeus'u öldürdüğü. Fakat öldürmediğiydi. Sarus'a giden yolda adımlarken binlerce efsanenin içersin de sadece biri olduğunu...