BÖLÜM 34: SON GÜN

14 4 0
                                    

                                                                 * Belki de ben hiçkimseydim...*

Herkesin hikayesinin başladığı yer vardır. Bizimki dse burasıydı.Şanslı Nur ve Şanslı Yamanın hikayesinin başladığı yer. Neresi olduğunu biliyoruz. Bu okul, bu sınıf, bu sıra... İlk görüşle başlamıştı bizimki. Bir söz; "Sesin çok güzel, aynı kendin gibi..." bu sözle başladık biz... Bazı aşklar vardır çok kolay başlayıp zor biter, bazı aşklar vardır zor başlayıp kolay biter... Ama bazıları vardır ki kolay başlayıp kolay biter, zor başlayıp zor biter... Sizce biz bunlardan hangisiydik? Ama bazıları bir sözle başlar, bir gülüşle, bir tanışmayla, bir bakışmayla... Hani bir şarkı söylemiştim ya AŞK NEREDEN NEREYE diye  gerçekten de AŞK NEREDEN NEREYE... 

Bahçeye adımımı attığımda durdum ve etrafı izledim. Fotoğraf çekenler, heyecanlananlar, mutsuzlar, mutluluktan ölmek üzere olanlar... Peki ben onlardan hangisiydim? Belki de bunlardan hiçbiriydim. Belki de ben hiçkimseydim... İçimde çok kötü bir his vardı. "Burada başladı burada biter belki?" duyduğumm sesle yanımdaki bedene döndüm ve bedenin sahibinin Emir olduğunu görmüştüm. Anlam veremez ifadelerle kaşlarımı çatarak yüzüne baktığım sırada "o bir gün gidicek ve senin yanında ben olucam! O zaman kimin aşkının gerçek olduğunu görüceksin!" dediğine kaşlarım daha fazla çatıldı. "Bak. Anladığım kadarıyla benden hoşlanıyorsun! Ama sende gördün biz birbirimizi çok seviyoruz! Lütfen kendini de beni de bu şekilde yaparak üzme! Benden olmaz!" dediğimde omuz silkti ve "ben beklerim be güzelim!" dedi. Yanından uzaklaşırken dediklerini düşünüp durdum. Emir kızların aşık olacağı bir erkekti. Fazlasıyla yakışıklı, zengin, havalı peki neden beni seviyordu? 

Sınıftan içeriye girdiğimde Yaman beni gördü ve gülmeye başladı. "Günaydın civciv!" dediğinde güldüm ve "günaydın!" dedim. İçimde gerçekten çok kötü hisler vardı. Denizlerin yanına gittim ve Rüveyda bana solukla birşeyler anlatmaya başladı. "Ya biliyorum hiçbirimiz fala inanmıyoruz ama bugün falcıya gidelim mi? Bizim sınıftaki Selin gitmiş dedikleri doğru çıkmış bizde gidelim lütfenn!" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım ama kaçış yolumuz olmicağını biliyorduk. "Abi şöyle bir bakınca gitmeme gibi bir ihtimalimiz yok hepimiz bunu biliyoruz ve bunun sonucu olarak mecburen geliyoruz ama hiçbirimiz inanmıyoruz ve sende inanmıyorsun bunu da biliyoruz!" Ömerin sözleriyle derin bir nefes aldım ve "peki öyle olsun" dediğimde Rüveyda gülerek bana baktı. 

Hoca geldi, konuşma yaptı, karneleri dağıttı ve herkesi evlerine yolladı. "Beraber biryerlere gidelim mi?" Yamanın sorusuyla üzgünce başımı salladım ve "Rüveydanın özel istekleriyle bizi falcıya götürüyo bizim sınıftan bir kız gitmiş onunkiler çıkmış merak ediyormuş." dediğimde kahkaha attı ve "tamam o zaman sonra konuşuruz civciv!" dedi, yanağımdan öptü ve hep beraber Denizin arabasına bindik. 

"Burası galiba!" Denizin şaşkınca bakışlarıyla Rüveyda başını salladı. "Burası burası" Taksimde bir cafeye gelmiştik.  Girdiğimizde bizi bir kadın karşıladı. "Siz Selinin arkadaşları mısınız?" kadının sorusuyla başımızı salladık. "Gelin çocuklar!"  dediğinde Deniz kulağıma "kadın iyi birisine benziyor ya" dediğinde başımı salladım. "İlk kimden başlıyoruz?" kadının sorusuyla Rüveyda "ben!" dedi sesi titremişti. Ömer ve Zeliha çok rahatlardı. Rüveyda,Deniz ve ben korkmuştuk. 

Rüveyda elini uzattı ve kadın elinin içine derin derin baktı. "Sen" dedi "senin sevdiğin ve seni seven birisi var!" dediğinde başını salladı " o kişiyle istediğin olacak güzel kız merak etme!" dediğinde Rüveyda başını salladı ve sıra Denize gelmişti. "Yok ben almiyim!" Denizin sözleriyle kadın anlayışla başını salladı. Denizin kaçışı olmuş olabilirdi ama benim olamazdı ve mecburen istemsizce elimi uzattım. "Bakalım şu bir diğer güzel kızın falına " dediğidne ellerimde baka kaldı. İlk defa böyle bir fal görüyorum!" dediğine umursamazca başımı salladım. "Bakın ben size hep diyordum ben sizden çok farklıyım diye gördünüz mü?" dediğimde kadın da dahil herkes kahkaha atmaya başladı. "Senin de sevdiğin bir çocuk var. O çocukta seni seviyor ama çok üzülüceksin be güzelim. Çok üzücekler seni. Yakın bir zamanda o çocuk sana birşey diyicek ve dünyan yıkılıcak başına. Yazık sana öyle saf, güzel, temizsin ki yazık bu fal sana!" dediğinde elimi çektim ve "ya abla kusura bakma ama ben buraya arkadaşımın ısrarıyla geldim ben fala inanmıyorum!" dediğimde anlayışla başını salladı. 

Ömer de es geçtikten sonra Zeliha elini uzattı. "Kızım sen serseri gibi bir kızsın!" dediğinde hepimiz kahkaha patlattık. "Öyleyimdir abla" dediğinde başını salladı " sende de bir çocuk var ve bu çocuk sana çok aşık sen de ona fazlasıyla aşıksın. Senin hayatın da çok güzel olucak merak etme!" dediğinde Zeliha başını salladı ama "abla kusura bakma da bende inanmıyorum ya!" dediğinde abla başını salladı. 

Denizin arabasına bindik ve giderken Rüveyda "abi o neydi öyle ya! Nur acaba senin için neden öyle dedi?" diye soru sordu ve bende omuz silktim. "Ben fala inanmam herşey şans ve kader!" dediğimde Deniz ve Ömer öldürücü esprilerini yapmaya başladılar. Daha fazla dayanamayarak kulaklığımı telefonuma taktım ve bir şarkı açtım. Bu Talardo nun kendine iyi bak şarkısıydı...

İstemem Melek falan 

Bana bi' kendi gelsin 

Yaşadığım o Cennetimde Cehennemimde sensin

Sarıl birkez içten 

İnan ki olmuyor hiç sensiz

Kilometreler önemsiz sen tüm dünyaya denksin...

Şarkı bittiğinde ilk olarak Rüveydayı, sonra Zelihayı ve sonra da beni bıraktılar. Kadının dedikleri hiç umurumda bile olmadı. Sıcak bir duşa girdim, giyindim, saçlarımı kuruttum ve telefonumu elime aldım. Yamandan bir yeni mesaj vardı.

YAMAN: 1 Saat sonra sizin bahçeye in sana bir sürprizim var!

NUR: Merak ettim tamamdır bekliyorum ama şimdi biraz uyumak istiyorum sonra konuşuruz bb

YAMAN: İyi uykular civciv

NUR: Saol sevgilim

Mesaj sayfasından çıktım ve yatağıma uzanıp derin bir uyku çektim. Uyandığımda saat 9 olmuştu ve Yaman çoktan gelmişti. Hemen siyah eşofmanımı ve siyah kısakollu uzun T-shirt giydikten sonra bahçeye indim ve Yaman gelmişti.Ama tek değildi. Yanında bir köpek vardı. Bana köpek almıştı. Köpek kum rengi ve orta boylardaydı. Daha çok küçüktü. Beni görr görmez yanıma geldi, eğildim ve onu sevmeye başladım."Merhaba! Adın ne senin?" dediğimde Yaman cevap verdi "ŞANS!" dediğinde gülerek yüzüne baktım. "Merhaba Şans! Bende Nur!" dediğimde kuyruğunu salladı. "Seni çok sevdi. Artık senin de bir köpeğin var civciv!" dediğinde yüzüme acınası bir halde bakıyordu.  

"Çok teşekkür ederim ama bu köpek bir hayvan hatırlatırım sevgilim senin de oldu falan olmuyor!" dediğimde "özür dilerim ya!" dedi.

Saatler sonra Yaman gitti ve Şansı da alıp annemlere gösterdim. Annem ve babam Şansı çok sevdi. Hatta babam baya baya sevdi. Yarın Şansa bir kulübe alıcaz. Şans ile birlikte odama çıktık ve benim tam ona göre olan pufumu esir aldı. Bende giyinme odamda giyindikten sonra uykuya daldım...

lütfen oy verip yorum yapınn!:)

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin