BÖLÜM 36: YENİ BİR BAŞLANGIÇ

11 4 0
                                    

(1 Ay Sonra)

(İstanbul) 

Gitti. Hiç bırakmaz dediğim insan gitti... Bir ay geçti aradan. Koskoca bir ay.1 Gün sonra benim doğum günüm. Ama o yok. Bu bir ayda:

-Psikolog

-Ev

-Yan etki yapan ilaçlar

-Hiçbir zaman yanımdan ayrılmayan ailem ve arkadaşlarım

-Hiç tanımadığım geçmiş olsuna gelen akrabalar

-Ve benim kimseyle konuşmamam

-Kabuslar, halisülasyon lar, sayıklamalar...

-Bana acıyarak bakan gözler

Tam bir deliye döndüm. İlaçların verdiği yan etki , öfke kontrolü,daha ikincigünden dondurduğum okulum, odadan çıkmama hepsini yaşadım. Evet bu bir ayda geçmeye bilirdi ama kendimi daha iyi hissediyordum ve günler sonra ilk defa dışarıya çıktım. Yanımda kardeşten öte arkadaşlarım ve Şans.  Bu bir ayda Şansta beni hiç görmemişti. Rüveyda ve Zeliha bana kıyafetlerimi ayarladılar. Sonbahar olmuştu. Ağaçlardaki yapraklar yerlere dökülmüştü bile. 

"Okulun saati geliyor artık Şansı eve bırakalım  ama ondan sonra okula gidelim. Bugün bizim okulun başka üniversitenin besyo bölümündekilerle basketbol maçı var. Tahmin edebileceğiniz üzere Berk te oynuyor. Hem Nur sende inanılmaz oynuyorsun Berk birine birşey olursa  ve tabi sen iyi hissedip gelmek istersen seni yedek oyuncu olarak istiyor!" Zelihanın konuşması kulağımda adeta bir uğultuydu ama dediklerinin hepsini de anlamıştım. Her geçen gün daha da iyiye dönüyorum. "Tabiki oynarım Berk istesin yeter! Hem bayadır da oynamıyorum ve size güzel bir haberim var!" dediğimde hepsinin bana acılı bakması son bulmuş umut dolu bakıyorlardı. "Ben iyileşmeye karar verdim ve kendimi çok iyi hissediyorum. Yavaş yavaş eski Nuru karşınızda bulabilir siniz!" dediğimde hepsi çok sevinmişti. Rüveyda bana sarıldı, Zeliha da, Ömer ve Deniz ordan "yürü be koçum" diye destek veriyorlardı ve benim 1 ay sonunda ilk defa yüzüm güldü.

Eve gidip Şansı bıraktık ve ben üzerimi değiştirdim. Siyah dar pantolon, üzerine siyah sweat, siyah bere, siyah ayakkabılar ve siyah çanta. Yine siyahlara bürünmüştüm. Ama artık kendimi özlediğimi anlamıştım. Aynanın karşısına geçtim ve "Merhaba eski, neşeli, her zaman umutlu, ve asla pes etmeyen Nur! Aramıza yeniden hoş geldin!" dedim ve güldüm. 

Masamın üzerindeki ilaçlarımı içtim ve ilaçları çantama attım.  Gülümseyerek kapıdan çıktığımda beni o haldeyken görüp adeta yıkılan annem ve babam beni kapıda bekliyorlardı. "Nurum! Seni çok özledik kızım!" annemin sıkıca sarılmasıyla "geri döndüm anne merak etme!" dedim ve kocaman güldü. Babam ilk soğuk kanlı durdu ama bana karşı asla soğuk kanlı olamazdı. Çünkü o benim kahramanım. Bana sıkıca sarıldı ve "civcivimiz hoşgeldin!" dediğinde gözüm yerde daldı. "Baba!" dedim ve tereddütle "efendim kızım?" dedi. "Birdaha o kelimeyi söylemeyin olur mu?" dediğimde "ah salak ben! Kusura bakma kızım çok özür dilerim!" dediğinde hafifçe sırıtıp, yanağından öpüp "birşey olmaz!" diyerek çıktım. Ali abi de beni özlemişe benziyordu ve beni görünce gözlerinin içi güldü. 

Kapıdan çıkınca beni gören Şans ta hemen yanıma geldi. "Oğlum! Bak ben geri döndüm.  Şimdi okula gidiyorum. Gelince bol bol oynarız!" dediğimde kuyruğunu salladı ve havladı. "Hoş geldin Nur kızım!" Ali abinin konuşmasıyla güldüm ve başımı salladım. Arabada kulaklıklarımı çıkarttım ve kulağıma taktım. Yalnız benim şöyle bir sorunum var ki. Benim kulaklarım küçük ve bu kulaklık büyük. Her seferinde canımı acıtırlar. Şimdi dersiniz yeni bir kulaklık neden almıyorsun? Bu kulaklık onunla olan bütün şarkılarımızı o zaman bana dinletmişti ve kulaklığım kulağımı ne kadar acıtsa da değiştirmek gibi bir düşüncem asla yoktu. 

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin