Ellerimin üzerindeki kırmızı sıvı benim vücudumdan çıkmasa da en az öyleymiş gibi acı veriyordu. Karanlığın izin verdiğince görebildiğim yüzlerdeki ifade korkunun en büyük resmiydi. Ukala maskelerinin altındaki insancıl duygular elimdeki kanın tenimi kapladığı gibi kaplamıştı. Nutku tutulmuş dilleri küçük gördükleri benliğimden halliceydi.
Kokunun ağırlığı zamanla yorulan koku duyusunu bile yoramıyordu. Buraya girdiğimizden farklı koku karanlık mekanı kaplamıştı. Birkaç dakikanın gürültüsü şimdi yerinin ölüm sessizliğine bırakmış olsa da elimdeki kanın sahibinin çığlıklarını sanki hala duyuyor gibiydim. Bırakması için yalvarışlarını,bir kolu tam önüme atıldığındaki çığlığını. Tüm bedeni uzuvları etrafa dağılmışken benim gözlerim kesik kafadaydı.
Saçları gözlerinin önüne gelmiş olsa da açık gözleri sanki bana hala üstten bakıyor gibiydi. Çenesi aşağı doğru açılmıştı. Ağzı sanki ortadan ikiye ayrılmış gibiydi. Sürekli övündüğü o yüzü paramparçaydı.
Kimse konuşmuyordu. Sanki çıt sesi gelse o geri dönecek gibiydi. Ne yazık ki çabamız gereksizdi. Ölüm sessizliğini yine ölüm gibi korkunç ses bozdu.
İşte yine başlıyordu.
İlk düşüncelerinizi merak ediyorum. Yeni bölümler büyük ihtimalle Coincidence bitince atarım.
-T