Bölüm 15

2.1K 296 290
                                    

10 yıl önce

Gece yarısı geçmek üzereydi ve ben ailemden habersiz dışarıdaydım. En son anneme uyumak için odama geçeceğimi söylemiş ve Diego'nun beni pencereden çıkarmasına izin vermiştim. İlk kez yaptığımız bir şey değildi ama yine de ister istemez heyecanlanıyordum.

"Nereye gidiyoruz?"

Diego ile buluşalı 10 dakika olmuştu ama biz 10 dakikadır sessizce yürüyorduk. Hava çok karanlıktı. Ay bulutların arasında kalmıştı. Diego arkasına dönüp elimi tuttu. Yüksek bir yerden atladığımızda sıkıca ona tutundum.

"Sana bulduğum bir şeyi göstereceğim."

Elimi bırakmadığı için ben de kendimi geri çekmedim. Şu son 3 yılda Diego çok büyümüştü. 16 yaşındaki bir çocuğa göre fazla uzundu. Ben de 13 yaşındaki biri için fazla kısa olduğum için onun yanında küçük kardeşi gibi duruyordum.

"Neden bu saatte olmak zorunda? Annem öğrenirse çok kızacak."

Ayağım taşa takıldığında dengem bozuldu ama hemen toparladım.

"Çünkü kimsenin görmesini istemiyorum."dedi Diego elindeki feneri açmaya çalışırken. Sürekli vurup duruyordu ama sadece cılız bir ışık çıkıyordu.

"Manu'nun da mı?"dedim elinden feneri alarak. Düğmesi yerine oturmuyordu. Elimle basılı tuttum. Bileğimdeki ip bilekliği çıkarıp fenerin etrafına sardım. Şimdi çalışıyordu.

Işığı Diego'ya tuttuğumda sonunda yüzünü görebilmiştim.

"Her şeyi düzeltiyorsun."dedi sorumu duymamış gibi yaparak.

"Senin dışında." Yüzü düştüğünde hata yaptığımı düşündüğüm için tekrar konuştum. "Şaka yaptım. Senin düzeltilmene gerek yok."

Tekrar yürümeye başladığımızda gerçekten kırılıp kırılmadığını düşünüyordum. Sadece ağzımdan çıkıvermişti. Diego elimden feneri alıp önden yürümeye başladı. Ben de kendimi sürekli etrafa bakıp durmaktan alıkoyamıyordum. Nereye gittiğimizi az çok tahmin ediyordum.

Tahmin doğru çıktığında ikimiz Ay Piramitinin önünde duruyorduk. İster istemez Diego'ya yaklaştım. Güneş Piramiti bizden çok uzak sayılmazdı ve ben onun içindeki şeyden ölümüne korkuyordum.

"Diego korkuyorum."dedim iyice ona yaklaşıp. Sonunda nereye bakıyorsa bakmayı bırakıp bana döndü. Elimi yine sıkıca kavradı.

"Benim yanımdayken o sana yaklaşamaz bile."

"Nereden biliyorsun?"dedim. El Criatura Maldita iki çocuğa mı zarar veremeyecekti? Diego sadece ben korkmayayım diye yapıyordu ama fazla işe yaramıyordu.

"Boşver şimdi onu. Sana göstereceğim şeyi merak etmiyor musun?"

Güneş Piramitine bakmayı kesip önümüzdeki ondan daha küçük piramite baktım. Diego yerden bir taşı kaldırmaya çalıştığında ona yardım ettim. Taşı kaldırmayı başardığımızda yan tarafa doğru ittik. Taş yere tok bir sesle yığıldığı da tozlar havaya kalkmıştı. Burnuma dolan tozla hapşırdım. Diego halime güldüğünde koluna bir tane vurdum.

"Bak."

Diego'nun ışığı tuttuğu yere baktım. 1 metre uzunluğundaki taşın üzerine oyulmuş heykele yaklaştım.

"Bu kadın heykeli,"

"Lilith."dedi Diego benden önce söyleyerek. Heykele biraz daha yaklaşıp dokundum. Parmaklarım kadının yüzünde dolaşırken bakışlarım bedenindeydi. Lilith, Adem'in Havva'dan önceki karısıydı. Lilith,Kara Ay'ın tanrıçasıydı.

PURGATORY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin