15 yıl önce
Gözyaşlarım bir türlü durmuyordu. Öyle ki ağlamak bile istemiyordum. Annem artık gözyaşlarımı silmeyi bırakmıştı. Beni durmam için ikna da etmiyordu. Çünkü benim elimde olan bir şey değildi. Şu an hiç 8 yaşında bir çocuk gibi davranmıyordum ama umrumda değildi. Çok endişeliydim.
"Anne,"dedim hıçkırıklarım arasından. "Dikiş atmak çok acıtır mı?"
Annem oturduğumuz hastane koltuklarında beni kucağına oturttu. Kucağa almak için yaşım büyüktü belki ama yaşıtlarıma göre çok cılızdım. Manu hep öyle söylerdi.
"Diego güçlüdür. Benden daha iyi biliyorsun bunu."dedi annem gözyaşlarımı bir kez daha silerken. Nihayet ağlamayı biraz olsun kesebilmiştim.
"Doğru. Diego ağlamaz hiç."
"Can bugün yaptığınız çok tehlikeliydi. Ya sana bir şey olsaydı?"
"Ama Diego beni korur. Öyle söyledi."
Annem dediğime gülecek gibi olduğunda hemen kendini toparlamıştı. Annem bana hiç kızmazdı ama sanki şimdi sinirli gibi geliyordu.
"Bebeğim, Diego da senin gibi sadece bir çocuk. Çok yaramaz bir çocuk."
"Yaramaz mı?"
"Yani çok fazla yanlış şey yapıyor. Senin gibi değil. Bir süre birbirinizden uzak durun."dedi annem. Uzak durun dediği an kucağından indim.
"Hayır!"dedim sesimi yükselterek. Diego'dan ayrı kalma düşüncesi bile beni korkutuyordu. Annem de benim gibi ayağa kalktığında önünde beklediğimiz odanın kapısı açılmıştı. İçeriden beyaz önlüklü doktor çıktığında hemen onun yanına gittim.
"Dikiş attın mı?"dedim hemen.
"Can." Annemin ismini uyarıcı bir tonda söylemesiyle sorumu tekrar sordum.
"Dikiş attınız mı doktor? Yanına girebilir miyim?"
Doktor bana gülümsedi ama karşılık veremedim. Hala çok korkuyordum.
"Arkadaşın seni bekliyor."
Doktor cümlesini bitirdiğin anda odaya girdim. Diego beyaz bir yatağın üzerinde oturuyordu. Koşarak yanına giderken beni gördü. Yanına vardığım an kollarımı boynuna doladım. Tekrar ağlayacakmışım gibi hissediyordum.
"Sakın daha fazla ağlama. Hastaneye gelene kadar susmadın zaten. Dikiş atılırken bile sesini duydum."
Sarılmayı bırakıp hemen ondan ayrıldım. Kaşlarımı çattığımda yine güldü.
"Sen yaramaz bir çocuksun."dedim sinirli bir şekilde. Bu onun daha çok gülmesine sebep oldu.
"Yaramaz mı? Sen bu kelimeyi nereden öğrendin?"
Cevap vermedim. Saç çizgisinin tam önünde olan bandaja baktım. Ben bisikletten düştüğüm an beni tutmak istediği için kafasını taşa çarpmıştı. Elimi beyaz sargıya götürmek için uzattığımda elimi tuttu. Avucumu kendine doğru çevirdi. Diego elimdeki çiziklere bakarken ben ona bakıyordum.
"Çizilmiş. Acıyor mu?"dedi hala avucuma bakarken.
"Hayır."
"Kötü görünüyor."
"Kötü mü? Gerçekten mi?"dedim ben de avucuma bakarken. Aslında kötü görünmüyordu. O neden öyle söylemişti?
Elimi dudaklarına doğru götürüp avucumu öptü.
"Senin zarar görmeni hiç istemiyorum. Avucunun içi bile yaralanmasın."dedi elimi yavaşça bırakıp.
"O zaman düştüğümüzde beni kucağına alırken neden düşürdün? Popom acıdı."