Basketbol sahasına giderken ellerim titriyordu. Ellerimi cebime koyarken iyi ki kendime özenmemişim diyordum.
Ya da özense miydim?
Her neyse
Kafamı sağa sola sallayarak basketbol sahasının yakınına geldiğimde kenarda durdum. Hava kararmış olduğundan gözükmüyordum. James siyah atlet ve şort ile sahasının ortasında durup su içiyordu. Diğer elinde tuttuğu telefona bir şeyler yazıyordu. Cebimdeki telefon titrediğinde gülümsedim.
Jamestheprongs: zambaak
Jamestheprongs: hişt
Jamestheporngs: geliyor musun yoksaaa?
Bildirimlerden baktığımda tam saklandığım yerden çıkacaktım ki kız sesi ile yerimde durdum.
''Potteer'' Cırtlak sesi ile yüzümü buruşturduğumda Jamesin de kaşları çatılmıştı. Kızı tanımıyordum sadece esmer tenini görmüştüm.
''Partiden son dakika ayrılınca yarım kalmış bir işimiz vardı.''
Oh...Yakınlarında olduğum için seslerini rahatlıkla duyuyordum.
Keşke duymasaydım ama.
''Melinda-'' Kız parmağı ile Jamesi susturup biraz daha ona yaklaştığında cebimdeki ellerimi yumruk yaptım. Keşke yüzünde patlatabilseydim.
Kız Jamesin dudaklarına yapıştığında Jamesin şaşkın gözlerini görüyordum.
Buradan acilen gitmem lazımdı.
Hata yaptığımı en acı yoldan öğrenmiştim.
Belki de dersi hak eden bendim.
Geri geri giderken arkamdaki ağaca çarptığımda tok bir ses çıktı. James buraya baktığında karanlıkta olduğumu bilmesem göz göze geldiğimizi düşünecektim. Hızlıca arkamı dönüp sokakta ilerlerken dolmuş gözlerim yüzünden buğulanmış etrafı inceliyordum. Az önce geçtiğim kitapçı kapanmıştı. E ve gidip dondurma yiyerek Kill Bill izlemek istiyordum.
Evimin yakınındaki markete girdiğimde cebimde ne kadar olduğuna baktım. Kasada çıkabilecek bir sorunu kaldıramazdım cidden.
Dondurmaların olduğu standa geldiğim sıra bisküvili dondurmadan son bir tane kaldığını gördüm. Elim onu almak için gittiğinde tek değildim. Diğer elin sahibine baktığımda Sirius olduğunu gördüm. Ona kaşlarımı kaldırarak baktığımda küçük bir domates olduğumu biliyordum. Ağlamadığım için büyük ihtimalle her bir yanım kızarmış ve gözlerimde kan çanağına dönmüştü. Derin bir nefes alarak sesimi toparlamaya çalıştım.
''Elini çek Black'' Siyah eşofman ve üstüne giydiği hoodie ile büyük ihtimalle o da evden gelmişti. Elini çekmeden bana bakarken
''Yo'' dedi o ları uzatarak. Dondurmaya biraz daha asılarak çektiğimde artık çemkiriyordum.
''Ya versene şunu''
''Hayır ya ilk ben gördüm''
'İlk benim elim değdi ama''
''Sen öyle san''
''Nerde senin centilmenliğin''
''Feministsin sanıyordum Evans. Nerede kadın ve erkek eşitliği'' diyerek beni taklit etti.
Sinirden tam olarak şu köşede ağlayacaktım şimdi
'' İyi bıraktım.'' Aniden dondurmayı bırakınca kendi tarafına düşen Sirius ile göz göze geldim. Haline güldüğümde o da benimle gülmeye başladı. Gülüşüne bakarken aklıma Severusun dağılmış suratı geldi. Gülmeyi kesip suratımı düşürdüğümde elime rastgele gelen dondurmalardan birini alıp yanından geçtim. O da anlamamış gibi bana bakıp yerinden kalkıyordu.
Birkaç çikolata ve muzlu süt alıp hepsini kasada geçirirken telefonumdan bildirim geldiğini gösterir bir şekilde titriyordu ama bilin bakalım bu kimin umrundaydı?
Marketten çıkıp ilerlerken hızlı hızlı yürüyordum. Arkamdan bana seslenen sesle durdum. Bu gecenin ismi neydi ya Hadi Lily Evansın Çapulcular ile sınayalım gecesi mi?
Arkamı dönüp yanıma gelmesini izlerken artık içimdeki Lily çığlık atıyordu. Bizi bir salında dondurma yiyerek ağlayalım be!
''Evans!'' diyerek önümde durduğunda bezmiş bir yüzle ona baktım.
''Efendim Sirius?'' dediğimde kaşlarını çattı. Ona hep Black dediğim için daha doğru bir zaman öyle dediğim için anlayamamış gibiydi.
''Dediğin gibi bir centilmen olduğum için dondurmayı beraber yiyelim mi diyecektim.'' Dediğinde ona cidden mi dercesine bakıyordum.
Çapulcuların kafasına saksı mı düşmüştü yoksa?
''Hayır ben-'' poşetteki dondurmaya bakıp ''Fıstıklı dondurmam ile mutluyum.'' Sirius bana analamamış gibi baktığında ona dik dik baktım.
Gitsene be
''Senin fıstığa alerjin yok muydu? '' Bana bakarken bir yandan da gülmemek için kendini sıkıyordu.
Elim anlıma gittiğinde tok bir ses çıkardı. Aptal olduğumu bu kadar belli etmemeliydim belki de.
''Ben alerjiden ölmek istiyorum belki.''
''Bugün ölme dondurmaları değiştirelim.'' Ona düz düz baktım.
''Keşke bunu 2 dakika önce markette yapsaydın bende evimde huzurla dondurma yerdim.'' Sokağın ortasında durmuş konuşuyorduk.
Bence tek aptal olan ben değildim.
''Tamam bende diyorum ki şimdi dondurmalarımızı değiştirelim ve hemen arkanda duran evimde dondurmalarımızı yiyelim.''
Arkamı döndüğümde çocukluğumun büyük kısmının geçtiği Black evine baktım. İnanmazca ona baktığımda omuz silkti
''Hadi inatçılık yapma.''
''Sirius biz 2 senedir konuşmuyoruz biliyorsun değil mi?'' diyerek parmağımla iki yapmıştım. Gri gözlerinde pişmanlığı gördüğümde daha ne kadar şaşıracağımı bilmiyordum.
''Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi benle dondurma yemek istiyorsun.'' Dediğimde gözlerim yine yaşarmıştı. Sirius kollarını bana saracakken geriye gidip durdurdum onu. Dostum olarak en çok ona kızgın ve kırgındım.
''Lils...'' yere bakarak konuşmaya devam etti '' Bugün bize baktığında yaptığımın ne kadar aptalca bir şey olduğunu anlamaya başladım galiba. Severusa koşarken aklıma ben bisikletten düştüğümde koşuşun gelmişti. Bilmiyorum sanırım iyice berbat ettim ama-'' dediğinde ona sarılarak susturdum.
Hemen yumuşamıştım biliyorum ama onları çok özlemiştim.
Ayrıca unutmayın ben büyük bir aptaldım.
Burnumu çekerek ona baktığım onun da gözleri hafiften doluydu.
''Hadi bisküvili dondurma yiyerek Titanic izleyelim küçük domates.''
''Sus be bu motorcu kimliğinin altındaki Jack sevdanı herkese anlatır hayatını karartırım senin.''
''Lils...'' Ona döndüğümde kolunu omzuma atıp yanına çekmişti
''Çok özlemişim seni''
''Ben seni hiç özlemedim'' dediğimde aslında bende seni özledim dediğimi biliyordu.
.
Lily de ikizler he
neyse oy ve en çok yorumlarınızı bekliyorummm
yorumlarınızı okuyup gülmek şu günlerde en çok eğlendiğim aktivite falan
hadi bbb

ŞİMDİ OKUDUĞUN
affection | jily
Fiksi Penggemarjamestheprongs: dün eziyet gören, bugün eziyet gören, herkesin, hatta ne uğruna acı çektikleri ne de sebep oldukları felaketlerin suç ortağı olan iki kederli meleğin darbesini yiyen bu zavallı ruh, kendisine hiç darbe indirmeyen, onu fırtınalardan...