geçmiş bölümleri italik olarak yazıyorum artık anlamayanlar için <3
çok sıcak dedim diye 15 derecede düşürme allahım.
.Kendini bildin beri bir insandan hoşlanabilir miydi bir insan? Yemek yemek gibi su içmek gibi sevilebilir miydi biri? Neden diye soramazdın da sen hiç neden yemek yiyorum diye sordun mu kendine?
Ben hiç neden Jamesi sevdiğimi soramadım kendime.
Yemek gibi su gibi sevdim seni.
Hem kitapçı hemde cafe olan dükkanda oturmuş havuçlu kek almış ve Remusla kahve içiyorduk.
Yaz yağmuru yağıyordu ve ikimizde evde durmak istememiştik.
Elimdeki Vadideki Zambağı görünce "Bitiremedin mi kızım sen daha onu?" deyip gülmüştü. Gözlerimi devirdim sadece.
Kitap sıkıcıydı. Özür dilerim Balzac.
"Bilmiyorum bir türlü ilerlemiyor okuyorum ama geçmiyor." dediğimde "İstiyorsan başka bir kitaba geç ağır gelmiş olabilir" dediğimde kafamı iki yana salladım.
Nedense şu gizemli Felix ile kitaptaki Felixi birbirine benzetiyordum. Fiziksel olarak değildi bu benzerlik ruhsaldı.
Mutluluğu arıyordu Felix. Ailesinde bulamamış Tanrıda aramıştı, Tanrıda onu cevapsız bırakınca katıldığı baloda bir çift gözde bulmuştu.
Henriette. Felixin mutluluğunun sebebi. Güzelliği ile bir zambağa benzetilmişti.
"Bırakmak istemiyorum." dediğimde "Sen bilirsin" deyip omuz silkmişti. Yağmur yağıyordu ve ister istemez üşümüştüm. Remus acil bir işi çıktığını söyleyip gittiğinde arkasından el sallamış kafeden ayrılamamıştım.
Omzuma örtülen şalla irkildiğimde kafamı kaldırdım Felix olduğunu anladığımda gülümsemeden edemedim.
"Üşüyor gibiydin." dediğinde kafamı salladım.
"Neden buradasın?" dediğimde kendime tokat atmak istedim. "Yani beklemiyordum seni ama iyi ki geldin-" dediğimde güldü.
"Sıkıntı değil burada çalışıyorum. Seni yalnız görünce yanına geleyim dedim." dediğinde kafamı salladım.
Bir süre ikimizde bir şey konuşmamış yağmurun sesini dinlemiştik. Şimşek çaktığında omuzlarım gerilmişti. Korkmuyordum ama gerilmeden de edemiyorum işte.
" Şimşekten mi korkuyorsun? "dediğinde kafamı hayır anlamında sallıyordum ki şimşek çakınca yerimde zıpladım.
"Ben korurum seni şimşeklerden." dediğinde güldüm "Kurtarıcılar gibi mi" dediğimde saçlarını karıştırdı.
Felixin bakışları bana kendimi Henrietteymiş gibi hissettiriyordu.
"Aynen öyle."
Kalbimde kendin tahtını kurmuş diğer ela gözler sinirliydi.
.
hikayenin sonu nr olacak hiçbir fikrim yok lol
hikayesini gidişatını umarım seviyorsunuzdur
olayları kısa mı keseyim yoksa sindire sindire her şeyi mi öğrenelim onu düşünüyorum
Her neyse oy ve yorumlarını bekliyorum
seviyorum sizi<33

ŞİMDİ OKUDUĞUN
affection | jily
Fiksi Penggemarjamestheprongs: dün eziyet gören, bugün eziyet gören, herkesin, hatta ne uğruna acı çektikleri ne de sebep oldukları felaketlerin suç ortağı olan iki kederli meleğin darbesini yiyen bu zavallı ruh, kendisine hiç darbe indirmeyen, onu fırtınalardan...