Balkondaki kutuda canım isterse diye tuttuğum sigara paketini açtım ve bir tanesini dudaklarıma yerleştirdim.
Paketi ona uzattığımda o da içinden bir tanesini aldı ve ikimizde sandalyeye çöker gibi oturduk.
Yorgundum.
Hem fiziksel hem de ruhsal olarak cidden yorgundum.
Çakmağı sigara tutup içime çektiğimde çakmağı ona uzattım. O da benim gibi sigarayı yaktığında ikimizde derin bir nefes alıp birbirimize bakmadan manzarayı seyrettik.
"Lils" dediğinde elimle sus dedim.Konuşmaya halim yoktu.
O da sustuğunda sigaranın yanarken çıkardığı seslerden başka ses yoktu.
"Remus ve Sirius ile barıştım" dediğimde o da yandan bana baktı. Devam etmemi beklediğinde bir nefes daha çektim ve izmariti balkon demirine söndürdüm. "Onların bana hiçbir şey yapmadığına karar verdim. Fakat sen..." diyerek güldüğümde ona döndüm. O da bana baktığında ikimiz de birbirimizi ne kadar yıktığımızı fark ettik.
"Beni bu kadar çok kırmışken bir özür ile eskiye dönmemizi bekleyemezsin. Bunu beklersen seni yumruklarım cidden"
Kısık sesle güldüğünde ona baktım.
Çok da yakışıklıydı şerefsiz.
"Tam bir aptalım." dediğinde kafamı ona katılırcasına salladım çünkü aptaldı.
"Sana kendini nasıl affettirebileceğimi söylesen keşke" dediğinde
"Kapıyı sessizce kapatırsam sevinirim. Sigaran bitmiş" dedim.
E oldu olacak ilanı aşk yapayım James?
Dediğime kafasını sallayarak kalktığında "Sarılsam sana" diyerek kollarını kaldırdığında gözlerimi devirerek kalktım.
Kapıyı gösterirken kollarını üzüntü ile indirdi. Sanki karşımda 5 yaşındaki hali vardı. Hormonlu 5 yaşındaki hali tabi.
Kapının orada durduğunda bende ona baktım. Büyük ihtimalle çökmüş bir şekildeydim. Giderken arkasından bakıyordum. Arkasını bi anda dönüp göz göze gelince yerimden sıçradım. O da gülümsedi ve el salladı.
Bende el hareketi çekip kapıyı kapattım
Elim ile yüzümü kapattığımda evimin bu kadar sessiz olması beni boğdu. Benim ailem nerdeydi? Salona gidip telefonumdan Petunia'yı aradım. Açarsa onunla konuşabilir belki akıl danışabilirdim. Kendisi New Yorkta olduğundan saat farkı vardı ama açabileceğini düşünüyordum.
"Ben Petunia Evans. Şuan ya uyuyorumdur ya da röportajdayımdı-"
Telefonu kapattığımda kanepeye çökmüştüm. Ne yapacağım hakkında en ufak fikrim yoktı. Kime anlatacağım hakkında da?
Etrafımda beni dinleyebilecek kimse yoktu.Bunca erkeğin arkasında bir kız arkadaşa arıyorsan bir telefon uzağındayım
Cassopeianın numarasını ararken umarım yanlış yapmıyorumdur diyordum.
"Hey!" diyerek telefonu açtığında telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım. "Hey.." diyerek bende onun gibi seslenmiştim ama benimki kedi miyavlaması gibi kalmıştı.
"Bir şey mi oldu tatlım?" dediğinde sesindeki ilgili ton beni duygulandırmıştı.
"Evet aslında...Şey müsait misin?" dediğimde "Kahve yapıyorum Skype ismim İnstagram ile aynı 5 dakikaya oradayım" dediğinde gülümseyerek kapadım. Ondan önce benimde bir şeyler içmem lazımdı
."Bir dahaki gelişimde hatırlat Jamesi döveyim" dediğinde güldüm. Ona her şeyi anlatmıştım. Tabi bunu biraz şarap içtikten sonra karar vermiştim çünkü ayık kafa ile bunu anlatamıyordum.
"Yüzüne pençe attım" dediğimde ikimizde kahkaha attık.
"Hakketmiş şerefsiz" diyerek kahvesinden bi yudum daha aldı ama onunda yanakları kıpkırmızydı. "Sen ne içtin de kafan böyle iyi" dediğimde "Kahvenin içine biraz konyak koydum" dedi.
Deneyecektim.
"Öyle işte Cass... Saçma sapan şeyler oluyor hayatımda ve ben birinin anlamını çözmeye çalışırken" elimle patlma efekti yaptım "Bom başka bir şey oluyor"
"Severusun ne yapmaya çalıştığını anlamayadım. O gün ne dediğini bir daha söylesene" dediğinde aklımda kaldığınca mırıldandım.
Duyduğu ile şaşkın şaşkın ekrana bakan Casse el salladım o da sonunda şoktan çıkmış olacak ki "BENİM KIZIL GÜNEŞİM DEMİŞ" diyerek çığlık attı. Kadehten bir yudum daha aldığımda onun bu haline güldüm ama aklım dediğindeydi
Kızıl güneşim?
Benim?
"Lils eğer kimse ile olmayacaksan sana bir arkadaşımı ayarlayabilir miyimm" diyen Cassopeia'ya gülerek başımı iki yana salladım. Normalde de deli dolu birisine benziyordu içince iyice dağıtıyordu.
"Aa.. Remus arıyor... Lily sonra konuşalım mı?" dediğinde kafamı salladım kapatmadan önce de "Cassopeia... bunu Remusa söylemezsen sevinirim" dediğimde "Saçmalama sen demediğin sürece hiçbir şey öğrenemez. Görüşürüz" diyerek el salladı bende ona el sallayıp kapattım.
Instagramdan bildirim geldiğinde kadehi masaya koydum.
.jamestheprongs: zambak?
jamestheprongs: orada mısınlilyofthevalley: nr var
jamestheprongs: şey bi konuda yardım isteyecektim aslında
lilyofthevalley: söyle
jamestheprongs: söylemeden önce... sana bir şey mi oldu?
lilyofthevalley: yoo
jamestheprongs: peeki
jamestheprongs: birinin kalbini zamanında çok kırdım ve onu düzeltmek istiyorum sence bunu nasıl yapabilirim?Benim için benden yardım mı istiyordu bu?
lilyofthevalley: bilmiyom
lilyofthevalley: hiç birinin kalbini kırmadım
lilyofthevalley: sana ne konuda kırıldıjamestheprongs: ufak hatalar yapmış olabilirim
lilyofthevalley: it
(bu mesajınız geri alınımıştır)
lilyofthevalley: ne gibi hatalar?jamestheprongs: şuanki halim yüzünden hatalar
jamestheprongs: eğer onu geri alacaksam sanırım her şeyi yapabilirimlilyofthevalley: geri almak ne gerizekalı mal mı bu?
jamestheprongs: o anlamda demek istemedim
jamestheprongs: yanlış anladınlilyofthevalley: o zaman kişiliğini iyileştirme ile başlayabilirsin
lilyofthevalley: ne bileyim onun seni sevdiği zamanlardaki gibijamestheprongs: sence beni geri sever mi?
jamestheprongs: onu çok özledimlilyofthevalley: ne bileyim
jamestheprongs: peki sağol zambakkk
lilyofthevalley: np
Bakalım nereye kadar gidecekti bu iyi insan olma işi
.4 bölüm ne ben tam bir işsizim
hikayeye olan bu merakınız beni çok mutlu ediyor🥺🥺🥺
diğer hikayem remus lupin kurgusu olan cards on the table da bakabilirsiniz...
oyveyorumbekliyorumm

ŞİMDİ OKUDUĞUN
affection | jily
Fanfictionjamestheprongs: dün eziyet gören, bugün eziyet gören, herkesin, hatta ne uğruna acı çektikleri ne de sebep oldukları felaketlerin suç ortağı olan iki kederli meleğin darbesini yiyen bu zavallı ruh, kendisine hiç darbe indirmeyen, onu fırtınalardan...