"Evleneceğim kişiyi buldum" dedim elimdeki külahı kendime yaklaştırırken "Bisküvili dondurma. "
James "O kişinin Johnny Depp olacağını düşünüyordum" dediğinde ona döndüm "O 4.sırada"
Sen ise 2.sıradasın ama neyse.
Remus çikolata ve karamelli dondurmasını yerken hüzünlendi "Keşke Cassde burada olsaydı buranın fıstıklı dondurmasını çok seveceğine eminim" Sirius gülerek bana baktığında gözlerimi devirdim.
Peter dondurma yerine limonata söylemiş ve yanda telefonu ile ilgileniyordu ki bu da beni mutlu ediyordu.
Severusun beni ektiğine hala inanamıyordum en azından yanıma gelip söyleseydi.
Kendimi değersiz hissettirmişti.
Dondurmayı yemeyi bıraktığımda James bana bakmıştı bütün yüzü çilekli ve frambuazlı dondurma ile kapalıydı. Ona güldüğümde "Noldu?" dedi ama o da gülüyordu.
"Yüzün dondurma olmuş" Dediğimde ciddiydim. Parmağı ile dudağının kenarındakileri silerken yine aynı şekilde kasıldığımda artık emindim.
Kesinlikle reglim olacaktım.
Herhangi bir kaza yaşanmasın diye masada duran peçeteyi suratına attım. James yüzündeki peçeteye baktıktan sonra bana döndü "Sen silsene" Ona hayatımda gördüğüm en mantıksız şeymiş gibi baktım.
İçimde çığlık atan Lilyi duyabiliyor musunuz?
"Yo" diyip dondurma yemeye devam ettim o da üzgün bir şekilde bana bakmaya devam etti. "Bakma" dedim onun yüzüne bakmadan. Bana daha da yakınlaşmaya çalışınca peçete ile onu ittim.
"Fiziksel temasa bile karşı olacak ne yaptım ben" dediğinde Remus kaşını kaldırdı "Kronolojik olarak mı yoksa alfabetik olarak mı sıralayayım? "
Kafamı sallayarak Peter telefondan kafasını kaldırıp "Sahile gidelim mi? Görüşürüz Yaz temalı bir parti olacakmış" dedi. Herkes kabul ettiğinde çıkıntılık yapacağımı bildiğim halde "Ben gelmesem de olur" diyerek kaçmaya çalıştım. Aurelia omzundan tutup elleri ile bir şeyler anlattığında yüzüne baktım.
Elini yüzüne götürüp telefonunu çıkardı.
Lütfen beni burada tek başıma bırakma ayrıca dedi ve benle Jamese bakıp sırıttı
Bu kadar tatlı olduğunuz için birazdan burnum kanayacakOna ciddi misin diyerek baktım be öğürüyormuş gibi haraketler yaptım. Aurelia suratını astığında, ben sırıttım.
"Sen kimle yalnız kalmamaya çalışıyosun Aurelia ya da Dorcas mı demeliyim?" diyerek ona baktığımda kızardı ve telefonuna uzandı yine.
Acilen işaret dilini öğrenmem lazımdı.
S İ R İ U S ben senin gibi gerçeklerden kaçmıyorum ayrıca herkes bana Aurelia der Dorcası sadece bu 4ü diyor.
"Ben gerçeklerden kaçmıyorum sadece 187 boyunda siyah saçlı ela gözlü James Fleamont Potterdan kaçıyorum" dediğimde göz devirdi "Ayrıca sırf sen ve Sirius ilr dalga geçmek için geliyorum." dediğimde el çırptı ve Siriusun yanına gitti.
Bu kız yalnız onunla yalnız kalmamak istemiyor muydu?
James, Remus ve Peter'in yanına gittiğimde mırıldanarak "Bende geliyorum" dedim. Hepsi bana anlamamış gibi baktığında daha yüksek sesle tekrar ettim. Remus "Lily seni cidden duyamıyoruz" dediğinde ise biraz yüksek bir seslr "Geliyorum" dedim. Sokaktan geçen biri "Tamam bunu herkes anladı ama hangisinden?" diyerek yanımdan geçtiğinde kaşlarımı çatarak yürüyen kişiye bakakaldım. Peter kahkaha atmaya başlayınca James kadının arkasından bağırdı "Hanım efendi!" Kadın arkasını döndüğünde kendini gösterip "Bence kim olduğunu biliyoruz " dediğinde saçlarımla aynı renkteydim. Peter "Hadi ama Potter... Burada sende olmayanlardan var" diyerek tişörtünü yukarı çekiştirdiğinde nasıl bu duruma geldik diyordum.
Remus yaslandığı duvardan kalkarken "Çocukluk arkadaşımla böyle bir şey muhabbetin içinde olmaktan rahatsızım ama" dedi ve kendini gösterdi "Beyler..."
"Cassopeia'ya bunu söyleyeceğim" derken kıpkırmızıydım. Şarap ve çikolataya ihtiyacım vardı. Ya da likörlü çikolataya ya da çikolata şarabına.
"Ayrıca ilgi alanıma girmiyorsunuz" diyerek yanlarından ayrıldım ve gitmeden ekledim " Ben kendine saygısı olan erkeklerden hoşlanırım"
Arkamı döndüğümde kendini yere atan bir James görmeyi beklemiyordum.
Her neyse.
Toparlanıp sahile geldiğimizde o tuzlu koku beni kendine çekti. Herkesten ayrılıp kayalıklarda oturmak istiyordum ki büyük ihtimallede yapacaktım.
Partideki kızların yanında sade kalsam da umrumda değildi. Hava iyice soğumaya başlamıştı ve okula hasta gitmek için çok fazla ödevim vardı.
"Görüşürüz Yaz değil de Merhaba Kış yapsalar olmaz mıydı? Bu soğukta neden sahildeyiz" diyerek ceketine sarılan Siriusa baktım. Kansız olduğundan iyice üşüyordu zamanında küçükken üşüdüğünde benim ceketimi alır, jameste bana ceketini verirdi.
Jamese bakıp sonra sahile baktığımda gülümsediğimi biliyordum.
Kesinlikle olması gerekenden fazla insan vardı burada.
Kim bu soğukta evde oturup sıcak çikolata içmek yerine burada dururdu ki?
Ah, ben.
Etrafta birkaç tane varilin içine ateş yakılmıştı. Bir tanesinin çevresine dağıldığımızda yanımda James, karşımda ise Aurelia ve Peter vardı. James ceketini çıkarıp omuzlarıma bıraktığında ona baktım. Omuz silkip " Üşümüş gözüküyordun" dedi.
Aurelia, Siriusa ceketini vermeye kalktığında Sirius "Büyük ihtimalle evleneceğim kadınsın bu yüzden sarıl ve ısıt beni" dediğinde güldüm ama Siriusun ciddi olduğunu bilmek beni korkutmadı değil.
Evlenmek? Ölmeden 2 saniye önce falan yapabilirim belki
Şarkılar çaldığında herkes eğleniyordu. Peter, Sirius ve Remus üçlüsü değişik şekillerde dans ederek etrafındakileri güldürüyordu. Aurelia ile telefondan kimin kıyafeti en kötü yarışmamızda 15 santimlik topuklu gelen mini etek giyeni geçerek 1.olmuştu.
Eğleniyordum ama kendimi kayalıklarda bulmam uzun sürmedi.
İçkilerden birkaç tanesini yanıma yolluk olarak almış yola başlamadan çoğunu bitirmiştim.
Geleceğin alkoliği Lily Evans adına kadeh kaldırıyorum.
Elindeki son bardaktan bir yudum alırken "Lily" sesine irkildim ve buz gibi soğuk suya düşmekten son anda kurtuldum.
"Siktir. İyi misin?" diyerek yanıma geldiğinde dejavu oldum ve devam ettirdim.
"Sen gelene kadar gayet iyiydim." dediğime gülümsediğinde onunda hatırladığını anladım.
"Oh.. Keyfin kaçmaya devam edecek öyleyse" dedi ve devam etti "Neden partiden ayrıldın?"
"Çok gürültülü" dediğimde kafasını haklısın diyerek salladı. Üstümde yine ceketi vardı.
Sanırım bazı şeyler hiç değişmiyordu.
Acaba Severus şuan napıyordu? Ona her şeyi açıklamalı ve orta yolu bulmalıydım.
"Lily." dediğinde ona döndüm. Ela gözlerinde bu sefer kahverengi baskındı ve altın parıltıları vardı. Ona baktığımda devam etti. "Bizi hiç özlemedin mi?" Yaklaşmaya başladığında yanaklarımı kıpkırmızı olduğuna emindim.
Bunu içkiye bağlayabileceğim için mutluyum.
"Sen-" Her kelimesinde biraz daha yaklaşıyordu "Ben-" Biraz daha yaklaştığında gözleri dudaklarıma inmişti. Bende onun dudaklarına bakarken "Ve kızım, ilgiyi her zaman yanlış yerde aradın-" dudaklarımızı birleştirmek üzereyken gördüğüm şeyle durdum.
İleride öpüşen kişiler Severus ve Melinda mıydı?
.yo!
internetim yok
moraller de bozuk
umarım bölümü beğenirsiniz bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
affection | jily
Fanfictionjamestheprongs: dün eziyet gören, bugün eziyet gören, herkesin, hatta ne uğruna acı çektikleri ne de sebep oldukları felaketlerin suç ortağı olan iki kederli meleğin darbesini yiyen bu zavallı ruh, kendisine hiç darbe indirmeyen, onu fırtınalardan...