Hüzün Kovan Kuş için spotify'dan liste yaptım, profilimden ulaşabilirsiniz...
İyi okumalar...
❆
"Tamam anne,"
"..."
"Peki anne, hı hı öyle yapıyorum zaten"
"..."
"Dikkat ederim, tamam"
"..."
"Ben de seni anne, görüşürüz."
Telefonu kapatmamla başımda bekleyen babam lafa atladı. "Ne diyor?"
Ona gözlerimi devirdikten sonra mutfağa yürüdüm. "Ben bakamıyorum sanki değil mi, tonlarca öğüt sıralıyor..."
"Ne alakası var baba? Öyle bir şey söylemedi!" dedikten sonra ilaçlarımdan birini yutuverdim. Babam da "Mercan! Suyla iç şunları!" diyerek annemi çekiştirmeyi bırakıp benimle uğraşmaya başladı.
"Bu akşam biraz baba-kız vakit geçirebiliriz?" dedi uzun bir sessizlikle ilaçlarımı içmemi izledikten sonra. Ve o an ilaçlardan biri boğazıma takıldığı için öksürmeye başladım. Masadan aniden kalkıp su uzatırken söylenmeye devam etti. "Suyla iç diyorum, bir kere de büyük sözü dinle kızım..."
Nereden çıkmıştı ki bu şimdi? Bugün Barlas'ın sahne günlerinden biriydi. Ve bu benim hiç kaçıramayacağım bir şeydi. Ki zaten atölyede yeterince olay yaşamıştım, bugün bana ondan başkası iyi gelemezdi. Benim yine bu akşam gidip hüzün kovan kuşumu görmem lazımdı.
"Şey..." dedim suyu içtikten sonra. "Benim bu akşam için Gizem'e sözüm vardı." İnanmamış gibi tek kaşını kaldırdı. "İki gün önce de beraber değil miydiniz?"
Babamın evde olduğu ya da benimle ilgilendiği günler Barlas'a gitmek çok daha zor oluyordu. Her seferinde de Gizem yalanını kullanıyordum sanırım.
Hızlıca başımı salladım. "O bana iyi geliyor baba..." dedim ses tonumu azaltarak. O da 'anlıyorum' dercesine başınu sallayarak öne eğdi. Mutfakta bir süre daha sessizce oturduktan sonra kalkıp ona sarıldım. "Ama yarın bir şeyler yapabiliriz..." dedim neşeli durmaya çalışarak. Benim durgunluğum onu daha çok yoruyordu. Kendini kötü hissetmesini istemezdim. En azından o annem gibi bana sadece telefondan öğüt verip eğlencesine bakmıyordu. Evet, hala yoğun çalışıyordu ama en azından bu süreçte yanımdaydı.
"Atölye nasıl gidiyor?" dedi o da konuyu dağıtmaya çalışarak. "Gayet iyi, bir iki arkadaş edindim bile!" diyerek bir yalan daha uydurverdim.
Resim çizmek çocukluğumdan beri en büyük tutkumdu. Ve bu yıl üniveristeyi kazanamadığım için evde boş durmak yerine babamın aklına beni bir atölyeye kaydettirme fikri gelmişti. Ne yalan söyleyeyim benim hakkımda aldığı en doğru karardı bu galiba. Annemle boşanması da doğru bir karardı gerçi de neyse...
Şehrin en başarılı kurslarından birinde resim kursu almama rağmen bu yeteneğimi sadece akşamları parktaki Barlas'ı ya da hayalimde kaldığı kadarı ile elinde gitarı ile sahne alan Barlas'ı çizmekde kullanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kovan Kuş
Romance5*********: Mutlu Yıllaaaar (02.42) 5*********: Mutlu Yıllar sevgilim (02.42) 5*********: Sensiz kutlar bu gece tüm aşıklar (02.43) ❆ Aşkın insana umut vermesi gerekir değil mi? İnsana yaşama gücü vermesi ve insanı iyileştirmeye başlaması gerekir. O...