Medya: Umut Soysert
İyi okumalar ♡
❆
"Mercan Belçin, ölüm tarihi 6 Ekim, ölüm saati 02.42..."
(10 yıl sonra, 6 Ekim)
Barlas Soysert
"Sardunyaların azalmış Mercan'ım, geçen geldiğimde fark etmiştim." Saksısından çıkardığım çiçekleri toprağa ekerek devam ettim. "Ben de hemen yenilerini getireyim dedim, sen seviyorsun ya sardunyaları."
Elimle toprağını düzelttikten sonra çiçekleri incitmeden yavaşça sulamaya başladım. Ellerim ektiğim pembeli çiçeklerin üzerinde gezinirken derin bir nefes alıp baş ucuna oturdum.
"Mercan Belçin... Ölüm saati 02.42..."
10 yıl olmuştu bu cümleyi duyalı. Ötesine geçememiştim.
Sanki orada takılı kalmış gibiydim, hala kafamın içinde aynı netliğiyle duyuyordum. O anı, o kargaşayı, ağlamayı bile unutarak donup kalmamı... O günü bir türlü aşamıyordum.
Doktor söylememişti belki, belgelerde yazmıyordu ama, Barlas Soysert de o gün o saatte ölmüştü.
"On yıl olmuş sevgilim bugün. senin yüzünü görmeyeli... Sana dokunamadığım on yıl olmuş... sesini duyamadığım... On yıl öncesine gidip, o ana gidip orada hapsolmak istiyorum bazen."
"O ana gidip seni daha çok öpmek istiyorum, elini daha sıkı tutmak istiyorum. O gün yanındayken gözümü kırptığım her an için bile kendime kızyorum biliyor musun?"
Gözlerim dolup etrafı buğulu görmeye başladığında elimin tersi ile silip susmaya karar verdim. Her yıl aynı şeyleri tekrar etmek, pişmanlıklar... Sadece ikimizi de daha fazla üzmekten başka bir işe yaramıyordu.
On yıl içerisinde çok şey değişmişti...
Artık okulun tiyatrolarında oynayan çocuk değildim, dizilerin filmlerin başrolünde oynuyordum. Yapımcıların peşinde koştuğu, magazinde en çok adı geçen, en çok konuşulan isimlerdendim...
Ünlü televizyon yıldızı Barlas Soysert, genç kızların yeni sevgilisi Barlas Soysert, reklamların dergilerin yüzü Barlas Soysert olmuştum.
Annemi gururlandırmış, babamı utandırmıştım.
Magazinlerde ismim başka kadınlarla yakıştırılmış, bunların asılsız olduğu ortaya çıkınca da herkes neden benim de diğerleri gibi olmadığımı sorgulamaya başlamıştı.
Bilmiyorladı ki bu adamın son on yıldır değişmeyen tek bir şeyi vardı.
Değişmeyen tek şey bu hayattaki tek aşkımın Mercan olduğu gerçeğiydi.
Evimi değiştirmiştim o günden sonra, hatta sonrasında üç kez daha taşınmıştım, anılarda boğulmaktan korkmuştum. Turhan amca benim gibi korkak değildi ama. O kızının doğduğu, büyüdüğü her anını duvarlarına kazıdığı evlerinden vazgeçmemiş, hala orada oturuyordu. Tüm anılarını canlı tutmayı ve yüzleşebilmeyi başarıyordu.
Mercan'ın odasını dahi değiştirmeden sadece üstüne bir kilit vurmuştuk. Hiçbir şeyini bozmamıştık, hastaneye gitmeden önce bıraktığı gibiydi. Masasının üstündeki biraç dağınık kalem, dolabı, panosundaki ders norları, açık perdesi, son gecesinde yatmadan çıkarıp koyduğu komodinindeki küpesi... Geri geleceğine inandığımız şekliyle...
Turhan amcayı ne zaman ziyarete gitsem, ne zaman o eve girsem hala Mercan'ın kokusunu alıyordum. On yıl geçmişti ama hala merdivenlerden koşarak inecekmiş gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüzün Kovan Kuş
Romance5*********: Mutlu Yıllaaaar (02.42) 5*********: Mutlu Yıllar sevgilim (02.42) 5*********: Sensiz kutlar bu gece tüm aşıklar (02.43) ❆ Aşkın insana umut vermesi gerekir değil mi? İnsana yaşama gücü vermesi ve insanı iyileştirmeye başlaması gerekir. O...