XX

5.9K 331 64
                                    

Mercan Belçin

"Gel içeri kuzum, kapıda kalma. Sana bakayım bir şöyle," diyerek klasik kocaman sarılmasıyla beni içeri alan Canan Teyze'ye gülümseyip ayakkabılarımı çıkardım ve içeri geçip şişme montumu da portmantoya bıraktım. Sonra da beni rahat rahat süzmesi için dimdik durdum.

"Pek bir zayıflamışsın yine. Ama ben biliyorum sizi. Gizem de öyle. Kuş kadar yiyorsunuz kuş. Sonra da giyiyorsunuz kısacık, incecik şeyleri üşütüp geliyorsunuz. Zamane gençliği." diyerek önlüğünün üstünde kollarını birleştirdi. Klasik Canan Teyze'ydi. Ama bana annemden daha çok ilgi gösteriyordu orası kesin.

"Nasıl oldun bu arada kuzum? İyisin inşallah değil mi?" diye sesini alçalttı ve endişeli sesiyle sordu. "İyiyim, Canan Teyzem. Meraklanma sen." diyerek yüzüme bir gülümseme kondurmuştum ki Gizem terliklerini yere vurdura vurdura koridora geldi. "Anne! Kızı bekletmesene ayakta ya!" diye bağırdığında Canan Teyze Gizem'in annesi olma özelliğini gösterip ellerini beline koyup sinirli bir edayla Gizem'e döndü.

"Yüzünüzü gören cennetlik oluyor Gizem Hanım! Hayır bir kez de bu kız eve geldiğinde Canan Teyzesi de özlemiştir diye yanıma getirmiyorsun. Alıyorsun kızı hazine gibi odana saklıyorsun. Sonra da gelmiş iki çift laf ediyorum diye ayak üstü beni azarlıyorsun. Vallahi helal etmem sütümü!" diye bir dakikada on cümle sıralayan Canan Teyze'ye ağzım açık bakarken Gizem anında yumuşayıp annesinin yanına gelip sulu bir öpücük bıraktı.

"Annelerin şahı! Kız yorulmasın diye şe'ettim ben." diyince Canan Teyze de hemen yumuşadı ve eliyle bizi Gizem'in odasına kışkışlayıp, "On dakika sonra gelin mutfağa. Mercan kızımızın şansına sevdiği özel patatesli böreği yapmıştım. Bağırtmayın beni. Vallahi zaten şu üst komşu Nezahat ikide birde apartman grubuna bizi yazıp duruyor. Bir gün saçları elimde kalacak. Hadi bakalım." diye söylene söylene mutfağa girerken biz Gizem'le kıkırdayıp Gizem'in odasına geçtik.

Kendi odammışçasına bir köşeye çantamı bir köşeye de kendimi fırlattığımda Gizem kıkırdayıp klişe cümlesini söyledi. "Hoşgeldin küçük kardeşim."

"Ben senden 3 ay küçüğüm Gizem." dedim ben de klişe cevabımı vererek. "Bu küçük olduğun gerçeğini değiştirmiyor, velet." dediğinde kıkırdayıp aklıma gelen şeyle çığlık atarak olduğum yerde doğruldum.

"N'oluyor kızım? Vahiy mi indi ne bu haller?" dediğinde gülüp elimi sallayarak bu konuyu geçmesini işaret ettim. "Ya ben ne için geldim! Unutturdun bana!" diye heyecanla konuştuğumda heyacanım Gizem'e geçmiş olacak ki olduğu yerde dikleşip dedikodu dinleyeceği zamanlarda büründüğü surat ifadesine büründü. "Anlat bakalım Karayip Korsanı."

"İsmim Mercan diye takılan lakaba bak ya." diye söylenip tekrar heyecanla olduğum yerde zıpladım. "Ya dur bölmesene konuyu salak! Önemli bir şey için geldim." dediğimde gülümseyip devam etmemi işaret etti.

"Barlas beni arıyor!!!" diye kısık olmasına özen gösterdiğim sesimle bağırdım. Gizem de çığlığıma katılınca odanın kapısı bir anda açıldı. "Nezahat yere terlik vuruyor! O terlik sizin de poponuza gelir ona göre! Az biraz sessiz olun." diyerek kapıyı çekip giden Canan Teyze'yle arkasından kıkırdaşsak da Gizem çabucak toparlandı ve "Ne demek seni arıyor kızım! Gördün mü?" dediğinde heyecanla başımı salladım.

"Ay dur bayılıyorum." diyerek erimiş taklidi yapıp tekrar hemen dikleşti ve kısık olmasına özen gösterdiği sesiyle, "Nasıl, nerede, ne zaman gördün! Neden anlatmak için bu kadar bekledin salak?!" dediğinde kıkırdadım.

"Ya telefonda anlatamazdım. Ben de atölyeden Sonic Dash gibi çıkıp yanına geldim!" dediğimde yatağında zıplayıp, "Hadi geç ayrıntıları! Nasıl gördün?!" dediğinde onu kızdırmak için, "Bilmem ki!" diyerek son harfleri uzattığımda yanındaki yastığı alıp kafama fırlattı. "Uzatma ya hadi!"

Hüzün Kovan KuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin