Merhaba! Bu benim ilk kitabım ve açıkçası biraz heyecanlıyım:) Eksik veya yanlış yazılan yer olursa mazur görün lütfen! Sizleri seviyorum okurcanlarım♡
Bölüm kısa oldu kusura bakmayın lütfen. Diğer bölümler daha uzun olucak. Ilk kitap olduğu için eksiklerim olduysa mazur görün iyi okumalar
♡♡♡Düzenlenmiştir. Kısa olduğunu biliyorum zaten ilk bölüm olduğu için karakteri biraz tanıtmak istedim. Diğer bölümlerde görüşmek üzere <3
▪ Multide tanıtım var.
•Başlama tarihi:
__________________________________________________________
Tanıtım:
Güzel olan her şey yarım kalır. İzlediğimiz film, okuduğumuz kitap, yüzümüzdeki tebessüm...Hayat bize kepçeyle sorun verirken çay kaşığıyla mutluluğu tattırır.
Bir genç kız düşün kalbi yaralı, hayata tutunacak nedeni olmayan. Ablasını cinayete kurban etmiş olan bir kalp hastası kızı düşün. Acılarını içinde yaşayan bir genç kız düşün. Düşündün mü? Gülümsemesinde ne kederler var göremezsin, çünkü içindeki fırtınayı bilemezsin. Canı yansa da, içinde yaşayıp kimseye göstermez. Güvensizliği tatmış masum bir kızdı o...Adı Ece Göksun.
Bir adam düşün...Hayatı yalandan ibaret olan. Ne kadar masum olsa da kirli işlerin peşinden bırakmayan bir gece gözlü adam düşün. Canı yanan, kalbi sevdiği kızda hayat bulan bir adam...Adı Bora Ateş.
Bu Gece Gözlü Adamın Okyanus Kadına aşkı. Bu sonlu olan hayatı sonsuza inandıran bir hikaye. Bu umudun hikayesi.
------------------------------------------------------------
"Ölüyor gibi hissediyor ama ölemiyorum..."
Ben Ece...Ece Göksun. On yedi yaşında sıradan bir kızım. Deli bir kardeşi sayesinde cinnet geçiren vaktinin çoğunu odasında kitap okumaya harcayan biriyim. Kitap, dizi ve uyku üçlüsü her şeyimdir.
Okul başlamış aradan bir ay geçmişti. Okuldan çıkıp otobüste müzik dinleyerek eve gelmiş, daha sonra ise yorgunlukla odama geçip kendimi yatağa atmıştım.
Uyandığımda yağmur yağıyordu. Yağmurdan kaçan mısınız yoksa yağmur altında ıslanan mı? Ben ıslanan. Yağmur yağarken asfalta uzanıp sırılsıklam olana kadar kalsam tüm dertlerim çözülecek gibi.
Dertten kastım da kardeşim.
Bir de YKS.
Yatağımdan kalkıp yemek yapılmasında anneme yardım etmiş, kısa bir yemek faslından sonra elimde kahvem ile odama geçmiştim. Telefonumu ve kulaklığımı alıp pencere kenarına oturmuştum. Bir müzik açıp gözlerimi pencereye çevirdim.
Yağmurun aralıksız yağışını izlerken odamda Pera "Senden kendimi almayı unutmuşum" derken kahvemi yudumluyorum. Günün monoton yorgunluğu üstümde kol gezerken hayatımın ne kadar sıkıcı olduğunu bir kez daha anlıyorum. Her gün aynı şeyler oluyordu. Sıradan bir hayat ve de kendini dersine adayan Ece Göksun.
Ve bir yağmur damlası düşüyor camıma gözlerim oraya kayıyor sonra birkaç tane daha. Bir yağmur damlası diğeriyle birleşmek yerine camdan aşağı düşüyor.Bütün olmak yerine tek tek ölüyorlar..
İnsanlar da böyle değil midir zaten? Birlik içinde yaşamak yerine yakıp yıkmazlar mı? Sevip, saymak yerine paramparça etmezler mi?
Pera devam ediyor şarkıya;
"Kuşları anladım da, senin kanatların yok nasıl uçtun da gittin?"
Bu şarkının hikayesini şöyle yorumluyorum ben. Neden verilmeden ayrılan iki sevgiliden aşık olanın sözlerini anlatıyordu. Nasıl gittin benden diyordu. Gözleri dolmuş, fazla yorgun ve de üzgün biri canlanıyordu gözümde. Elinde sigarası, bir kaldırıma yıkılmış ağlıyordu.
Diğer seven ise sebeplerini dile getirmemenin acısıyla kaçmıştı. Evet, kaçmıştı. O kaçmasaydı bu aşk büyük darbe ile sonuçlanırdı.
Zaten giderek de bunu yapmamış mıydı?
Bu satırları okurken bu kız niye bu kadar karamsar diyebilirsin. Neden bu kadar kötü düşünceye sahip, neden bu kadar isyankar ve de hayattan bıkmış diyebilirsin. Ya da bu kız ne saçmalıyor da demiş olabilirsin.
Benim hayat enerjim köşeyi dönene kadar.
Mutluluğum yalnız kalana kadar.
Soğumaya yüz tutan kahvemden bir yudum alıp telefonumun kilidini açtım. Whatsapp'tan gelen mesajlara dönüp diğer sosyal medya hesaplarımda biraz oyalandım. Daha sonra ise hayatımdaki ikinci sevdiğim şeye Tumblr'a girdim.
İlki zaten müzik dinlemek.
Kısa bir süre gezinip daha sonra aklıma gelen cümleleri birlestirip yazmaya baş
"Daldan düştüğünde öleceğini bilen bir yaprağım ben. Biliyor ve bir şey yapamayacak kadar çaresizim. Nefesim kesiliyor yüksekliği görünce. Dayan diyorum az kaldı düşeceksin ve bitecek bu çaresiz haykırışın. Ama olmuyor ölemiyorum."Ölüyor gibi hissediyor, ama ölemiyorum." yazıp paylaştım. Gerçekten artık bunu yaşıyordum. Nefes almak bile bazen acı veriyordu.
Fazla depresifim evet.
Her şeye ağlayabilirim evet.
Kafam fazla doluydu ve her şey üst üste geliyordu.
Yorgun argın bir şekilde yatağıma uzandım. Uyumak düşünmeyi engellerdi. Ya da ben öyle umut ediyordum.
Derken bir şey oldu bir süredir de olduğu gibi.
Gelen mesaj sesi ile yastıktan kafamı kaldırıp komodinden telefonumu aldım.
053******67: Seninle bir gün birlikte Pera dinleyeceğiz :)
_____________
Bölüm sonu.
Bölümü nasıl buldunuz?
Biraz kısa ilk bölümlerim biliyorum. Lisedeyken yazdığım bir kitaptı belki bazılarınız okumuştur bile :')
Ben yeniden yayımlamak istedim ve değiştirmedim birçok yerini.
Hepinizi çok seviyorum güzel bakın kendinize <3
İnsta: wattysilam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Karası
Teen FictionBir kız düşünün...ablasını cinayete kurban edilen. Kahramanı olan ablasının öldüğünü öğrenen bir kız düşünün. Hayatının yalandan ibaret olduğunu öğrenen bir kız düşünün. Düşündünüz mü? Bu kız Ece Göksun...nam-i değer Okyanus Gözlü Kız. Bir adam düş...