Merhaba Papatyalarım<3 Nasılsınız? Ben çok iyiyim ve artık düzenli bölüm yazıyorum. Her perşembe yeni bölüm gelecek. Artı olarak şunu söylemeliyim bir kurgu daha yazıyorum. Bu kurgu planladığım gibi olursa wattpadde Okyanus Karası ile birlikte büyük ses getirecek.
Neyseeeğ çok konuştum sudjcmcmdjsKeyifli okumalar♡
Multideki müzikle dinleyebilirsiniz.
__________________________________________________________
"Bir 'seviyorum' uğruna kaç papatya soldu haberin var mı?"
İnsan her şeye geç kalmasıyla meşhurdur. Sevinçlere, üzüntülere, hayallerine, sevdiklerine, seveceklerine...Zor olansa bunu anladığımız zaman elimizden hiçbir şeyin gelmemesidir. Bir 'keşke'ye sığdırırız onca kederi. 'Keşke çok çalışsaydım sınava' deriz kaybettiğimiz sınavın arkasından. 'Keşke geçmişe dönebilsem nelerimi vermezdim' deriz olmayacağını bile bile. 'Keşke o gün daha çok sarılsaydım ' deriz o gün gideceğini bilmediğimiz sevgili için.
Bir de 'neyse'lere sığdırırız birçok duyguyu. Bir çeşit vazgeçiştir bizim için. Kendini suçluluk duygusundan arındırmaya çalışmaktır bir bakıma. Keşke'lerin yerini şimdilerde 'neyse'ler aldı.
"Keşke almasaydı ama neyse..."◇◇◇◇◇
Her bir videoda Azat ile ilgili farklı farklı şeyler anlatılıyordu. Ama hepsinin ortak tek bir noktası vardı. Azat Alaca. Hepsi onun bu cinayeti işlediğini düşünüyordu. Fakat ben buna inanmıyordum, inanmak istemiyordum. Az önce 'Ufak bir kağıt parçası onu suçlu yapmaz' demiştim. Fakat şimdi bu şahitler ile gayet de onu suçlu yapardı. Ben ne olursa olsun bunlara inanmıyordum. Bir insan öldüreceğini, hele ki sabah sabah ulu orta yerde, zannetmiyordum. Ben onun katil olacağını zannetmiyordum. Gözlerimden akan yaşları sildikçe yenisi ekleniyordu.
"Eee şimdi inandın mı küçük hanım?" Alayla bakan gözlerine kaşlarımı çatmış sert bir şekilde bakıyordum.
"Birkaç yalancı şahit onu suçlu beni de ortağı yapmaz Komiser Bey." Ne zaman oturduğunu bilmediğim sandalyede geriye yaslanıp kibirli bir gülüş sundu.
"Onu neden bu kadar koruyorsun? Sevgilin falan mı?" Küstah birisi olduğu bariz belliydi. Sinirle güldüm ve bende onun gibi sandalyemde geriye yaslandım.
"Özel hayatımızın sizi ilgilendirdiğini zannetmiyorum. Fakat onunla sadece arkadaşız. Onu koruma sebebim suçlu olamayacak kadar masum olması." Bu sefer gülme sırası ondaydı. Gözlerini kısarak masanın üzerindeki ellerini çenesinde birleştirdi.
"Her suçlu masum olduğunu iddaa eder. Ta ki suçu belirlenene kadar." Son sözünden sonra sinirle sandalyeden kalktım.
"Fakat ne o ne ben ne de diğer arkadaşlarım suçlu değiliz!" Sakinliğimi koruyamıyordum. Bu onun istediği şeydi. Bana ters köşe sorular sorarak akıl oyunu oynuyordu. Suçlu olmadığıma emin olmasam suçlu hissedecek kadar hem de!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Karası
Teen FictionBir kız düşünün...ablasını cinayete kurban edilen. Kahramanı olan ablasının öldüğünü öğrenen bir kız düşünün. Hayatının yalandan ibaret olduğunu öğrenen bir kız düşünün. Düşündünüz mü? Bu kız Ece Göksun...nam-i değer Okyanus Gözlü Kız. Bir adam düş...