Merhaba okurlarım♡ Uzun bir aradan sonra bölüm geldi. Derslerden yazmaya vaktim olmuyor:( En kısa zamanda düzenli bölümler gelecek. O zamana kadar kendinize iyi bakın^^
Keyifli okumalar Papatyalarım:)
Multideki müzikle dinleyebilirsiniz.
__________________________________________________________
"Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgide gözlerimiz bağlı yürümeye çalışıyorduk."
Mert ile uzun bir kavganın ardından babam sayesinde galip gelmiş, tişörtü poşetleyerek çantama attıktan sonra evden çıkmış yürüyordum. Kulaklığımdan 'Dargın' şarkısı yükselirken gece olanları düşünüyordum. 'Yeraltı' denen yerin bize neler yapabileceğini kafamda sorguluyordum fakat kayda değer hiçbir şey yoktu. Bora'nın ve diğerlerinin olanlara sakin yaklaşımı ilk kez böyle bir durumla karşılaşmadıklarını belli ediyordu. Garip bir şekilde onlarla bir grupmuş gibi hissediyordum. Daha tanışalı en fazla bir ay olmuş olsa bile onlara karşı bir güven duygusu vardı. Belki onlar olmasa eskisi gibi sıradan bir hayatım olurdu ama bilmiyorum, içimden bir ses böylesinin daha iyi olduğunu söylüyordu.
Köşeyi döndüğümde karşı kaldırımdaki duvardaki yazı dikkatimi çekti. 'Ölüm beklemediğin bir anda boğazına çökecek.' Kırmızı boyayla yazılmış yazının karşısında birkaç dakika durdum. Son yaşadıklarımdan bünyem fazla etkilenmişti. Kafamı sağa sola sallayıp kendime geldikten sonra okula kaldığım yerden yürümeye devam ettim.
Şarkı bittiğinde okula gelmiş sınıfıma yürüyordum. Yoğun bir kalabalık vardı. Omzuma hızla çarpıp koşmasına devam eden kişiye gözden kaybolana kadar baktım. Sonra ise okulun duvarlarını titretecek tizde iki çığlık... Kalabalık bir bölgede yoğunlaştığında bende adımlarımı oraya yönlendirdim. Öğrencilerin arasında zar zor gördüklerimle kanım donmuştu. Yerde, yerde bir kız kanlar içinde yatıyordu! Şoktan açılan ağzımı ellerimle kapattım. Az önce bana çarpan kişi kızın yanına gitmek için çırpınıyordu. Öğretmenler meraklı öğrencileri ve tahminim üzere o genç adam ve kadını -ailesinden biri olmalıydı- tutmakta zorlamıyorlardı.
"Ölüm hiç beklemediğin bir anda boğazına çökecek Ece Göksun."
Kulağıma tüy gibi hafif bir tonda söylenen bu kelimler ile tüylerim diken diken olmuştu. Başımı çevirdiğimde ise çoktan siyahlar içinde gözden kaybolan kişiye baktım. Takip etmek için öğrencilerin arasından hızla geçtim. Koridoru döndüğünde ben daha başındaydım. Hızla koşarak bende kolidoru döndüm. Ama çoktan gözden kaybolmuştu.
"Ece, bir şey mi oldu?" Tanıdık sesle arşiv odasından çıkan Bartın'a baktım.
"Olması mı lazımdı?" Şüpheli ses tonumu anlamış olması gerekirdi. Onun burada ne işi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Karası
Teen FictionBir kız düşünün...ablasını cinayete kurban edilen. Kahramanı olan ablasının öldüğünü öğrenen bir kız düşünün. Hayatının yalandan ibaret olduğunu öğrenen bir kız düşünün. Düşündünüz mü? Bu kız Ece Göksun...nam-i değer Okyanus Gözlü Kız. Bir adam düş...