Merhaba! Bu bölüm 2143 kelime oldu☆ Bölüm geciktiği için üzgünüm:(
Keyifli okumalar♡♡♡Multideki müzikle dinleyiniz lütfen....
----------------------------------------------------------
"Uçurumdan atlayan hayallerimizi yaşatmaya çabalıyorduk."
Cümlelerdeki yoğun yüklü anlamlara mı yoksa ablamdan sonra ilk kez birinin papatya kokulum ki üstelik bunu Bora'nın demesine mi şaşıracaktım bilmiyordum. Kafamdaki karışıklık yetmezmiş gibi üstüne bir de Bora vardı. Onu tanımasam da, yüzünü veya hayatını bilmesem de onun o naif kalbini hissediyordum. Bazen bir söz, bir davranış bile yeter bunu anlamaya. Ona gerçekten bir güven duyuyordum. Bu beni o serserilerden kurtardığından gelen bir güven değildi. Bu içimden gelen anlamdıramadığım bir his ile oluşan bir duyguydu. Ona aşık değildim ama o bilemediğim his beni tuhaflaştırıyordu.
Kafamı iki yana sallayarak telefonu yatağıma bıraktım ve pencereye doğru yavaşça yürüdüm. Gözüm aynaya çarpınca ister istemez kendimi süzdüm. Dağınık kumral saçlar, beyaz ten, soluk mavi gözler... Hızla dağınık topuz saçımı açtım ve yanlardan salarak açık bıraktım. Güzel olduğunu sandığım bir gülümseme ile aynanın karşısından uzaklaşıp pencereye baktım. Niye gülümsüyorum ben? Acilen psikoloğa gitmeliydim en iyisi. Gülümsememi silip perdeyi çektim ve odaya ay ışığının süzülmesine kısa bir bakış atıp cama yaklaştım. Ordaydı... Yine karanlıkların adamı gibi giyinmiş, pencereme bakıyordu. Ona nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Yüzünü göstermeme çabası kesinlikle tanıdık biri olduğundan kaynaklıydı! Yüzüme ufak bir gülümseme kondurup yavaşca el salladım. Ancak o sadece baş selamı vermişti. Çok mu zordu el sallamak ya incilerin mi dökülecek sanki! Odun!
Sinirle perdeyi çektim ve yatağıma geçtim. Uyuyacaktım ve o orda kalsındı. Mesajına da görüldü atmıştım onun oh olsun!--- --- --- ---
Bugün nedense üzerimde bir durgunluk vardı. Kendimi bitkin ve sanki ölü gibi hissediyordum. Erken kalkmıştım ilk defa buna yordum bende bu durumu. Saate baktığımda 06.38 olduğunu gördüm. Hızla yataktan kalkıp banyoya geçip rutin işlerimi hallettim ve okul için hazırlanmaya başladım.
Okul formamı giymiş, saçlarımı yapmış bir şekilde mutfağa geçtim. Babam ve annem bana tip tip bakıyordu. Ilk defa annem bağırarak kaldırmamış bende bela okuyarak mutfağa girmemiştim! Yavaşça masadaki yerime geçtim ve kahvaltımı sakince yapmaya başladım. Arada sırada üzerimde beni izleyen gözler hissetsem de aldırmayıp kahvaltımı bitirdim. Kafamı kaldırdığım zaman annemin bana baktığını ve bir şey demek için ağzını açıp açıp kapadığını gördüm. Önemli veya beni üzecek şeylerde hep böyle yapardı çünkü.
"Anne ne söyleyeceksen söyle hadi tutma içinde salıver gitsin." Annem bana kararsız bakışlarla bakıp yavaşça konuşmaya başladı.
"Bir arkadaşım bugün doğum yapacak ve benle baban bugün Izmir'e gitmeliyiz. 1-2 gün kalacak gibi duruyoruz ancak sizi de götürüp götürmemekte kararsızız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus Karası
Novela JuvenilBir kız düşünün...ablasını cinayete kurban edilen. Kahramanı olan ablasının öldüğünü öğrenen bir kız düşünün. Hayatının yalandan ibaret olduğunu öğrenen bir kız düşünün. Düşündünüz mü? Bu kız Ece Göksun...nam-i değer Okyanus Gözlü Kız. Bir adam düş...