Çağan Şengül- Bir deli hasret (şarkıyı lütfen açın)
CAHİLLİK EN BÜYÜK MUTLULUKTUR... Şuan kafamdaki tek düşünce.Denizhan’ın bağırması ile bana bir irkilme geldi. “YİNE KİM DİLENDİRDİ. KIZI YAŞARKEN RAHAT BIRAKMADINIZ BARİ ÖLÜSÜNÜ RAHAT BIRAKIN! NE İSTİYORSUNUZ YA NE NE?” Denizhan çıldırmış gibi etrafta bize bakan birçoğu kafası güzel olan insanlara ve artı bana bağırıyordu. Muhtemelen çoğu sarhoştu. Hah en azından bir artımız vardı. Oda kimsenin yarın bunu hatırlamayacağı. Ah ne kadar da büyük bir artı (!). “Bıktım ya Allah belamı versin bıktım...” Bir anda bu kadar sakinleşmesini yadırgasam da çok sorgulamadım. “Denizhan lütfen bir sakin ol gel otur lütfen.” Yerden başını kaldırıp bana baktı. “Yoruldum Zeynep gerçekten bu konudan YORULDUM YA YORULDUM... yoruldum... yoruldum... yoruldum...yoruldum...”Bin değil yüz yıl düşünsem Denizhan’dan böyle bir tepki geleceğini düşünmezdim. Her türlü ihtimali düşündüm. Bana kızmasını , çekip gitmesini , sanane demesi. Ama bir bağırıp bir ağlamasını cidden beklemezdim. Galiba bu konuda son damlayı o bardağa ben bırakmıştım. Bu konu hakkında hassas olduğu çok bariz belliydi. Bir anda önümden rüzgar gibi hızla geçip giden Denizhan’la bilincim yerine geldi sırt çantamı alıp hemen peşinden koşmaya başladım. Normalde olsaydık Gamze bile olsa böyle çekip gitse peşinden gitmezdim. Nedenini bende bilmiyorum kendimi bildim bileli öyle. Ama şuan ki durum basit bir kavgadan çok daha farklı ben istemeyerek onu kırdım hemde çok kırdım. “DENİZHAN LÜTFEN BEKLE BAK BEN GERÇEKTEN ÖZÜR DİLERİM.” Bir yandan Denizhan’ın arkasından koşuyor bir yandan ona sesleniyordum. En sonunda bilmediğim , ki burda bildiğim yer sayısı bilmediğim yer sayısından az her neyse, bir yerde durdu. Bense hemen yanında tedirgin bir şekilde duruyordum. Ben nerdeyiz diye etrafa bakarken anlamsız bir binanın önünde olduğumuzu gördüm. Denizhan yavaş adımlarla yürümeye başladı sonra bir anda durdu. Bir anda dizlerinin üstüne düşmesi ile hemen bende yanına gittim. Ve sonra ağlamaya başladı...
Denizhan’dan
Berfin... Hayatımda gördüğüm en güçlü insan... Hayatımda en çok sevdiğim insan... Her gece rüyama gelen melek... Her şarkıda yağmur misali aklıma düşen gözlerin sahibi... Meleğim benim. Yine yapmışlardı işte. Onu yine rahatsız etmişlerdi. O ölünce bile onu rahat bırakmadılar. Ah benim güzel sevgilim şimdi gittiğin yerde kim bilir yine ne kadar üzülmüşsündür. Bu sefer bende yokum yanında. Elini tutayım , yanında durayım. Fiziksel olarak olmasa da ruhum her zaman seninle bitanem .
Kafamı kaldırdığım da yine kendimi bu lanet binanın önünde buldum. Güzeller güzeli sevgilimin hayata veda ettiği bina. Çok üstüne geldiler onun çok. Başımı sağıma çevirdiğimde yanımda birinin olduğunu fark ettim o kişide Zeynepti. Bana birşeyler söylüyordu ama kulaklarım Berfinden sonrasına sağır oldu . Kim yapmışsa yine aynısı yapmıştı her zaman yaptıklarını. “ Denizhan lütfen birşey söyle endişeleniyorum.” Aklıma gelen ilk şeyi söyledim. “ O çok ağladı. Çok üzüldü hatta yalvardı biliyor musun ? Hoş sana daha fazlasını anlatmışlardır. Yapmayın dedi biliyorsunuz dedi. Dinlemediler... Benim meleğimi onlar ölüdürdu. Ailesi olacak o insan müsveddeleri öldürdü. Dayanamadı Zeynep en sonu her zaman ait olduğu yere gitti cennete.” Zeynep’e baktığımda onunda gözlerinin dolduğunu gördüm. “Berfine neden öyle yaptılar?” Aklıma gelen anılar yüzümün buruşmasına neden oldu. “ O masumdu hiçbir şey yapmadı. Ailesi onu okuldan almak istedi evlendirmek istedi kendinden 20- 25 yaş büyük biriyle. Tabiki istemedi ne evlenmeyi ne okuldan ayrılmayı. Çok zekiydi. Denemelerde hep ülke çapında derece yapardı. Ama bırakmadılar onu hep peşinden geldiler. Biz o zamanlar yeni yeni sevgili olmuştuk. Bana anlatmadı çekindi utandı. Hiçbir suçu yokken o insanlar sırf onun ailesi diye utandı. Ben anladım ama bir şeyler olduğunu kendisi anlatmak ister diye zorlamak istemedim. 3 ay sonra anlattı. Adam onunla görüşmek istiyormuş sırf o yüzden İstanbul’dan Muğla 'ya gelmiş niyeti iyiymiş oda istemiyormuş falan. Bana anlatırken öyle bir ağladı ki içim gitti. Dedi ki “ Denizhan yok bir yol bulamıyorum, kurtulamıyorum, kayboldum ben kendimi bulamıyorum sen bul beni sevgilim lütfen sen bul beni...” böyle sayıklaya sayıklaya ağlayarak omzumda uyudu. Sonra hafta sonu sabah erkenden yurttan çıkmış o orospu çocuğuyla buluşmaya. İnanmış ona onu kızı olarak gördüğünü söylemiş ona. Şerefsiz , ben aradığımda açmıyordu. Gizlice yurda girdim odasında yoktu. Hemen ilçeyi gezmeye başladım zaten küçük bir yer. Ama yok bulamadım kız sanki yer yarıldı içine girdi. En son bu binanın arkasına bakayım dedim. Ve benim meleğim orda oturmuş ağlıyordu. Şerefsiz adam onu tehdit etmiş yok onu ölse bırakmazmış yok onunla evlenmeden ona ölüm yokmuş. Elini tutmaya çalışmış sonra Berfin kaçmış hemen oda peşinden koşmuş en sonunda buraya saklanmış. Saatlerce ağladı. İki gün sonra okulda dedikodu yayıldı. Berfin sübyancı olan insanlara birlikte oluyor diye inanabiliyor musun o kız o kadar şey yaşadı üstüne birde bu. Herkesi susturmaya çalıştım. Susmadılar. Daha çok üzerine geldiler en sonunda Berfinle biz kaçmaya kara veridik. En başta onu ikna etmem çok zordu. Onu yüzünden hayatımın mahvolacağını düşünüyordu. Zar zor kabul etti. Beraber İzmir’e gidecektik yeni bir hayat kuracaktık. Açık öğretime geçecektik. Beraber küçük bir evde yaşardık on sekiz olunca da evlenirdik. En azından ben her gece bunun hayali ile uyuyordum. Sonra gideceğimiz sabah mesaj attı ben vazgeçtim diye. Ben gerçekten çok sinirlenmiştim. Konuşmak istediğimi söyledim. İstemedi daha çok sinirlendim. Pencereden bakarken onu gördüm bir yere gidiyordu. Konuşmak için peşinden gitti. En sonunda bu binaya girdiğini gördüm. Nedenini anlayamadım sonra birini ziyaret edecek herhalde diye beklemeye başladım. Ben onu beklerken bir anda gökten sanki bir melek gibi önüme düştü. O kanlar içinde yerde uzanırken ben ne yapacağımı bilmiyordum. Sonrasını hatırlamıyorum ne oldu ne bitti. Sadece doktorun gelip başınız sağ olsun dediği aklımda. Ben belki onun peşinden binaya girseydim onu kurtarabilirdim. Belki o yaşardı...
Yanımda olmasa bile nefes aldığını bilseydim yeterdi. Ama o gitti. Melek oldu ait olduğu yere gitti.” Zeynep’e baktığımda onunda ağladığını gördüm. “O gittiği günden beri” elimi kalbimin üstüne koydum. “Burada hep bir şeyler eksik ve asla tamamlanamaz.”
Zeynep'ten
Tek sağ kalan ,solumda var şarapnel...
Ben duyduklarıma gerçekten inanamıyorum. Bir insanın gözlerinin önüne sevdiğinin ölüme gitmesi. Bu gerçekten kaldırılması çok güç bir durum. Ben kendi derdimin her zaman çok üzücü olduğunu düşündüm. Birini ölesiye sevmek ama nokta kadar karşılık alamamak. Tamam belki dünyanın sonu olarak hiçbir zaman düşünmedim. Ama nedeninin hep sorguladım. Hep isyan ettim . Meğer ne kadar salakmışım insanlar nelere neler yaşarken ben sadece sevgimin karşılığını alamadım. Denizhan’ın yada Berfin'in yaşadıklarını yaşasaydım kim bilir ne hale gelirdim. Çok güçsüzdüm gerçekten çok güçsüzdüm.
Şuan yanımda ellerini, kafasını yere dayamış dizlerinin üstünde oturan, ruhu kanayan ve hıçkırarak ağlayan bir Denizhan vardı. Bir de ben vardım tabi şuan boş boş etrafa bakan ve ağlayan. Şuan bildiğim tek bir şey var oda bir daha hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı.
Herkese merhaba, gerçekten çok özür dilerim. Telefonum evimizdeki minik bir yaramaz yüzünden az kalsın gidiyordu. Ama çok şükür bozulmadı. O yüzden bölüm baya gecikti. Artık gerçekten bölümlerini düzenli bir şekilde her hafta atmak istiyorum. Ben her pazartesi ve perşembe bölüm atacağım arada hafta sonlarında kısa bölümler atabilirim. Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın.❤️🧡🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtimal |tamamlandı|
Ficțiune generalăBir kız ve hayatını değiştiren bir karar ve bataklığa düşmüş hayaller... Bu bir kaçışın hikayesi düş kırıklarından ,karşılıksız sevgiden ve boş umutlardan kaçışın hikayesi... Bu güzel seven ama hep kaybeden bir adamın hikayesi... Bu sevilmeyenlerin...