Yasir Miy-Su
“Kızım saçmala istersen ben senden ne saklıcam hani ben çok kitap okuyorum ya o anlamda dedim. Yani kitaplardan biliyorum. Hem sen böyle daha iyi derken ne demek istedin.” Unutmayın ki dikkati üstünüzden atmak istiyorsanız en iyi taktik her zaman dikkati karşı tarafa çekmektir. Gamzede de öyle olmuştu vereceği cevaba odaklanmıştı böylece cevabımı ve kendi sorduğu sorusunu pek takmamıştı.
“ Şöyle demek istedim. Düşünsene tam unuttum diyorsun aklına bile getirmiyorsun biri gelip sana tekrar hatırlatıyor. Yanlış anlama sen beni düşündüğün için iyi misin diye soracaktın ama bendeki etkisi tamamen farklı olacaktı yani. Sağol” Ne diyeceğimi bilememiştim içimden geçen tek şey tebrik etmekti benim yapamadığımı yapmıştı tek başına kocaman bir yarayı dikmişti üstüne üstlük pansuman yapıp sarmıştı ben ise tekrar tekrar o yaranın kabuğunu kaldırmıştım. Artık o yarayı unuttuğumdan mıdır nedir yara bir şekilde kapanmıştı. Tabi ben öyle oldu sanmıyorsam.
“Tamam o zaman bu konuyu kapatıyorum.”
“Teşekkür ederim. Neyse kuşum benim kapatmam lazım seni çok öpüyorum kendine iyi bak.”
“ Bende seni çok öpüyorum bay bay”
6 saat sonra
Çok şükür konferans salonunda toplanmıştık. Birazdan zil çalacaktı ve Çağan Şengül gelmişti ağlamak istiyorum gerçekten o kadar konserlerine gitmek istedim ama bir türlü kısmet olmadı. Ama şimdi onunla şarkı söylecektim. Paha biçilmez bir duygu ve onurdu benim için. Biz perde arkasında Çağan abi ile sohbet ederken müdür konuşma yapmaya başladı. Klasik her okulda olan müdür gibi bizim okulun müdürünün de bir en büyük gayesi boş yapmaktı. O konuşmasını bitirdiğinde biz çıkacaktık ve büyük an müdür anonsu yaptı. Çağan abi önde ben arkada gidiyorduk. Yerlerimize oturduğumuzda etrafa söyle bir göz gezdirdim. Ve bir kurşun sanki beynimde içeri girdi. Görünce tek hissettiğim şeyin hissizlik olmasına mı şaşırayım yoksa burda olduğuna mı? Her şeyi geçtim gelmesi için ışınlanması gereken ve şuan onun yanında oturan Denizhan’a mı şaşırayım?
“ Zeynep hazır mısın ?” Çağan abinin sesi ile kendime geldim.
“ Hazırım abi hazırım” ama bu görüntüye değil... Derin bir nefes aldım ve Çağan abi üç dediğinde başladık.
Uzun bir yolculukta, denizi görmek adın
Mirasın bu kokuyla baş edemez hiç bir yanım
Koşar adım, koşar adım uzağına bu volkanın
Dayanamaz, kül olurum can verir bu sol yanım
Alınyazım haketmedin sana yaptıklarımı
Vur yüzüme günahları korkup kaçtıklarımı
Utanırım utanırım gözlerimde yaş oldun
üzülme sevgilim gülümse şarkı oldun bugün
Geçmişin elleri yakamda
Ve her gece buluyor beni odamda.
Her yolu denedim son bulmuyor
Içimin yangını
Sesimin argını
Her sonu göreni öldürmüyor
Bir amaç verdin bana
Dinle ama ağlama
Yolun ortasında yürüyeceksen ki
Ters yöne doğru
Arkana bakmak zor iş çünkü
Dedi ki; ararsan, kalbine bak
Dedi ki; ölmen gerek belki bi'kaç defa
Ben de yaşamak denen şeyi saksıya gömdüm
Ama filiz verdi
Şarkı bittiğinde konferans salonunda deyim yerindeyse alkış kıyameti koptu.
Biz Çağan abiyle arkaya geçerken ne oluyor ne bitiyor hiç bir fikrim yoktu. Arkaya geçip gitarı bıraktığımda hoca içeri geçip oturabileceğimi söyledi. Kenardan öne gittiğimde beni gören Denizhan yanında ki Mertte bir şeyler söyleyip bana doğru gelmeye başladı. Şaka gibi ya gerçekten şaka gibi. Ne şakası ya kabus karabasan ne derseniz deyin ama bu kadar olmamalıydı ben ondan kaçmışken gelip burada beni bulması gerekmezdi. Bu kaderin bizi karşılaştırma yada aşık etme çabası falan değildi. Bu olay benim sınavımdı kaybettiklerimin daha doğrusu hiç sahip olmadıklarımın ben kaçtıkça yüzüme yüzüme çarpmasıydı. Ama güçlü durmak zorundaydım.
Yanıma gelen Denizhan’ın yüzünde kocaman bir gülücük vardı. Bir de bu konu vardı bu çocuk nasıl geldi?
“ İyi olduğunu tahmin etmiştim aman inan bu kadarını beklemiyordum.”
Ben ona tabiri caizse mal gibi bakarken o bana altı dolu dolu bakıyordu böyle gerçekten anlamlı anlamlı bakıyordu.
“ Sen nasıl geldin... Hangi ara... Ben senle konuştuktan sonra...” iki kelimeyi bir araya getiremezken şarkıyı söylemem bir mucize falandı herhalde.
“ Sen öyle söyleyince bende bu fırsatı asla yakalayamam dedim o sıra da tam bir terminalde durduk bende o terminalde indim binmedim otobüse sonra nasıl dönücem yetişmem gerek falan derken. Dayım aradı işte kuzenim falan bizim okula nakil vermiş geleceklermiş. Bende dayım öyle diyince şaşırdım çünkü yakın bir zamanda Antalya’dan Muğla ‘ya taşındılar v kuzenim asla Antalya'dan gitmek istemiyordu zaten yurtta kalıyordu bunlarda olunca o gelmek istemedi. Meğer dayım Merti almaya gitmiş fln bende dayıma bekleyin dedim. İlk duran otobüse atladım Antalya ‘ya giden sonra ordan dayımla geldik. Tabi biraz hızlı kullandırtım yetişmek için ama deydi. Bak gel seni kuzenimle tanıştırayım.” Ben olan biteni ölü gibi dinlerken Denizhan beni arkaya doğru sürüklemeye başladı. Sonra kendi Mert’in yanına oturdu benide kendi yanına oturttu. Biz gelince Mert yerinde dikleşti.
“ Zeynep bu kuzenim Mert. “ Ben Mert’e bakarken oda ban bakıyordu dilim tutuldu resmen ama konuşmam lazım. ZEYNEP KENDİNE GEL VE SAKİN OL HİÇBİR ŞEY ÇAKTIRMA YOKSA ASLA BU OLAYI AÇIKLAYAMAZSIN HEM NE DEDİK UNUTUM EVET SAKİN.
Yüzüme bir gülümseme kondurudum.
“Memnun oldum”
“ Ve buda arkadaşım Zeynep”
Mert bana içten bir gülümseme ile baktı.
“ Memnun oldum Zeynep ama seni tanıyor muyum yüzün hafif tanıdık geldi?”
İçimden gelen kahka isteğini bastırarak konuştum.
“Sanmam sen bana tanıdık gelmedin görsem tanırdım.”
Ve hayallerimin parça parça sızılarını kalbimin bütün odacıklarında hissetim...
Herkese merhaba arkadaşlar eğer beğendiyseniz oy ve yorum atmayı unutmayın. Hepinizi çok seviyorum kendinize iyi bakın ❤️🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtimal |tamamlandı|
Genel KurguBir kız ve hayatını değiştiren bir karar ve bataklığa düşmüş hayaller... Bu bir kaçışın hikayesi düş kırıklarından ,karşılıksız sevgiden ve boş umutlardan kaçışın hikayesi... Bu güzel seven ama hep kaybeden bir adamın hikayesi... Bu sevilmeyenlerin...