Yaşasın bugün günlerden Cumartesi. Hızlı hızlı kahvaltı yapıp direk hazırlanmak için baya acele ediyordum. Bizimkileri görmeye gidecektik baya heyecanlıyım. Henüz bir hafta, 10 gün falan olsada sorun yoktu 4 yıla yakın hiç ayrılmamıştık. Kahvaltım bitince güzel temiz kıyafetler giyip evden çıktık.
Özel Yılmaz Erkek Yurdu yazan yerde durup etrafa baktım gerçekten çok büyük bir yurttu. Kapıda ki özel güvenlik; hoş geldiniz, buyurun diyerek içeri aldı bizi. Hoş bulduk diyerek içeri girdik. Yurdun müdiresi bizi hoş bir şekilde karşılayıp babamla sohbet ederken bir öğrenciye Sinan ve Mete'yi çağırmasını söylemişti. Heyecanla beklerken kapı çalındı.
İçeri ilk giren Sinan oldu.
Hazal diye bağırıp, koşarak bana sarıldı. Bende ona sarılarak ağlamaya başladım. Ardından Mete kadrajıma girmişti. İkisine birden sarılınca kulaklarına fısıldayarak kazandık dedim. İkisininde gözleri dolmuştu.
-Mete; Aynen sayende başardık Hazal.Başımdan geçen olanları bir bir anlatırken hem şaşırıp hem de gülüyorlardı. Durumlarının iyi olması beni çok mutlu etmişti. 1 saate yakın yanlarında kaldıktan sonra,
Gitme vakti, diye bir ses duyuldu ve evet, babam karşıdan bana bakıyordu. Evet çocuklar bugünlük bu kadar yine geleceğim dedim.
-Sinan; arada bir okulu ek gel deyince babam sakın sakın diyerek uyardı. Bizde gülüp vedalaştık.
Bugün cumartesi olduğu için evde olacaktım. Ve evet gerçekten sıkıcıydı. Eve varmamıza az kalmıştı. Telefonum çalınca, Azra'nın aradığını gördüm. Telefonu açıp efendim dedim.
- Azra; kuzucuk dışarı çıkalım diyorum biraz gezeriz ne dersin?
Şahane olur derim. Eve gider gitmez kapıda beni beklediğini gördüm.
-Azra; hadi gel bugün güzelce eğlenelim. İyi bir mekan biliyorum diyerek götürüyordu beni. Yürüyerek gitmeyi tercih etmiştik. Yolda sallana sallana yürüyüp, konuşurken karşıdan Kuzey'in bana bakıp el salladığını gördüm. Gülümseyerek yanına ilerlemeye başladık. Merhaba Hazal nasılsın? Sizede merhaba diyerek Azrayada selam vermişti.
İyiyiz beyfendi diyerek gülümsedim. Ama bir şey fark ettim ki bana değil de Azra'ya bakarak konuşuyordu. Anlamamak imkansızdı doğrusu.
- Kuzey; Bu hanımefendi kim Hazal? Diye bir soru atınca ortaya,
çok yakın bir arkadaşım üst komşumuz diye açıklama yaptım.
-Kuzey; anladım. Daha önce görmediğim için sordum. Yanlış anlamayın lütfen.
Sorun yok diyerek gülümsedim.
- Kuzey; eee nereye gidiyorsunuz?
Biraz dolaşmak istedik.
- Kuzey; hım anladım. Benim bir kaç işim var bende ondan çıktım dışarı neyse ben kaçar görüşürüz.
Deyince bizde güle güle deyip yola devam ettik.
- Azra; vay be demek bizim Kuzey bey buymuş.
Bende gülerek evet dedim.
-Azra; hım Allah var yakışıklı çocukmuş.
Deyince kahkaha atamadan duramadım. Haklısın yakışıklıdır. Diyerek biraz daha güldüm.
- Azra; neye gülüyorsun sen be? Söylede bizde gülelim.
Yok yâ bir şeye gülmüyorum sadece Kuzey, içine düşecekken son anda kurtulduğun için adına mutluyum dedim tekrar bir kahkaha patlatarak.
- Azra; aynen bende fark ettim yâ niye öyle bakıyordu? İlk kez bir kız görüyor gibi.
Diyerek oda gülmeye başladı. Ah! Canım ilk kez kız görmüyor ama ilk kez güzel bir kız görüyor olabilir diye iltifat ettim ona.
-Azra; ya tatlı şekerim benim teşekkür ederim kim bilir belki yeni bir aşk doğuyor haberimiz yok diye gülüp yürümeye devam ettik.Sonunda geldik diye söylendi Azra. Burası işte diyerek içeri girmem için koluma girip merdivenleri çıkmaya başladı.
Etrafıma bir göz gezdirdim. Cafe nin üstünde kocaman harflerle "ÇİLEK CAFE" yazıyordu. Ve gerçekten güzel bir havası vardı. Duvarların üstünde ki çilek desenleri cafeye çok şık bir görüntü katıyordu. Merdivenlerden inerek aşağı kattaki restoran bölümüne indik.
- Azra; önce karnımızı doyuralım açıım diyerek haykırıyordu.
Olur diyerek sırıttım. Yemek yiyerek o kadar güzel sohbete dalmıştık ki zaman su gibi akıp geçmişti. Azra'ya bir çok şey anlatmıştım. Annem ve babamın beni evlatlık aldıklarını biliyordu. Bundan önceki yıllarımı, hepsini sokakta yaşadığıma kadar her şeyi birbir anlattım ona. Çok şaşkın bir o kadar da üzgün bakıyordu. Elimi tutarak neyseki şimdi buradasın diyerek şefkat göstermişti bana. Hadi gelde üst katta kahve içelim diyerek elimi tutup çekti. Bende olur diyerek kalktım masadan.
Kahveleri sipariş ederken yine sohbetimiz eksik olmuyordu ki sol taraftan bize ters ters bakan birini fark edince Azra, ne iş bunlar bize niye ters ters bakıyor böyle? Deyince yüzümü çevirip söylediği tarafa baktım. Ah! Şaka mı bu ya? Diyerek önüme döndüm.
- Azra; ne oldu kızım, kim bunlar? Deyince
Kim olacak? Batın ve soğuk tayfası işte dedim hemen.
- Azra; vaay Desene bugün şanslı günümdeyim hepsini teker teker gördüm. Batın da fena değilmiş Hazal diyerek gülümsedi.
Yapma Allah aşkına nesi tatlı şunun diyerek yüzümü ekşittim. Ama Azra baya eğleniyordu.
- Azra; Hazal, buraya geliyor.
Ne? Dedim bir anda ama şaşkınlığım havada kalmış bir vaziyette, selam diye bir ses duydum.
Kafamı çevirip selam dedim aynı şekilde.
- Batın; bu ne güzel sürpriz diyerek sırıtınca,
Aynı şeyi kendimiz için diyemeyeceğiz kusura bakma dedim hemen. Yüzünde ki gülümseme solup yerine sinir gelince biraz tedirgin oldum. Bana tek böylesin öyle değil mi Hazal?
sana tek değil senin gibi bencil olan herkese öyleyim dedim.
- Batın; Ben bencilmiyim? nereden çıkardın bunu?
Okul çıkışı kendi eğlencen için yaptığın o boş hareket bence gayet bencilceydi. Ve hiç havalı da değildi. Öyle bir sinirle bakıyordu ki bir an dayak yiyeceğimi hissettim.
- Ömer; oğlum bırak şunu yürü ya ne yapıyorsun? Derdini niye anlatıyorsun? İşimiz gücümüz var yürü hadi.
- Batın; haklısın bizi tanımayan insanlar ancak gördüğü kadar konuşur kendimizi niye kanıtlamaya çalışıyorsak?
Diyerek çekip gittiler.
- Azra; kızım bu çocuk sana bir şey ima edip gitti diyim sana.
Biliyorum öyle biri değilim, sen öyle sandın dedi açıkça işte. Of aman boş ver tadım kaçtı eve gidelim mi? Deyince olur dedi.Yürüyemeyecek kadar tadım kaçtığı için hemen bir taksiye binip eve doğru ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK
Teen FictionHayatımın 17 yaşımdan sonra yeni başladığını nereden bile bilirdim ki? Önceden kendi halimde 2 arkadaşa sahip, bir aileye mevcut üye olmayan, yalnız bir kız iken, şimdi kocaman bir aileye sahibim... ANCAK; Geçmişimi unutamam onlar geleceğime ışık t...