47.bölüm**

74 2 0
                                    

Yorgunluktan dolayı o kadar bitkin düşmüştüm ki, eve gelir gelmez kimseyi takmadan odama koşup yatağıma sarıldım. Gece harikaydı yemeklerimizi yedikten sonra, Vural abi bizi bir kulübe götürdü orada da yarım saat veya bir saat takıldıktan sonra arabayla turlayıp, bağıra çağıra şarkı söyledik. Öyle böyle güzel geçmişti ama ayak topuklarımın üzerine basamayacak kadar şişmiş ve ağrıyordu.

Ne ara sabah oldu diye düşünürken, üzerime bir baktım. Dün gece ne kadar yorgun düşmüşsem artık? Kıyafetimi değiştirmeden uyumuştum. Dün geceyi hayal ederken baya güzel geçmiş olmasının mutluluğunu yine kendi içimde yaşıyordum. Sezen abla bana seslenirken hemen bir çırpıda aşağı indim.
-Sezen abla; hadi ama uyan artık. Gelde şu güzel yemeklerin tadına bak.
- oo yine döktürmüşsün Sezen sultan ama sen neden kendini yoruyorsun?
-Sezen abla; alt tarafı bir kahvaltı hazırladım annem sıkıntı yok.
- olsun bundan sonra sen hiçbir şey yapmayacaksın anlaşıldı mı?
-Sezen abla; iyiyim ben merak etme hadi gel otur bakalım.
- masaya oturduğum gibi Vural abide gelip masaya kurulmuştu.
-Vural abi; günaydın hanımlar?
- günaydın diyerek sıcak gülümsememizi ona sunuyorduk.

Yemeğimiz biter bitmez Sezen abla rahatsız olmasın diye mutfağı bir çırpıda toplamıştım. O esnada telefon çalınca hemen açıp baktım.
Arayan Batındı.
-Efendim diye cevap verdim.
-Batın; nerelerdesin? Ne arıyorsun? Ne soruyorsun?
- çok güzel haberlerim var sana inan çok mutluyum.
-Batın; vay be uzun zaman olmuştu seni böyle neşeli görmeyeli. Söyle bakalım hangi şanslı seni güldürmeyi başardı.
- haklıydı ona gerektiği gibi samimiyet gösteremiyor ve bir o kadar da soğuk davranıyordum. Bu düşünceleri bir kenara atıp baştan sona her şeyi çabucak anlattım. Şaşırıp, mutlu olduğunu ses tonundan o kadar belli ediyordu ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
-Batın; bizde mi buluşsak? Kaç zaman oldu okuluda çok aksattın. Azra her dakika seni soruyor. Lan siz aynı apartmanda kalmıyor musunuz? Ne diye her dakika seni soruyor?
- evde durduğum mu var? Onu ararım ben zaten şu süreçte evden ayrılmamam en doğrusu Metin şimdilik bir dursun. Yarın okula gelecem tamam mı?
- Batın; tamam o zaman seni ben alırım.
- iyi olur ya hiç yürüyeceğim yok zaten.
-Batın; tamam yosuncuk yarın görüşürüz o zaman.
-görüşürüz diyerek telefonu kapattım. Ama hemen rehberime girip Azrayı aradım. Kaç zamandır görüşemiyorduk.
-Azra; alo nerelerdesin kızım be?
- buradayım sana bomba haberlerim var.
-Azra; yaşasın bunca zamanın acısını çıkarmalıyız hadi o zaman bize gelmeye ne dersin?
- kapıyı aç derim
-Azra; tamam
- bir koşu anneme Azralara gidiyorum deyip peluş terliklerimi giyip, yukarı koştum. Azra kapıda durmuş geldiğimi görünce de hemen gelip sarılmıştı.
- Azra; gel ya kaç gündür ne haltlar karıştırıyorsun? Sözde ne olursa olsun haber ver demiştim ama neyse.
- her şey aniden oluyor yetişemiyorum inan.
-Azra; neyse dökül bakalım çatladım.
- tek nefeste her şeyi ama her şeyi bir bir anlatmıştım. Hayret ve dehşet içinde beni dinliyordu.
-Azra; vay be ama baban ne alaka lan? Sen şu şansı görüyor musun?
- sorma Azra ya birde aynı ona benziyorum. Resmen kendimi gördüm, erkek versiyonum gibiydi.
- Azra; desene tescilli baban o zaman
- aynen aslında iyi birine benziyor sözlerinin doğruluğunu bilmiyorum ama içimde ki his kahretsin ki haklı olduğunu söylüyor.
-Azra; sen yinede zamana bırak her şey hallolur.
- umarım.
-Azra; Sezen abla da hamile demek. Ne mutlu olmuştur şimdi.
- çok tarifsiz bir mutluluktu gerçekten. Uzun zamandır bekliyorlar biliyorsun zaten. Vural abi ne dediğimizi bile anlamadı düşün.
-Azra; ulan ya orada olmalıydım.
- kesinlikle diyerek dolu dolu bir şekilde sohbet ediyorduk en sonunda sizden ne var ne yok? Diye sorunca, her şey bıraktığın gibi hiç ekşın yok demesiyle gülmeden edemedim. Biz ekşınsız günler peşindeyken, Azra hanım ekşın arıyor vay be deyip hafiften sitem ediyordum. Oda anlamış olacakki gülüp, şaka yapıyorum dedi.
Neyse ben artık kalkayım malum yarın okula gidiyoruz öyle değil mi? Hazırlanmalıyız. Deyip küçük bir çocuk gibi sırıttım.
-Azra; haklısın kuş ya bir an önce yarın olsun okula gidelim.
- senin özleminin kime olduğunu biliyoruz canım merak etme. Deyip sırıtarak ona sarılıp görüşürüz dedim.
Aynı şekilde sarılıp güle güle deyip kapıyı hafifçe kapattı. Eve gider gitmez hemen yarın için hazırlık yapmam gerekiyordu. Kaç zaman olmuş ve hiçbir şekilde kitap yüzü açmamıştım. Kıyafetlerimi, çantamı hazırlayıp erkenden uyumalıydım.

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin