21.bölüm**

121 3 0
                                    

Kantinde oturup kahve içerken, zil çalmıştı bile. Teneffüs olunca gerçekten çok gürültü oluyordu. Öğrenciler bağıra çağıra bir şey konuşurken bir öğrencide yanımıza gelerek bir broşür verdi ve okul da şarkı yarışması düzenleniyor, katılmak isterseniz müdürün yanına gidip adınızı yazdırın diyerek yanımızdan ayırıldı.
-Batın; vay be, resmen eski günlere teşvik ediyorlar.
Ne eski günü? Diye sorunca
-Batın; Genelde okulda sadece Kuzeyle dolaşırdık ve Kuzey çok güzel gitar çalıyor. Benimde sesim fena değil hani. O çalar ben söylerdim aramız bozulunca kaldı öyle bir daha ne o çaldı nede ben söyledim.
Sen ciddi misin? Diye sorunca maalesef evet dedi.
Bende kendi sesime güveniyordum. Mete ve Sinan'la hep bağıra çağıra şarkı söyler dans ederdik birden bire katılsak mı? Diye sorunca bana inanmayan bakışlar atıyordu.
-Batın; vaay sesine güveniyor musun?
Bilmem olmazsa sen tek katıl.
-Batın; hayır eğer katılırsan ben yok demem.
Süper hadi o zaman kayıt yapalım.
-Batın; iyi hadi gel
Gerçekten çok heyecanlıydım şarkı söylemek hele ki insan içinde çok cesaretli bir işti. Müdürün odasına girince
-Müdür; oo gelin bakalım çocuklar
-Batın; şarkı yarışmasına katılmak istiyoruz da kayıt yapabilir miyiz hocam?
-Müdür; tabii buraya adınızı, soyadınızı,  sınıfınızı yazın biz sizi çağırcaz.
deyince hemen dediklerini yapıp sınıfa çıktık.
-Batın; Kuzey, Ömer, Hamza, Barış bir baksanıza şuraya diye kapının önüne çağırdı.
-Ömer; ne oldu lan? Yine ne işlere soktun kendini?
-Barış; al işte Hazal da yanında demekki harbiden bir halt yemiş bunlar.
Öyle korkarak konuşuyorlardı ki Batınla birbirimize bakıp gülmeden edemedik.
-Batın; evet yine bir şeyler karıştırıyoruz ama bu sefer güzel şeyler.
-Hamza; söylesene oğlum patlatma insanı.
Ya şarkı yarışması düzenleniyor okulda, bizde katılmak istedik ve size ihtiyacımız var özellikle Kuzey sana. Diye lafa daldım.
-Kuzey; lan siz ciddi misiniz?
-Batın; hemde hiç olmadığımız kadar.
-Kuzey; demek sahalara geri dönüş yapıyoruz öyle mi?
-Batın; öyle de dene bilir. Umarım iyi sonuç alırız.
-Kuzey; biz geri döndüysek kimsenin şansı yok aga siz rahat olun.
Bu iyi haber diyerek güldük.
-Barış; evdeki bateri mi getirip bende çalayım mı? Hadi kabul edin be babama onu aldırana kadar canım çıktı aldıktan sonra kullanmayınca 10 ton laf etti. Şimdi görsün bakalım oğlunun ne hünerleri var olduğunu.
-Batın; aynen onada ihtiyacımız olacak ama okulun malzemeleri var kardeşim sen evden söküp getirme diyerek kahkaha attık.
-Barış; çalayımda nerenin olursa olsun fark etmez.
İyi tamam o zaman hangi şarkıyı söyleyecez?
-Barış; bence İbrahim Tatlıses olsun o adamın şarkıları fena ya
-Hamza; saçmalama lan Müslüm Gürses olsun siz beni dinleyin.
-Ömer; ya saçmalamayın Orhan baba varken
-Kuzey; abi gitar, bateri diyoruz Allah aşkına ne saçmalıyorsunuz?
-Batın; bence hadi aşk olalımı söyleyelim.
Bana bakarak o cümleyi kurunca içimde ki kelebekler halay çekmeye başlamıştı bile. Hemen lafı çevirerek kim söylüyor o şarkıyı? Diye bir soru attım ortaya hepsi bir ağızdan Majeste dediler. Aa evet o şarkıyı biliyorum diyerek hemen lafa atıldım. Sinan sayesinde o şarkıyı ezberlemiştim artık.
-Kuzey; O zaman müzik odasına gidip orayı kapalım çalışmaya başlasak iyi olur en azından bir prova olur bizim içinde
Deyince hepimiz aynen deyip alelacele odaya koştuk.
İki ayakta mikrofon, arkasında bateri, onunda yanında 2-3 tane gitar ve en köşede piyano vardı ama piyano nun bize lazım olacağını sanmıyorum.
-Kuzey; of be özlemişim vallaha ya şu gitarın güzelliğine bakın abi.
onlarda seni özlemiş diyerek gülünce bana bakıp sırıttı.
-Batın; şu mikrofonları düzeltip ses ayarlarına bakalım.
Tamam diyerek mikrofonların yanına gidecekken Barış olamaz diye bağırdı.
-Batın; ne oldu lan?
-Barış; teneffüsün bitmesine 1 dakika var.
-Kuzey; hadi ya
-Hamza; siz çalışın ben hocaya haber veririm.
-Barış; sağ ol tatlım.
-Hamza; kes lan yalaka. tatlım ne lan?
-Barış; amanın yanlış kişiye söyledim. Pardon abi saygılar.
Bu ikilinin atışmaları gerçekten çok güzeldi.
-Batın; ses bir iki ses
Ya direk şarkıyı söyle sesinede, mikrofonuda kontrol ederiz en azından diyerek gülünce
-Batın; bana uyar dinle bakalım.
Tamam deyip kenarda onu dinlemeye başladım.
-Batın; çalmaya başla Kuzey. Birileri demiş ki öldü görsünler bakalım efsane geri döndü.
Huhuu diye bağırarak tezahürat yapıyordum. Ve şarkıya öyle güzel bir ses tonuyla başladı ki sadece ona bakarak sabaha kadar dinleye bilirdim.

Gün değildi, gece değildi
Her duyduğum senin sesindi
N'olur anla, yemin billah
Sen olmayınca ben, ben değildi
Var mı vazgeçmek hemen öyle?
Bu hikaye bitmez böyle
Gel, hadi aşk olalım
Nereye gitsek senle
Her yıldızı tutalım
Uzanıp gökyüzünde
Yar, al senindir canım
Kafayı bozdum senle
Gel, kaybolma sakın
Kal yanımda böyle...
Huuuuu diye bağırarak orada hoplaya zıplaya dans ediyorduk. Ömer bile tezahürat yaparak krallar diye bağırıyordu. Kuzeyde fena kaptırmıştı kendini gitara. Batın öyle coşkulu söyleyip bağırıyordu ki eşlik ederek söylüyorduk.
Barış gerçekten fena bateri çalıyordu, resmen şarkı ona göre ilerliyor diyebiliriz kusursuzlardı.
-Batın; bakıyorum da çok beğenmiş gibi duruyorsun.
Beğenmedim ba-yıl-dımm
-Batın; teşekkür ederiz hadi gel şimdi seninle söyleyelim bir de seni test edelim öyle değil mi?
Ya ben hiç söyleyip sizi bozmayayım siz böyle devam edin.
-Batın; saçmalama ve hemen buraya gel
Tamam ya diyerek sahneye çıktım. Aynı şarkıyı mı söyleyecez?
-Batın; sen bilirsin hangisini istersen o olsun.
Fark etmez deyince tamam o zaman Majestenin bir başka şarkısını söyleyelim başını ben ortasınıda sen söylersin uyar mı?
Tamam hangi şarkısı deyince
-Batın; aşk dediğin
Oo duygusal yani, tamam.
-Batın; al şunu sözlerini telefonumdan bak
Tamam ya, az çok biliyorum ama yinede bir bakayım
-Batın; aynen hadi o zaman başlayalım

Aşk dediğin belkide budur
Hep acıtır arkandan vurur
Belkide bu son sefer olur
Kalbim durur dertler son bulur
Sanma üç günlük bu hislerim
Ben burda hergün seni beklerim
Gel beni kendinden mahrum etme ne olur?
Bu hayat sen yoksan zehir olur.
Duy beni duy ne olur?
Dön bana dön ne olur?
Aşk dediğin elbet bir yol bulur.

Barış bateriye öyle bir vuruyordu ki şarkıyı basa basa daha çok söyleyesim geliyordu
-Batın; sesin gerçekten fena. Bu çok zor bir şarkı öyle herkes çıkaramaz.
Teşekkür ederim de abartma ya o kadar da değil asıl senin çok iyi sesin var.
-Barış; tamam ya anladık ikinizde iyisiniz ne bu kendinizi kanıtlama isteği?
-Batın; sus lan sen ama aferin güzel çaldın başarılı olacağını tahmin etmiyordum.
-Barış; işte biz kendimizi fazla belli edenlerden değiliz koçum ondandır.
-Batın; dikkat et o Koç sana boynuzunu göstermesin.
-Barış; abi bir sakin olun ya sizede laf edemiyoruz bu ne böyle lan? Sakin olun relax lütfen yani.
Bu çocuk gerçekten iyi değil. Diye gülerken
-Barış; hadi hadi yarın devam ederiz derse gidelim uykum var biraz uyuyalım.
Bende gerçekten ders dinlemek için gidelim diyorsun sandım.
-Barış; ne dersi ablacığım ya? Bizim hayatımızı dinlesinler. Asıl dersler orada
Sen ne yaşıyorsun böyle be?
-Batın; ulan yediğin önünde yemediğin arkanda ne derdi olacak sadece lafta işte.
-Barış; kimse kimsenin içini, dışını bilemez Batıncığım hadi see you.
-Batın; yürü Hazal ya bizde durmuş bu malı dinliyoruz.
Hadi Kuzey gidiyoruz
-Kuzey; geldim. Ayrılmak zor oldu tabii.
-Batın; sorma ya
Deyip gülerek sınıfa çıktık. Ve evet derse kaldığımız yerden devam...

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin