7.bölüm**

321 12 0
                                    

Canım baya sıkılıyor diye mızmızlanırken telefonuma gelen mesajla irkildim.
-Kuzey; çok sıkıcı değil mi şu hafta sonları;)
Harbiden sıkıcı:)
-Kuzey; işin yoksa:)
Nereye??
-Kuzey; bilmem Azrayıda alırsın gelirsin işte:)
Azra?
-Kuzey; bilmem hoş olurdu:)
İyi tamam alırım onuda:)
-Kuzey; süpersin bir saate oradayım.
Tamam dır.
Nasıl hazırlanıp Azra'ya haber verdim bilmiyorum ama Azra benden daha heyecanlıydı sanki ilk buluşmaya gidiyor gibiydi. Aman Allahım gerçekten yakışıyorlardı. Onların bu haline öyle gülüyordum ki Azra artık yeter bi sus diyordu.

Aşağı indiğimizde, Kuzey kadrajıma girmişti. Siyah bir spor arabayla karşımızda siyah tişört ve kot pantolonuyla fazla iyi duruyordu.
Selam kızlar diyerek gülümsedi. Bizde sıcak gülümsemesine karşılık vererek selam dedik. Güzel bir yer biliyorum eğer gidecek bir yer önermezseniz sizi oraya götürmek istiyorum. Uyar mı? Olur önerecek bir yer yok deyip bizi söylediği yere götürmesini istedik. Okey diyerek arabaya bindi. Bende hemen arkaya binip arka kapıyı tuttum, pencereyi açıp: öne binsene arkada rahat olmak istiyorum da dememle kıpkırmızı olduğunu görüp, kahkaha atmamak için baya direndim gerçekten çok tatlıydı:)
Neyse ki ısrar etmeden öne bindi. Araba da sessizlik baya hakimdi gerçekten sıkılmıştım. O esnada Kuzey az kaldı kızlar deyip gülümsedi bende patladııık diye isyan ediyordum.
Tamam tamam geldik deyince kafamı pencereye doğru çevirdim baya şık bir yere benziyordu o gösterişli let ışıklar havanın kararmasıyla fazla göz kamaştırıyordu belli burası küçük bir Cafeydi işte
-Kuzey; aslında bara falan gidelim dedim başta ama alkol kullanmayın diye buraya getirmek istedim.
-Azra; iyi etmişsin Kuzey çok düşüncelisin.
Deyince kahkaha atmadan duramadım sonra hemen pardon deyip içeri ilerledim Kuzeyde gülmüştü ama çaktırmıyordu. Tabelanın üstünde kocaman BLACK CAFE yazıyordu ve içerisi adı kadar siyah değil aksine baya açık ve güzel ışıklarla süslenmiş şık bir yerdi. İçeri girmemizle hemen bir garson buyurun diyerek bir masaya oturttu beni. Kuzey ve Azra da arkamdaydılar. Birden bire Kuzey in yüzü düşünce ne oldu? Diye bir soru attı Azra ortaya,
-Kuzey; buraya gelince anılar pekişti gözümde Batınla ne çok severdik burayı. Azra hemen yüzüme kocaman bir bakış atınca, ne diyeceğimi bilemeyip, direk kalkabiliriz sıkıntı yok dememle hayır hayır iyi deyip geçiştirdi. Yemek falan siparişi verince havanın çoktan karardığını fark ettim. Let ışıklarla beraber bir çok ışık bütün cafeyi aydınlatmaya başlamıştı bile. Yemekler gelince koyu sohbete dalmıştı bizim yeni ikili tabii onlara eşlik ediyordum ama sıkılmıştım bir anda Azra, Hazal diyerek dürtüp şuraya bak demesiyle arkamı dönüp ne oldu? deyip baktığı yere baktım. Kuzeyde şaşırarak arkasını dönüp kapıya doğru baktı gelenler evet gelenler onlardı işte Batın ve soğuk tayfası bizi görünce öyle bir kaşlarını çattıki korkudan önüme döndüm diyebilirim.
-Barış; oo kimleri görüyorum burada diyerek sırıttı.
Tamam yani canım sıkıldı dedim ama daha fazla sıkılmak istememiştim sanırım yanlış anlaşıldım. Sıkıntılı bir nefes alıp vererek ne istiyorsun Barış? Dedim.
-Barış; yok canım ne isteyecem? Alttarafı selam vemek istedim diyerek sinsi bakışlar atıyordu yüzüme.
Şu çocuğun esmer ve tatlı oluşu kadar, huyununda tipi gibi tatlı olmasını isterdim ama maalesef fazla sinsi bakıyordu.
-Hamza; Barış yürü oğlum tepemin tasını attırma benim.
İyi be sizede yaranılmıyor deyip masaya oturdu. Batın hala bana ters ters bakıyordu okulda ki o sözleri, arabaya bin demesi kim bu Batın? Kim?
-Batın; Kuzey hayırdır ne iş?
-Kuzey; asıl sana hayırdır Batın bey? o gözlerle yedin bitirdin bizi o nasıl bir kindarlık?
-Batın; ben mi kindarım? Seni tanımayan da laflarına inanır. Ulan, Allah yüzüme baktı da senin gerçek yüzünü gördüm Hazal da anlaycak sadece zamanı var o kadar.
Neyden bahsediyordu bu çocuk yine? Ah! Bu kadar ima çok saçma açık açık söyle işte. Ne bu macera böyle?
-Kuzey; boş verin yenilgiyi kabul edemiyor işte deyip sırıttı.
Pardon! Ne yenilgisi?
-Kuzey; önemli bir şey değil yâ
Kuzey ne yenilgisi?
-Kuzey; Hazal ben
Ney sen?
-Kuzey; tamam her şeyi anlatacam zaten anlatmazsam sonradan öğrenecen en iyisi benden duy.
Dinliyorum diyerek yüzüne tip tip baktım.
Biz bu Batınla kavga ettik demiştim yâ. Evet deyip yüzüne bakmayı sürdürünce konuşmaya devam etti. Sen daha bu okula gelmeden iddiaya girdik artistlik yaptı altında kalamazdım Hazal.
Ne iddiası? Dedim usulca
-Kuzey; çok eski bir iddia ama ben unutmadım sanırım Batın unutmuş okula gelen ilk kız ile tanışıp, ayarlayacan kendine dedi. Ayarlarsan harbiden senle uğraşılmaz bir daha bulaşmam sana, bir daha laf etmem dedi bende onun gerçekten imalarından ve dengesiz konuşmalarından sıkılmıştım ve bir hamleyle tamam dedim işte.
Nee? Ne diyorsun sen Kuzey? Dedim bağıra çağıra Azra ya bir hamleyle bakınca gözleri dolmuştu.
-Kuzey; Hazal çok pişmanım yemin ederim seni tanıyınca öyle bir şey asla hissetmedim zaten Batında ben yenileyim kazanmayayım diye senle uğraştı işte. Arabaya bindirmeye çalıştı baktı ki sen bana yüz veriyorsun yanlış anladı işte. Su koyu vermeye çalıştı. Hazal bana İnan yemin ederim hiçbir zaman seninle öyle bir şey düşünmedim.
Peki burda sen yenilmiş oluyorsun o değil ki dedim.
O şuan sevgilimsin sanıyor.
Ne?
Ama ben sevgili olmadığımızı söylemiştim ona Kuzey
-Kuzey; Hazal bunun artık bir önemi yok gerçekten sizi kaybetmek istemiyorum Hazal gerçekten lütfen bana inan lütfen.
Kendimi kullanılmış gibi hissediyordum ki gerçekten öyleydi. Azra direk kolumdan tutup beni çekip çıkardı cafeden. İkimizde mal gibi ağlıyorduk bir taksiye binip hemen eve gittik. Azra da benimle bizim eve geldi. Odama koşarak çıkıp, iki kutu çikolata alıp kaşıklamaya başladık sinirden mi? Krizden mi? Şu an onu düşünmüyordum, düşünemezdim ya da olanları konuşup, tartışırken Kuzey beni 30 kez aramıştı sanırım ama en çok Azra'ya üzüldüm bari onun yanında anlatmasaydı ne umutla gelmişti, Canım arkadaşım.
-Azra; Hazal hâla inanmıyorum bu gerçek olamaz ne yaşadık kızım biz?
Ne bileyim ben yâ diyerek karşılık verdim.
Fena sarstı dedim sadece.
Telefonuma gelen mesajla hemen yönümü çevirip baktım. Kuzey'in attığı bilmem kaç tane mesajı Atlayıp Zorba yazan yere tıkladım zorba; demek öğrendin? Sen gittikten sonra sayende gözüme yumruk yedim:)
Ne? yumruk mu?
-Zorba; ne sandın ama Kuzey de az yemedi:)
İğrençsiniz sizden nefret ediyorum.
-Zorba; ben ne yaptım kızım?
Tanımayıp etmediğiniz kızın duygularıyla oynamaya kalktınız daha ne olsun? Ayıp be ayıp
-Zorba; lan ne diyorsun sen?
Kes be kes yazıp durma
-Zorba; o ahmak sana ne anlattı bilmiyorum. Ama ne anlattıysa belli uydurmuş
Ney?
-Zorba; yarın buluşalım
.
-Zorba; kabul olarak alıyorum bunu
Cevap vermedim gerçekten kafam allak bullak oldu yâni bize yalan mı söyledi? inanmak istemiyorum. Hayır istemiyorum yalan olamaz ona güvendik biz olmaz söylediği çok iğrenç ve kırıcıydı ama bunun dahi yalan olmasını istemiyorum.
-Azra; Allahım bu ne ya? Kime inanacağımızı şaşırdık.
Of sorma ya başım ağrıdı. Gel uyuyalım gerçekten çok yorgun hissediyorum.
Geceyi zor edip uyumaya çalıştık. Yarın çok garip şeyler olacaktı. Azra bizde uyuyacaktı ama nasıl uyuyacaz bilmiyorum.

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin