Seri bir şekilde okula hazırlanıyordum. Bir an önce evden çıksam çok iyi olurdu.
3. Ders oldu hala gelen giden yok. Sude yine her zamanki dedikoduları bize aktararak gülüp, eğleniyordu.
-Ece; kızım bu kadar dedikoduyu nereden buluyorsun?
-Sıla; bu kız fbi ajanı diyorum size bana inanmıyorsunuz.
Onların bu laflarına gülmeden edemedim. Hayır yani sanki gerçekten de öyleymiş gibi ciddi ciddi konuşmaları daha komikti. Telefonumu çıkarıp biraz takılmak isterken aniden gelen mesaj sesi ile irkildim. Ekranı kaydırıp mesaja hemen baktım. Yazan Batındı.
"Kendini hiçbir zaman yalnız hissetme Hazal buna asla izin vermem."Yazıyordu neydi şimdi bu madem bunu biliyorsun 2 haftadır neredesin? Yazsam mı acaba? Diye düşünürken hayır diye düşünerek telefonu cebime attım.
Ama tekrar gelen mesaj sesi ile tekrar elime alıp baktım.
-Zorba; ha şöyle çıkar telefonu cebinden
Bu beni nereden izliyor diye düşünürken kapının ardından bana baktığını fark ettim. Pis pis sırıtmasından alay ettiği belli oluyordu. Ne çok özlemişim ama diye düşünürken ona kızgın olduğum aklıma geldi.
-Kuzey; Hazal gelsene biraz
- nereye?
-Kuzey; gel gel
Tamam diyerek dışarı çıktım. Kapının ardından kolumu sıkıca kavrayarak beni kendine iten Batına şaşkın şaşkın bakakaldım. Ne yapıyorsun sen? Diye bağırınca
-Batın; şş niye bağırıyorsun kızım.
- hayrola 2 haftanın sonunda okula geleceğiniz mi tuttu? Ne var?
- Batın; hadi ya 2 hafta mı bilmiyordum? Günü gününe hesapladın demek
- pis pis sırıtma da cevap ver neredeydiniz? Nasıl haber vermeden 2 hafta boyunca kaybolup, gidiyorsunuz?
-Batın; gidiyorsunuz mu? Gidiyorsun mu?
-alay etmeye devam et bu sefer ben gidiyorum.
Bırak kolumu Batın diyerek bağırınca kaşlarının çatıldığını fark ettim. Sanırım sinirlenmişti ve bileğimi çok fena sıkıyordu. Gözlerim dolunca istemsizce bırakıp afedersin dedi. Uzak dur nasıl ki 2 hafta yoktun hayatımda hiç olma Batın.
-Batın; ne demek bu? Haksız olan sensin? Farkında değil misin?
- ben mi? Ne yaptım ki ben sana? Bu kadar ne yapmış olabilirim?
-Batın; yenge deyince şaka yapıyor ne demek Hazal?
- ne?
-Batın; ne tabii ya?
- bunu sorun edip 2 hafta o yüzden yoktun öyle mi?
-Batın; yediremedim kendime
- aferin sen böyle devam et umurunda olunca gel, ha yok hatta aklına gelince gel, gelmeyince Batın bey ortalıklarda yok. Aradım açmadın, yazdım bakmadın söylesene gözünde neyim ben? Can sıkıntını gideren bir...
-Batın; sakın cümleni tamamlama sakın...
- gözlerim benden habersiz yaşları akıtınca utanarak oradan koşarak uzaklaştım.2 gündür anneme vücudum ağrıyor diye yalan söyleyerek okula gitmiyorum. Ama ne kadar direnebilirim bilmiyorum. Batın'ı görmek istemiyordum. Hasta bahanesi yüzünden annem odamdan çıkmama bile izin vermiyor. Her dakika uyumak asla canımı sıkmazdı ama uykum kaçınca da çok sıkıcı oluyor.
-Sezen abla; nasılsın kuzum? İyi hissediyor musun?
- iyiyim annem bir şeyim yok.
-Sezen abla; ee neden okula gitmiyorsun? Bak iki gün oldu 2. Sınavlarını olacaksın yakında ve okula gitmiyorsun.
- haklıydı, hemde sonuna kadar. Onları bu şekilde üzmeye hakkım yoktu. Tamam annem yarın gidecem.
-Sezen abla; aferin kuzum şimdi iyice uyu ve dinlen
Tamam diyerek yatağıma uzandım. Batına trip atacam diye hem derslerden geri kalıyor hemde annemleri üzüyordum. Sorun ve mesele şu ki okula kaç hafta boyunca gelmezse bile sınavlardaki başarısı kıskanılır derecedeydi. Yarın erkenden güzel bir şekilde hazırlanıp okula gidip derslerime dört elle sarılmaya başlayacam.Kaç gündür okula gitmememden mi kaynaklanıyor? Bilmiyorum. Yatağımdan kalkacak halim yoktu. Ama geç kalıyordum seri bir şekilde hazırlanıp çıkmam gerekiyordu.
Dişlerimi fırçalayıp, elimi, yüzümü yıkayıp hemen hazırlanıp evden çıktım. Babam ne kadar ben bırakayım diye ısrar etse de yürümek istiyordum. Nazik bir şekilde reddetmiştim zaten.Hazal, Hazal arkamdan gelen sesle irkilip arkama bakınca Kuzeyin koşarak yanıma geldiğini fark ettim. Aman koşma koşma bekliyorum.
-Kuzey; kızım niye bakmıyorsun arkana?
- pardon ya ne bileyim dalmışım.
-Kuzey; nerelerdesin iki gündür? Azra rahatısız falan dedi. Kötü bir şey yoktur umarım?
- hayır bir şey yok sadece yorgun hissediyordum o kadar.
-Kuzey; anladım dikkat et kendine ha bu arada uzun zaman oldu ya al bakalım.
- ya şu çikolatalı sütlerden ne zaman vazgeçeceksin?
-Kuzey; sanırım hiçbir zaman
- ama çok güzel gerçekten
-Kuzey; aynen ya fena güzel hemde. Şey Hazal
-efendim
-Kuzey; Batınla konuşuyor musunuz?
- neden?
-Kuzey; Hazal sana söylerim ama lütfen aramızda kalsın. Batın beni asla affetmez yoksa.
-Ne? Kötü bir şey yok demi.
-Kuzey; hayır hayır kötü bir şey yok ta
-ee sorun ne?
-Kuzey; Batın gece iki de evime geldi. Çok kötü ağlıyordu bitti, bitti daha başlayamadan bitti işte. Diye sayıklıyordu.
- b-ben
-Kuzey; çok kötü senin okula gelmediğini görünce kesin okulunu değiştirir. Hiçbir zaman gelmemezlik etmezdi. Benim yüzümden her dakika hastane de can çekişiyor, ya da üzülüyor diyordu.
- kendine zarar vermez öyle değil mi?
-Kuzey; yok ya ver- bilmiyorum lan verir mi?
-Nerede şimdi?
-Kuzey; bilmiyorum ki.
-Ömer'i ara o kesin bilir koş evine gidelim diyerek alelacele koşarak ilerledik.Batın ın evinin önüne varmıştık hepimiz oradaydık. Hamza, Ömer, Barış, Kuzey bahçede onu arayıp durduk ama ne ses var? Ne bir şey. Telefonla kaç kez arasakta açmadı. Korkuyordum hem de hemde öyle böyle değil.
-Barış; gelin mutfaktan içeri girelim kapısı açık
deyince koşarak içeri girdim en öndeydim ve kalbim çok fena atıyordu. Salonun ortasında yere oturmuş elinde bilmediğim bir içecek, gözleri ağlamaktan kapanmak üzere, ve göz altları mosmordu. Bizi görünce sadece sessiz sessiz sırıttı ve tekrar dan ağlamaya başladı. Kesinlikle psikolojisi iyi değildi.
-Ömer; kalk lan yürü hastaneye gidiyoruz.
-Batın; bırak lan beni bir yere gitmiyorum ben.
-Hamza; yürü dedik lan
-Barış; kalk abi bir kalk ya
-Batın; çıkın evimden çıkın
- öyle bir bağırdı ki hepimiz ne yapacağımızı şaşırdık.
-Kuzey; çok bitkin kendi haline bırakalım yarın yine geliriz.
- siz gidin bende gelecem birazdan.
-Ömer; dikkat edin
Tamam diyerek gönderdim onları
-Batın; sende çık
- bu halin ne?
-Batın; çık dedim.
- sana bir soru sordum Batın ve hemen cevap vereceksin.
-Batın; ulan beni babam sevmemiş sen niye seveceksin ki? Beni sadece annem severdi oda yok yok yok oda herkes gibi bırakıp gitti beni oda gitti. Neden sevdiklerimiz yanımızdan hemen çekip gider? Bak seni sevdim diye nasıl nefretin oldum. Benim yüzümden hastaneden çıkamıyorsun ne günahın var ki?
- öyle deme diyerek göz yaşlarımı sildim. Biz güçlüyüz Batın. Kimsenin olmasına gerek yok. Biz bize yeteriz.
-Batın; beni istemiyorsun? Hayatımda olma dedin. Şimdi bana acıyarak bakıp bu cümleleri kurman canımı daha çok acıttığının farkında değil misin?
-Bağırma lütfen. Çok korkuyordum bağırması çok ürkütücüydü sesim kısık çıkan bir sesle tekrardan, lütfen bağırma diye bildim.
- Batın; ben seni üzmek istemem özür dilerim bağırmak istemedim Hazal, üzgünüm
- diyerek bana sarılınca bende ona sarıldım çok üzgündü ve canım daha çok yanıyordu onu öyle görmek istemiyordum. Gel elini yüzünü yıkayalım kendine gel diyerek banyoya götürdüm onu.Neyse ki biraz rahatlamıştı ona yaptığım kahveyide içtikten sonra daha iyi olduğunu hissettim. Artık gitsem iyi olacak.
-Batın; gitmezsen?
- okula gidecem sende gel.
-Batın; kalsak ya işte böyle
-hadi tembel olma iyisin yürü
-Batın; iyi bekle geliyorum
Tamam bahçedeyim diyerek kapıya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK
Ficção AdolescenteHayatımın 17 yaşımdan sonra yeni başladığını nereden bile bilirdim ki? Önceden kendi halimde 2 arkadaşa sahip, bir aileye mevcut üye olmayan, yalnız bir kız iken, şimdi kocaman bir aileye sahibim... ANCAK; Geçmişimi unutamam onlar geleceğime ışık t...