27.bölüm**

115 3 2
                                    

-Batın; biliyor musun? Babam ın evine haftada, ayda, yılda bir gidiyorum.
- nerede kalıyorsun?
-Batın; kendi evim var. Doğum günümü kutladığım yer benim evimdi.
- hadi ya
-Batın; evet bir tek Mirayı çağırmıştım. Gerçek bir kardeş gibi bana. Hiç üvey gibi davranmayız birbirimize
- ne güzel.
-Batın; aynen sana bu yüzden diyorum kimsenin hayatı mükemmel değil. Parası olanı çok mutlu sanıyorlar ama bilmiyorlar ki...
- Batın ben bu kadar kötü bir olay tahmin edemedim, bilemedim özür d...
-Batın; sakın Hazal. Özür dileyen insanlardan nefret ederim sakın.
- neden?
- Batın; yaptıkları hatanın farkındadırlar ama bir özür ile geçiştirdiklerini zannederler bu yüzden yapmacık geliyor.
- anladım haklısın
-Batın; bu kolyeyi sana versem olur mu?
- ama o annenin, senin için çok özel.
-Batın; sende görmek istiyorum sana benden daha çok yakışır arkanı döner misin?
- peki diyerek arkamı döndüm kolyeyi takınca ona tekrar döndüm ve kolyeyi boynumda görmesiyle göz yaşlarını tutamadı. Lütfen Batın yapma.
-Batın; çok yakıştı ancak bu kadar yakışabilirdi
-Tamam lütfen sakin ol sil o göz yaşlarını
-Batın; çok yalnızım Hazal binlerce insan yanımda ama çok yalnızım.
- ben hep yanındayım başkası olmasına gerek yok.
-Batın; iyi ki varsın
- sende iyi ki varsın
Hafif ettiği tebessümle ona bakarak güldüm.
-Batın; iki gün sonra büyük gün bugün bolca dinlen olur mu?
- sende aynı şekilde dinlensen iyi edersin. Evet iki gün sonra büyük gündü şarkı yarışmasında final günüydü çok heyecanlı bir şekilde o günün olmasını bekliyorduk ve evet baya bir çalışmış ve yorulmuştuk. Hakkını kesinlikle vereceğimizden şüphem yoktu.

Konuşa konuşa eve varmıştık. Hadi o zaman görüşürüz diyerek bahçeye doğru ilerledim. Oda görüşürüz prenses diyerek sırıtıp yola devam etti.

Havanın kararmasıyla biraz hava almak için balkona çıktım. O kadar güzel bahar kokuyordu ki telefonumun çalmasıyla tekrar içeri girip telefonu elime aldım. "Bilinmeyen numara" kim acaba sanırım yanlış aramadır diye düşünerek telefonu yinede açtım.
-bilinmeyen; alo
- buyurun
- bilinmeyen; Hazal Karahan'la mı görüşüyorum.
- evet buyurun benim.
-bilinmeyen; Hazal hanım acil olarak buraya gelmeniz gerekiyor.
-siz kimsiniz? Ve nereye gelmem gerekiyor?
-bilinmeyen; Batın beyin evinde bir korumayım. Hastalandı sanırım çok kötü durumda sizi sayıklıyor gelirseniz çok iyi olur.
- n-ne? Hemen geliyorum diyerek koşa koşa evden çıktım. Sessiz olmam gerekiyordu annemlerin fark etmemesi için. Koşarak evden çıktıktan sonra taksiye binip ilerledim.
Batın ın evinin önünde 3 araba ve arabanın önünde ise uzun iri yakışıklı bir çocuk vardı.
- Meriç; bu kadar çabuk beklemiyordum Hazal.
- kimsiniz? Batın nerede?
-Meriç; Batın uyuyor sessiz olda uyanmasın.
- peki benden ne istiyorsun?
-Meriç; hiçbir şey
Diyerek elindeki silahı üstüme tuttu ayaklarım yerden kesildi korkudan kıpırdayamıyordum.
B-ben b-ben ne yaptım size?
-Meriç; en büyük hatan karşımızda olman.
Ve duyduğum ses karşısında vücudumun içindeki sıcaklığı hissedince karnımdan bir sıvı aktığını hissettim. Koluma bir el daha ateş edince canımın acısına dayanamayıp yere yığıldım. Duyduğum tek boğuk ses Batın ın Hazal diye bağırması oldu. Ama daha fazla dayanamayan gözlerim kapanıp beni kendimden geçirmişti.

                                                          Batın:)
Bir şeyden haberim olmadan film izliyordum.  Ateş sesi duyunca olduğum yerden fırladım. Ne oluyor lan? Diye bağırarak çekmeceden bir silah çıkartıp aşağı indim 3-4 tane araba farları açık bir şekilde bütün çevreyi aydınlatıyordu. Koşar adımlarla bahçeden çıkınca, bütün arabaların hızla oradan ayrıldığını fark ettim. Yerde yatan kişiyi görünce kanım dondu korkudan ne diyeceğimi bilmez bir halde HAZAAAALL diye bağırdım ama her yeri kan içerisindeydi. Onu kan tutar dayanamaz o kadar korktum ki titremeye başladım. Aklıma annem gelmişti aynı pozisyonda olması kader miydi? Boynunda sabah taktığım kolyesi, saçları, vücudundaki kanlar ne yapacağımı şaşırmış bir halde ambulans çağırmayı akıl edip hemen gelmesi için yalvarıyordum. Arabamla götürsem götüremem onu o kanlı haliyle taşıyamazdım. Dizlerim tutmuyordu.
Ambulans gelir gelmez hemen ilk yardım yapıldı. Hangi adi nin bunu yaptığını bilmiyordum. Karnından ve omuzundan vurulmuştu. Aklım almıyordu bu kız benim yüzümden ne yaşıyordu böyle?

Hastaneye gelir gelmez bizimkilerde kapıda bizi bekliyordu o korkuyla hemen onlarada haber vermiştim. Azra titriyordu gözleri kıp kırmızydı. Sezen abla baygındı, Vural abi duvara tekmeler atıyordu. Ağzından bir şeyler geveleyip duruyordu. Ama eminim ki hepsinden daha kötüydüm ne dediklerini ne yaptıklarını anlamıyordum.

Kuzey Demir:)
Batın o kadar baygındı ki onu görünce gerçekten çok korktum. Bakışları bom boştu korkutuyor ve ürkütüyordu. Yanına giderek oturup ona destek olmak istedim. Batın sakin ol güçlü durman gerekiyor deyince öyle bir cevap verdi ki kendimi tutamayıp ağladım.
-Batın; annemi gördüm Kuzey. Onun gibi yerde yatıyordu. Üstü kan
Gözleri öyle kızarmıştı ki beni çok korkutuyordu. İstersen gel biraz dinlen desemde istemedi kapının dibinde oturmuş etrafa boş boş bakıyordu.
Doktor içeriden çıkınca hepimiz koşarak yanına gittik.
-Batın; durumu nasıl? Lütfen güzel haber ver doktor.
-Doktor; durumunun iyi olduğunu söylemek çok isterdim ancak fazla kan kaybetmiş henüz bir açıklama yapmak için çok erken
-Vural abi; hayati tehlikesi peki.
-Doktor; maalesef hala var.
Hepimiz yıkıldık ağlamalar, feryatlar Havada uçuyordu. Batın olduğu yerde yere düşünce hemen onu tuttum. Bana bakarak; onu yeni bulmuşken kaybedemem hayır kaybedemem diyerek sayıklıyordu.
Sakin ol diyerek ona sarıldım. Bende dayanamıyordum bunu kim yapmış olabilir? Kim?
-Batın; kim ona bunu yaptıysa ölmek için yalvaracak sen merak etme bir tanem canını yakanın canını çok fena yakacam.
Batın koridorda öyle bağırıyordu ki canımı daha fazla yakıyordu.

2. Gün sonra
Hazal ın durumu hala kritikti. İki gündür hiçbir gelişme olmaması canımızı çok sıkıyordu. Ve evet bugün şarkı yarışması vardı. Tabii ki gitmeyecektik ama Batının ettiği laf neye uğradığımı şaşırmama yetti.
-Batın; Barış, Kuzey gelin okula gidiyoruz.
-Kuzey; zorunda değiliz boşver
-Barış; başlarım yarışmasına...
-Batın; gidip o finali kazanıp Hazal'ın karşısına öyle çıkacaz eğer onun için kaybettiğimizi düşünürse kendini asla affetmez. Hem uyanınca ne deriz ona? O yeşil gözlerine bakarak kaybettik mi diyecez? Motive etmemiz gerekiyor onu.
-Kendinde değil gibi konuşması bizi daha çok korkutuyordu. Kalkacağına inanarak hareket etmesi bir nebzede olsa iyi hissettiriyordu. Hazırlanıp okula doğru ilerledik. Ama çok eğlenceli bir şarkı seçmiştik ve iki kişi ile söylenen bir şarkıydı.
-Batın; alın şu kağıtları ona göre notalara bakın bunu söyleyecez
Diyerek bir kağıt verdi elimize. Of bu şarkı çok acıklı fazla acıklıydı ama yapacaktık derin nefes alıp vererek sahneye doğru ilerledik.

Batın:)
Onun için her şeyin en iyisini yapacaktım. Uyanacağını biliyorum uyanmak zorunda. Beni bırakmayacağını söylemişti. Böyle birden bire onu yeni bulmuşken gidemezdi.
BAHAKUBA grubunu sahneye davet ediyoruz diye bağırıp alkış seslerini duyunca soğuk kanlılığımızı koruyup sahneye çıktık.
Elime gitar almadım çünkü ayakta duracak halim yokken gitar çalamazdım. Barış sopalara vurduktan sonra göz yaşlarıma engel olamadan şarkı nın sözlerine giriş yaptım.

Ağlaya ağlaya kalmadı gözlerimde yaş.
Ağlaya ağlaya kalmadı gözlerimde yaş.
Sevenler ayrılmaz diyordun ne oldu?
Sevenler ayrılamaz diyordun ne oldu?
Bırakıpta gittin beni bir başıma
Bırakıpta gittin beni bir başıma

Ağlayan şu yorgun gözlerim seni özler.
Seviyorum diyerek bırakıpta gidenler
Geride kalanları hiç, hiç mi hiç düşünmezler
Geride kalanlari hiç, hiç mi hiç düşünmezler.

Gözlerimde ki yaşlarla beraber selam verdikten sonra hemen koşarak oradan uzaklaştım dayanamıyordum ciğerlerim yanıyordu.
-Kuzey; abi gel sonuçlar açıklanacak
Tamam diyerek koşarak geri gittim.

-Müdür; evet canlarım bugün büyük final vardı. Ancak Saruhan kolejindeki bir öğrencimiz rahatsız olduğu için 3 kişi katıldılar. Evet hiç sorun yok gayet başarılı bir performanstı. Ve 1. Açıklamak üzere sizlerin huzurunda jürilerin önündeki belirlemiş oldukları okulun adı yazan kağıdı alıp sizlere sunacağım.
Veee oooooooo
okulun birincisii şarkı yarışmasının birincisi
SARUHAN KOLEJİ tebrik ederiz deyince mutluluktan birbirimize sarılıp yine ağladık. Hepimiz çok kötüydük mutlu olmak bile gelmiyordu içimizden büyük ödülümüz olan kupayı alıp okulumuzun büyük ödül dolabına bırakacaktık ama önce Hazal görmeli koşar adımlarla hastanenin yolunu tutup bir taneme kazandık demenin mutluluğunu yaşamak istiyordum.

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin