36bölüm:)

74 3 1
                                    

Neyse ki zil çalmıştı. Barış, Kuzey, Hamza, Ömer koşarak yanımıza gelerek ulan ne yaptınız öyle sınıfta? Diye kahkaha attılar. Aman ya ne komik diyerek ters ters onlara baktım.
-Batın; yosun sinirli beyler düşünerek konuşsanız iyi olur. Biraz zaman verin
- siz dalga geçmeye devam edin ama sizin bu soğuk esprilerinize gülmeyecem diyerek sınıfa çıktım.

Milletin ters ters ve değişik bakan gözlerine aldanmadan sırama oturup kafamı masaya koydum. Uyumak istiyordum ve uyuyacaktım. Gözlerimi tam kapatıyordum ki bir beyin yoksunu sırama sert bir şekilde vurup boş boş bağırana kadar. Şaşırmamalıydım bu Ada'nın tayfasında ki asalak değil mi?
Ne istiyorsun Gözde?
-Gözde; asıl sen ne istedin? Niye durmuyorsun kızım sen? Geldiğin günden beri yapmadığını bırakmadın.
- ben mi durmadım?
-Gözde; Adayı kıskandığın için her şeyi yaptın yeter artık arkadaşım senin yüzünden şu an hapiste o kızı oradan çıkaracaksın ama yok çıkmayacak diye direneceksen canını feci halde yakarım buna yürekten inana bilirsin.
- siz ne cins varlıklarsınız be senin o arkadaş dediğin cani yüzünden kaç hafta hastanede kaldım ben. Yüreksizsiniz kızım Allah bizi sizler gibilerden korusun.
-Gözde; sen çok oldun
- ne yapıyorsun sen be? Bırak saçımı diye bağırınca birden çığlık atıp duvara yapışması bir oldu. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Batın ne ara geldi diye düşünürken kızın Boğazına yapışmış, sinirle soluyordu. Batın bırak diye bağırmaya başladım. Kolunu çekiştirip dursamda beni takmıyordu.
-Batın; beni dinle Gözde bir daha o adiler yüzünden bu kızın yanına gelip boş boş bağırıp, hele ki elini kaldırırsan o elini kırarım. Beni tanımıyormuş gibi davranma
-Gözde; her şeyi Meriç yaptı Batın. Ada'nın ne suçu var?
-Batın; bilmediğin şeylere burnunu sokma daha Ada'nın neler yaptığından haberin dahi yok.
-Gözde; ne yapmış?
-Batın; Meriç tek başına neden Hazala silah doğrultsun? Hazalı nereden tanıyor? Neden aptal olmak yerine bunları düşünmüyorsun?
-Gözde; öyle bir şey olsa haberim olurdu öyle bir aptallık yapıp bu kız için başını belaya sokmaz, yapmaz Batın.
-Batın; ayakta uyu ama bir daha Hazal'ın üzerine yürümeye kalkarsan olacaklardan sorumlu değilim.
- kolumdan tutup yine dışarı çıkarınca, sen nereden geldin? Bahçede değil miydin?
-Batın; gönlünüzü almaya gelecektik hanım efendi ama malumunuz yine başınız beladaydı.
- bir kere benim başım belada falan değildi. Sadece arkadaşını savunuyordu, bende konuşuyordum o kadar.
-Batın; ya evet evet o dediğinden
- Allahım ya ne gıcık şey

                                                              Batın:)
Hazal bize trip atıp gidince;
-Barış; ama ya fazla kızmış bu yosun ben size söyleyeyim.
-Kuzey; abi fena püskürdü.
-Hamza; haklı artist bir sevgilisi var ve onu çekiyor işte.
- sen niye lafı bana atıp sinirimi daha fazla bozuyorsun?
-Hamza; kusura bakmayacaksın Batınım haklıyım.
-Ömer; adına üzülüyorum ya ne çekiyorsun?
- sorma be. Hadi neyse gidelim de yosunumun gönlünü alalım malum azıcık kızmış bize.
-Barış; azıcık mı? Bize mi? Kendi yediğin haltı üzerimize atmazsan sevinirim canım.
- kes lan hain
-Barış; haklı olmakta suç iyi be.
- şu salağa sinirle bakıp sola sola sınıfa doğru çıktık.

Gördüğüm şeye şaşkın şaşkın baktıktan sonra direk koşarak Gözdeyi tutup Hazalın elinden çekip çıkardım.

                                            Hazal Karahan:)
Son derse girmemize bir teneffüs kalmıştı. Ve teneffüsteydik Batın yanıma oturmuş Gözde ile tartıştığımdan beri yanımdan ayrılmamıştı. Onun bu boş koruma ayaklarını hiç çekemeyeceğim için sırama uzanmış, uyumaya çalışıyordum. O esnada cebimdeki telefon titreyince doğrulup telefonu sağ cebimden çıkardım. Arayan Azraydı. Batın bana değişik değişik bakarken Azra arıyor deyip telefonu açtım. Efendim kuş
-Azra; Hazal ya okuldan erken geleyim dedim. Sezen abla bizde her şeyi anlat falan diyor neyden bahsediyordun Sezen abla? Desemde ne biliyorsan anlat diyor ne yapacam be? Odama kaçtım ama fazla vaktim yok.
- neyden bahsediyor ki acaba?
-Azra; bilmiyorum o kadar şey yaşıyoruz ki her gün neyden bahsettiğini bile anlamıyorum. Neyse kanka acil durum bir şeyler yap.
- bak ben geliyorum şimdi tamam mı? Bir şeyle uğraş yanlarına gitme
-Azra; okey kanka çabuk ol fazla vakit yok nereye kaça bilirim ki?
- haklsın çıktım tamam diyerek telefonu kapattım.
-Niye öyle bakıyorsun?
-Batın; ne oluyor?
-bilmiyorum annem bir şeyler sormuş Azra'ya
-Batın; ne gibi?
- of her şeyi anlat demiş.
-Batın; neyden bahsediyor?
- bir bilsem neyse çıktım ben gidiyorum
-Batın; nereye?
- eve
-Batın; bende geliyorum
- of saçmalama ya
-Batın; ben bırakacam o zaman
- iyi yürü diyerek hemen eve doğru ilerledik.

Eve varınca direk yukarı çıktım. Annemin Azralarda olduğunu biliyordum. Gider gitmez kapıyı Azra'nın açması içimi rahatlatmıştı.
-Azra; neredesin sen? Çabuk gel
- salona girer girmez annemin şaşkın bakışları altında gülümseyerek koltuğa oturdum.
-Sezen abla; kızım ne işin var senin burada? Okulda olman gerekmiyor mu?
- evet anne bugün erken çıktık.
-Sezen abla; anladım canım neyse geldiğin iyi oldu bende bir açıklama bekliyordum Azramdan ama bir türlü yanıt vermiyor.
-Azra; olur mu ablam? Ben sadece neyden bahsediyorsun? Onu anlamaya çalışıyorum.
-Sezen abla; evet Hazalda burada olduğuna göre rahat konuşabiliriz. Dökülün bakalım okulda neler dönüyor? Sana zarar verenler kimler? Ve neden hedef tahtaları sensin?
- anne gerçekten bilmiyorum evet her seferinde benim başım derde giriyor veya zarar gören benim ama inan ki bilmiyorum.
-Sezen abla; şu Batın dediğin arkadaşınla bir ilgisi var mı peki?
- sessiz bir şekilde yutkunup çaktırmadan Azra'ya bakmak istedim ama annemlerin gözü üzerimizdeydi. Hemen ne alakası var annem sağ olsun ne derdim olursa ilk o koşuyor sende görüyorsun diyerek yanıt verdim.
-Sezen abla; evet ilk o geliyor sağ olsun tabii de ne sorsak her şeyi biliyor maşallah yani sinirle soluyor ve yanına gelip her dakika benim yüzümden deyip ağlıyor. Sen belki hatırlamazsın ama bir çok kez şahit oldum kızım.
- başka zaman olsa mutlu olurdum hatta manyak gibi sırıtıp, kızarırdım ama şu an öyle bir an ki ne diyeceğimi bilemez halde; evet yakın arkadaşları oldukları için ilk o tanıştırıyordu beni onlarla, ne yaparsın işte vicdan azabı
-Sezen abla; anladım kızım her neyse okulunu değiştiriyorum haberin olsun babana dahi söyledim. Daha güzel bir okula gidip rahat rahat okuyacaksın
- başımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissedince birden ayağı kalkıp, benim neden haberim yok anne, bana sormak yok mu? Diye ters çıkıştım.
-Sezen abla; geleceğin için bunun daha iyi olacağını düşündük hepsi bu annem.
- bende düşünebilirim geleceğimi anne alıştım ben oraya şimdi bütün her şeyi geride bırakıp, başka yere nasıl gidecem. Arkadaş çevrem, dostlarım nasıl olacak anne
-Sezen abla; bağırma Hazal
- gözlerimde ki yaşı silerek hemen aşağı indim ve odamın kapısını iyice kilitleyip yatağımda ağlamaya başladım. İstemiyordum hemde hiç ilk zamanlar yalvarıyordum değişmesi için ancak şimdi istemiyorum alıştım bir kere nasıl başka yere gidecem ki.
Hem Batın duyarsa oda çok üzülür. Neden hep bunlar başıma geliyor diye ağlarken kapının çalması ve irkilmem bir oldu.
-Kızım orada mısın? Hazal cevap ver.
- uyumak istiyorum anne desemde illa kapıyı aç diye diretiyordu. Kalkıp açmaktan başka çarem kalmayınca kapıya doğru ilerleyip, kilidi açtım. Efendim anne desemde beni hafifçe itip kapıyı arkasından tekrardan kapattı.
-Sezen abla; bazamın üzerine oturup, neden kızım? Ne oldu? Ne diye istemiyorsun? Kaç kez başına neler geldi artık bunu göz önünde bulundurmalısın. Endişe ediyoruz bize böyle tavır yapma annem her şey senin için.
- haklısın anne ama ben korkak bir kız değilim bu konuşmamı yeni gelişim çağına girmiş bir çocuk gibi algılama ama ben okulumu şimdi değiştirirsem arkamdan iyi konuşmazlar aslında o da değil arkadaş çevrem fazlasıyla var ve onları seviyorum lütfen anne söz veriyorum kendime çok iyi bakacam lütfen
-Sezen abla; peki kızım babanla konuşacam.
Yanağına bir öpücük kondurup geri çekildim oda gülümseyerek hadi sofraya deyip mutfağa doğru ilerledi.

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin