8.bölüm:)

305 8 0
                                    

Sabaha kadar uyuyamadım dersem yalan olmazdı. Aynı şekilde Azra'da kalbimiz gerçekten çok kırılmıştı. Kime inanacağımızı bilmiyorduk öylece şaşırıp kaldık. Dua edelimde şu haklı çıksın diyecek bir seçeneğimizde yok. Allahım ne yapacaktık biz? Sabahı zor edip sonunda hızlı hızlı hazırlanıp çıktık evden. Batının söylediği cafeye hemen bir taksiye atlayıp gittik.

Batın görüş alanıma girince kalbim boğazımda atıyordu resmen. Azra da benden farksız değildi tabii. Batın'ın oturduğu masanın yanına gittik. Sakin bir dille oturun dedi. Bizde hemen yerlerimize kurulduk nedenini bilmiyorum ama gözlerim buğulanmaya başlamıştı bile. İçimden bir his Batın haklı çıkacak diye haykırıyordu ve bu beni biraz ürkütmüyor değildi.
-Batın; o adi herifin size ne söylediğini hatta tam olarak ne zırvaladığını bilmiyorum bildiğim tek bir şey var o da yalan söylediğidir. Daha önce sana anlattığım gibi Sen gelmeden önce iddiaya girmek istedi ve bende ne iddiasından bahsediyorsun diye söylendim. Neyse Hamza geldi ve sakın Batın dedi bu salağa uyup abuk sabuk iş yapma dedi. Daha önceki aptallıkları yüzünden bizi daha doğrusu beni kaybetti şimdi ise geri kazanmaya çalışıyor işte. Ve ona yanaşmadığım için kendini bana rakip görüyor.
Şu yeni gelen kız ilk hangimizle arkadaş olmak isteyecek acaba dediğinde, kiminle olursa olsun lan banane dedim. Var mısın iddiaya deyince bende uza yokum dedim. Lan bu kadar korkma alttarafı bir kız işte dedi.
Ömer yanıma gelip; sakın oğlum eğer böyle bir salaklık edersen biz yokuz haberin olsun şu basit çocuktan farkın kalmaz. Haklısın deyip Kuzeye cevap vererek; ne korkacam lan senin gibi bir bebeyle dedim konuyu öyle böyle kapattım. Yanaşmadım yani Hazal bir insanın duygularıyla oynayacak kadar düşemezdim. Ben bu değilim. Ve kime inanmak istiyorsan inan kime sormak istersen de sor ama gerçek bu. Bir de bu çok eski bir mesele iddia da yoktu ortada ne ara bu düşünceye girdi bilmiyorum.
neden sana inanayım ki? Diye bir soru attım ortaya söylediği tek şey; çünkü doğruyu söylüyorum oldu.
Asıl öğrenmemiz gereken şey, kendimize sormamız gereken soru şu; kime inanacaktık?
-Batın; kime inandığınız zerre umrumda değil ama benim hakkımda boş laubalilik yaptığı için hesabını verecek.
Batın, Batın ne kadar bağırsamda arkasından beni takmadan çekip gitti bizde düşünceli bir şekilde direk eve dönerken...
-Azra; Batın haklı
Ney?
-Azra; bilmiyorum ama Batın kesin haklı
Ah! Yapma be daha çok düşünmeme neden oluyorsun
-Azra; düşün ama gerçek kesin Batının dediği Hazal.
                                                                Batın;
Canım o kadar bu olaya sıkıldı ki Kuzeyi öldürmek istiyordum. Ama bu iş burada biter mi? Bitmez. Cafeden çıkarken Hazal'ın beni çağırmasını aldırmadan çekip gittim eğer kalsaydım fena delirecektim cafeden çıkar çıkmaz Kuzeyi arayıp okul yolundaki parka gelmesini söyledim. Hiçbir şey olmamış gibi kabul etmesi işime gelmişti ama bir o kadar asabi olması onu fena halde pataklamama neden olabilirdi.

Çok şükür görüş alanıma girmişti. Neredeyse yarım saate yakın onu bekliyordum.
Kuzey; hayırdır yaa beni mi özledin? Bensiz artık gezemez oldun.
Canımı sıkma Kuzey nasıl bir adisin oğlum sen?
-Kuzey; off Batın yine başlayacaksan gidiyorum.
Sen kızlara ne anlattın lan bizim hakkımızda?
-Kuzey; bilmeleri gerekenleri anlattım.
Kuzey seni burada boğarım kimse elimden alamaz seni.
-Kuzey; eh yeter be. Oğlum niye kimse beni anlamıyor lan, niye, niye? Biz seninle ne güzel bir arkadaş, dosttuk o Hamza, Ömer, Barış geldi diye bir çırpıda sildin lan beni oysa biz ne güzel arkadaştık.
Ağlama lan bebe gibi, ağlama dedim ağlaması canımı harbiden çok sıkıyordu.
-Kuzey; bırak oğlum ya. Beni fark edin diye hepinizi birbirinize düşürüyorum nedeni kim diye sorduğunuzda aa Kuzeymiş deyip "acaba bu çocuk niye böyle yapıyor"diye sorun kendinize diye uğraştım. Hazal gelince tek değil, okulda her dakika yalnız olmaktan sıkıldım. Tamam lan korkağın tekiyim sen kavgaya gidince seninle gelmek yemiyor, olmuyor, korkuyorum başımız belaya girer babamdan azar işitirim diye panik atak oluyorum oldu mu? Şimdi gel ne yaparsan yap elimi dahi kaldırmam daha doğrusu kaldıramam.
Neye uğradığımı şaşırmış ve öylece kalakalmıştım ne diyeceğimi şaşırıp sadece suratına bakıyordum. Ama yinede duruşumu bozmadım dik durarak konuşmaya devam ettim.
Oğlum peki kızlara niye yalan söylüyorsun? Hazal deli oldu inanmak istemiyordu bana, hatta haklı olduğumu adı kadar bildiği için şu an ne kadar üzgün biliyor musun sen?
-Kuzey; biliyorum her şeyin suçlusu benim, biliyorum bende yoruldum artık, okulu terk etme vaktim geldi sanırım zaten biteceğide yok her şey için özür dilerim umarım bir gün beni affedersiniz Hazala iyi bak olur mu? Haa bide Azra ona da
direk çekip gitmesi moralimi bozmuştu. Sanki yıllardır Hazalı ve Azrayı tanıyormuş gibi konuşması daha saçmaydı. Panik atağı varmış ulan yüzüme çakarken niye o panik atak ortaya çıkmıyor. Gözlerimin dolduğunu yeni fark etmiştim. Bu nasıl bir gün böyle lan? Diye diye söylenerek eve doğru ilerledim.
                                                 Hazal Karahan:)
Beynim artık ne düşüneceğini şaşırmış, delirmek üzereydi. Daha kaç ay öncesine kadar yemekten başka bir şey düşünmezken şimdi düşündüğüm şeylere bak.
-Azra; iyi misin?
Bilmiyorum ya sen?
-Azra; şahsen iyiyim diyemeyecek kadar karışık bir şey işte. Hazal biz ne yaşadık ya bu kaç gündür? Kim haklı kim haksız bilmiyoruz.
Sen gel bir de bana sor Azra. Kuzeyle kaç hafta beraberdik o iyi niyetli sandığım çocuk, ya Batın haklıysa?
-Azra; bilmiyorum Hazal bilmiyorum.
Yarın okula gitmek istemiyorum desem yalan olmaz.
-Azra; gideceksin Hazal, git ki gör insanların gözlerinden her şey anlaşılır. Dikkatli bir şekilde ve sakın başını önüne eğme her şeyin bir zamanı var inan bana.
İyi ki varsın arkadaşım deyip ona sarıldım oda bana sıkı sıkı sarılmıştı.
-Azra; sende iyi ki varsın kuşum deyip, artık eve gitsem iyi olacak annem bekliyordur beni. Diyerek kalktı.
Peki tamam deyip yolcu ettim onu, bende direk uyumaya gittim oda uyuyabilirsem.

KARANLIKTAN DOĞAN IŞIK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin