Bölüm 11

1.1K 43 3
                                    


            Kız, içeri gülümseyerek giren adamı görünce gerildi. Zaten kendisini iyi hissetmiyordu ve şimdi Zidanta'yı başından savması gerekecekti. Bunu her yaptığında kendini kötü hissediyordu ama o Kali değildi. Nasıl bu adamın aşkına karşılık verebilirdi ki?

            Adam sessizce yatağının yanına oturdu ve gülümseyerek onu izlemeye başladı. Kumsal ise hissettiği rahatsızlık karşısında ne yapacağını şaşırmış kaşlarını çatarak adama bakıyordu. Daha sonra adam sağ elini kızın yanağına koydu ve hafifçe okşadı. Elinin altındaki  yumuşak tenin verdiği hissi seviyordu.

"Seni güvende görmek beni o kadar mutlu etti ki!" dedi adam çocuksu bir sevinçle. Kumsal ise adamın samimi duygularına nasıl karşılık vermesi gerektiğini bilmiyordu. Daha önce babası hariç hiçbir erkekten böyle şefkat görmemişti.

"Ziyarete geldiğin için teşekkür ederim ama artık görüşmemeliyiz." dedi kız bütün cesaretiyle.

"Kali! Neden böyle söylüyorsun? Neden sana olan duygularıma böyle karşılık veriyorsun? Artık beni sevmiyor musun?" dedi iri adam cüssesine kıyasla oldukça kırılgan bir ifade takınmıştı.

"Böylesi ikimiz için de en iyisi. Bunu sen de biliyorsun. Sen evli bir adamsın. Hem de kralın kız kardeşi ile evlisin."dedi kız, sesi gittikçe kısılıyordu.

"Evliliğim hakkındaki gerçekleri biliyorsun Kali. Biz gerçek bir çift değiliz. Benim kalbim ve ruhum sana ait ve hep öyle olacak."

       Adamın söylediği sözler Kumsal'ın daha da kötü hissetmesine sebep olmuştu. Böyle samimi ve tatlı bir adamın kalbini kırmak istemiyordu. Bir aşığın kalbini kırmak istemiyordu ama hayatta kalmak istiyorsa böyle olmalıydı.

"Bak Zidanta, bazı gerçekleri gözardı edemeyiz. Sizin gerçek bir çift olmadığınız gerçeği bizim durumumuzda bir şey ifade etmiyor. İnsanlar için sen evli bir adamsın ve ben de senin kapatmanım. Bence prensin zehirlenmesi olayı kasıtlı olarak benim üstüme yıkıldı. Senin eşinden başka kim benim gibi sıradan bir hizmetçiden kurtulmak ister ki?"

       Kızın söyledikleri oldukça mantıklıydı ve bu gerçekler Zidanta'yı kızdırmıştı. Hiddetle yerinden kalktı.

"Ben ona gününü gösteririm." dedi gözlerini kısarak ve hızla arkasını döndü ama elini kavrayan soğuk el ile durdu.

"Lütfen Zidanta. Eğer beni önemsiyorsan gitmeme izin vermelisin. Ben senin ruh eşin değilim. Belki önceden öyleydim ama her şey değişti." dedi adamın gözlerinin içine bakmaya çalışarak.

"Ne değişti? Ne zaman değişti? Beni seven, şefkatli ve nazik Kali'm nereye gitti?" iri adam her an ağlayacak gibi duruyordu. Kumsal ise bu görüntü karşısında paniğe kapılmıştı. Kalbindeki çarpıntı nefes almasını zorlaştırıyordu.

"Bu sana açıklayabileceğim bir şey değil. Üzgünüm ama zamanı geldiğinde anlayacaksın, buna eminim." dedi kız belli belirsiz bir gülümseme ile.

 "Prens yüzünden değil mi? Dedikodulara inanmak istemedim ama her şey doğruymuş demek ki." 

"Prens ile alakası yok. Ayrıca şu bahsettiğin dedikodular da nedir?"

        Adam derin bir iç çekti. Kafasını geriye atarak tekrar derin bir nefes aldı. Gözleri dolu doluydu. Böylesine güçlü ve iri bir adamı çocuk gibi ağlarken görmek Kumsal için şok ediciydi.

"Herkes prens Zannanza'nın sana özel bir ilgi gösterdiğini söylüyor. Gittiği her yere seni de sürüklüyormuş. Başta inanmak istemedim ama geçen gün seni de talimde görünce şüphelendim. Demek ki doğruymuş."

KaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin