Bölüm 18

819 39 4
                                    


            Aralarındaki tehlikeli yakınlık Kumsal'ı korkutmuştu. Kafasını eğdi. Etraf o kadar sessizdi ki kız yerinden fırlamak üzere olan kalbinin sesini duyabiliyordu. Adam yaklaştıkça geriliyordu ve daha fazla geri gidemiyordu. O sırada kapı üç kere tıklatıldı. İkisi de o ana kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki gelen sesle irkilmişlerdi. Zannanza bakışlarını kızdan çekip kapıya yöneltmişti.

"Efendim, kral sizi huzuruna çağırdı." sesi duyuldu kapının öbür tarafından. Genç adam derin bir iç çekti ve ardından toparlandı. Kız da kapının önünden çekilmişti. Kali bu çağırılma hakkında ne kadar endişeliyse Zannanza da o kadar rahattı. Bu evlilik işi başına bela olmuştu.

         Koridorların arasından geçerken planını düşündü. Bu plan onu kötü bir adam yapar mıydı? Muhtemelen. Fakat onun konumundaki biri kötü olmadan hayatta kalamazdı. Bu da bir gerçekti. Büyük tanıdık ahşap kapılar açıldı ve babasını gördü. Fakat bu sefer babası yalnız değildi. Arinna ve babası da oradaydı. Arinna'nın gözleri kızarmıştı büyük ihtimalle ağlamıştı. Babasının yüz ifadesi de bunu destekler biçimde öfkeli bir hal almıştı. Arinna tam olarak böyle bir kızdı. Prenses değildi ama prensesten de bir farkı yoktu. Babası onu çok severdi ve her istediğini ona sunardı. Zaman zaman istediğini elde edemediği de olurdu. İşte o zamanlar ağlama krizlerine girer ve zorla da olsa istediğini de elde ederdi.

"Hoşgeldin oğlum." dedi babası. Sesi sakindi fakat gözlerindeki parıltıyı fark etmişti. Zannanza referans yaparak babasının sıcak karşılamasına karşılık verdi ve ardından gözleri kızarmış kıza baktı. Kız da ona bakıyordu. Bu yüzden hemen göz göze geldiler. Kız onu görünce mutlu olmuştu fakat Zannanza sinirlenmişti.

" Oğlum, Arinna sence neden burada?"

"Evlilikle ilgili konuşmak için." dedi genç adam bıkkın bir sesle. Bıkkınlığını sesine yansıtmamaya özen göstermişti fakat başarabilmiş miydi orası tartışılırdı.

"Evet. Tarih belirlendi mi?"

"Dolunaydan sonraki gün."

"O halde üç gün sonra düğünümüz var." dedi adam ve kendi gibi yaşlı olan generaline döndü. Adamın ifadesi yumuşamıştı. Kızın da yüzü gülmeye başlamıştı. Zannanza ise bu gülümsemelerin ne kadar süreceğini merak ediyordu. Planını hayata geçirdikten sonra bu odada gülebilen tek kişi kendisi olacaktı. 

       Düğün tarihinin belli olması ile beraber planlar yapılmaya başlanmıştı. Zannanza bu evliliği uzun zamandır ertelediği için düğünün bir an önce yapılmasına karar verilmişti. Akşam yemeği beraber yenmişti. Masada düğünün nasıl ve nerede yapılacağı ve çeyiz gibi konular konuşulmuştu. Zannanza ise hiçbirini dinlemiyordu. Bu evlilik saray içindeki konumunu güçlendirebilirdi fakat böyle bir sebepten dolayı hayatının geri kalanını sevmediği bir kadınla geçiremezdi. Bu planların da bir önemi yoktu çünkü hiçbiri gerçekleşmeyecekti.

      Odadan çıktığında hava çoktan kararmıştı. Güzel bir bahar serinliği vardı. Geldiği koridoru takip ederek önce taş avluya daha sonra da sarayın dışına çıkmıştı. Başını gökyüzüne çevirdi ve geceyi aydınlatan dolunaya baktı. Acaba tanrılar yapacakları için onu affeder miydi?

      Sağ tarafından gelen ayak sesleri düşüncelerini böldü. Gördüğü kişi onu pek mutlu etmemişti. Piyassili. Koyu sarı saçları dolunay ışığı ile parlıyordu. Suratındaki gülümseme halası Muwatti'nin gülümsemesine ne kadar da benziyordu!

"Tebrik ederim kardeşim. Sonunda evleniyorsun." dedi adam yumuşak sesiyle. Zannanza ise cevap vermeden önüne döndü.

" Sana bir tavsiye vermeme izin ver. Bence o küçük tatlı hizmetçini fazla göz önüne sokma. Hepimiz Arinna'nın ne kadar kıskanç olabileceğini biliyoruz." dedi ve sırıttı. Piyassili doğası gereği fiziksel çatışmalardan ziyade entrika ve sözlü yatışmalara daha yatkındı. Zayıf bünyesi yüzünden küçükken askeri bir eğitim alamamıştı dolayısıyla orduya da katılamamıştı. Onun yerine rahip olmak için eğitilmişti.

"Küçük tatlı hizmetçim için endişelenmeye mi başladın yoksa?" dedi Zannanza kendisi gibi gökyüzüne bakan uzun, ince adama.

"Neden olmasın? Ben sevgi dolu bir adamım biliyorsun." bunu dedikten sonra kendini yerden havalanmış bir şekilde buldu. Sözleri Zannanza'yı kışkırtmakta başarılı olmuştu.

"O sevgini kendine ve çevrendekilere sakla. Yoksa ben de sana sevgimi göstermek zorunda kalırım Piyassili." o kadar öfkeliydi ki öfkesi sesinin çatlamasına sebep olmuştu.

"Hey sakin ol koca oğlan! Sadece bir şakaydı fakat bu kızı bu kadar önemsemen merakımı daha da arttırdı kardeşim." sıkılan boğazına rağmen Zannanza'yı kışkırtmak hoşuna gidiyordu.

"Merak etmeni gerektirecek bir şey yok. Sadece bir hizmetçi. Kendi çalışanlarınla meşgul olsan senin için daha iyi olur." dedi Zannanza ve adamın boğazını yavaşça serbest bıraktı. Sarışın adam hafifçe öksürdükten sonra doğruldu ama hala gülümsüyordu. Ah, keşke kardeş olmasalardı! Zannanza onu suratını büyük bir zevkle dağıtırdı.

       Kısa bir süre bakıştılar. Zannanza'nın kafası zaten binbir türlü şeyle doluydu bir de bu yılanla uğraşamazdı. Piyassili'ye omuz atarak içeri girdi. Aklına sabah şahit olduğu an geldi. Piyassili ve Kali. Artık çok geçti. Piyassili'nin Kali'ye olan merakı çoktan başlamıştı ve az önce kendini tutamadığı için kendi elleriyle bu merakı pekiştirmişti. Derin bir iç çekti. Kali'yi bir yere kitleyebilir miydi?

"Hoş geldiniz efendim." dedi genç kadın. Zannanza sonunda rahatlayabileceğini hissetmişti. Odasına gelmişti. Kali de buradaydı. Artık güvenli alana gelmişti.

"Hoş bulduk." dedi hafifçe gülümseyerek. Kız da çekinerek gülümsemişti.

"Kıyafetlerini hazırladım. Yatağın üzerine bıraktım. Başka bir isteğiniz var mı?"

"Yok, teşekkürler." dedi adam ve yatağının üstünde duran kıyafetlerine yöneldi. O sırada aklına bir şey geldi. 

"Odana dönme. Senden bir şey isteyeceğim." dedi genç adam. Kumsal tam kapıya elini atmıştı ki duyduğu cümle ile yerinde donup kaldı. Herkes için uyuma vakti gelmişti. Bu saatte ondan ne isteyebilirdi ki?

"Tabii ki efendim." dedi ve arkası dönük bir şekilde adamın üstünü değiştirmesini bekledi.

"Yaklaş yanıma." dedi adam yatakta otururken. Kız şaşkın ve biraz da çekinerek adam yaklaştı.

"Buraya uzan." dedi adam. O an kız bütün vücudunun elektriklendiğini hissetti. Genç adam da kızın gerildiğini anlamıştı.

"Korkmana gerek yok bir şey yapmayacağız." dedi ve güldü. Kumsal ise kıpkırmızı olmuştu.

       Kız yatağa oturdu ve bacaklarını uzattı. Sırtı yatağın ahşap başlığına dayanmıştı. Adam ise başını kızın dizlerine koymuştu. Ardından kız içgüdüsel olarak adamın saçlarını okşamaya başladı. Adam halinden memnundu.

"Bu gece, bir süre için beraber huzurlu bir şekilde geçirebileceğimiz son anımız olabilir." dedi adam. Planını bu akşam uygulamaya koymuştu. Bir süre ortalık oldukça karışık olacaktı. Kız ise adamın ne demek istediğini anlamamıştı fakat çok yakında anlayacaktı. 


KaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin