Attığım her adımda ayaklarımın altında ezilen yaprakların sesi kafamın içindeki bağırışları az da olsa susturuyordu. Yıllardır susmak bilmeyen zihnim, bazen o kadar çıldırıyordu ki etrafındaki her şeyi saçıp savuruyordu. Kendisiyle birlikte güzel anılarımı da parçalara ayırıyordu. Hiç olmamışlar gibi yakıp kül ediyordu.
Babamın bizi başka bir kadın için terk edip gittiğinde sadece 10 yaşındaydım. Dünyanın ne kadar korkunç bir yer olduğunu anlamayacak bir yaşta. Arkasında bırakıp gittiği karısı ve küçük oğlunun nelerle yüzleşeceğini umursamayan bir babanın varlığının olduğu bir dünyayı kabullenemeyen bir yaştaydım.
Babam gittikten sonra annem hem ruhsal hem de zihinsel olarak tamamen mahvolmuştu. Herkesin örnek aldığı, herkesin sevip saydığı matematik öğretmeni, beş para etmez bir herif yüzünden bir daha toparlanamayacak bir hale gelmişti. Annem kendisiyle birlikte beni de o uçurumdan çekip atmayı tercih etmişti. Biricik oğlum, bu korkunç dünyada yalnız kalamazsın, bu yüzden benimle gelmek zorundasın diyerek bir elinde ben, diğer elinde çocukluğum birlikte aşağıya atlamayı seçmişti.
Bazı aylarda bir kere bazı aylarda ise üç kere geçirdiği krizler sonucunda genellikle vücudumun farklı yerleri sargılarla kaplanırdı. Bazı yaralarım çok küçük olsa da bazıları bir kaç dikişle sonuçlanırdı. Ve annem sabah uyandığında hiçbir şeyi hatırlamaz, süslenerek işine giderdi. Belki de hatırlamamazlıktan gelirdi. Sonuçta her yüzüme baktığında onu başka bir kadın için terk edip giden aşağılık kocasına tıpatıp benzeyen beni görüyordu. Belki de beni değil onu görüyordu ve bunun sayesinde krizlerinin arkasına saklanarak hıncını benden çıkırtıyordur.
Bilmiyordum. Gerçekten hiçbir şey bilmiyordum. Bu krizlerin bir gün hayatıma son verip vermeyeceğini bile bilmiyorken bu saçma dünyanın nasıl işlediğini nasıl bilirdim ki? Ben çocukken bir günde kocaman adam olmuşken kime ne cevap verebilirdim ki?
Tüm her şeye rağmen annemi çok seviyordum. Bazen çalıştığım markette karşılaştığım garip, huysuz ve ya insan demeye bile utandığım şahısları gördükten sonra annemin kocaman gülümseyen yüzünü görmek tüm yorgunluğumu silip götürürdü. İşte o zaman olsun derdim, annem gülümsüyor ya olsun, ben kocaman adam olmaya razıyım derdim.
İş çıkışı annemin çok sevdiği meyvelerden aldıktan sonra ağır adımlarla eve doğru yürüyordum. Şu sıralar hem üniversite hem iş hem annem hem de Yeonjunsuzluk beni çok zorluyordu. Bir haftadır yüzünü görmediğim için olmayan ruhumun çekildiğini hissediyordum. Ailesiyle birlikte çıktıkları yurtdışı gezintisinin ona iyi geleceğini çok iyi biliyordum. Yeonjun sürekli farklı ülkelere gitmeyi ve gittikleri yerde fotoğraf çekmeyi seven birisiydi. Bu sefer beni yalnız bırakmamak için gitmek istemese de benim yüzümden kalırsa üzüleceğimi söylediğim ve sırf sen böyle dediğin için gideceğim diyerek asık suratıyla bana el salladığı günün üstünden bir hafta geçmişti. Bu yetmezmiş gibi birde gittiği yerde telefonunu kaybetmiş, yenisini alsa bile bazı aksaklıklar yüzünden beni arayamamıştı. Tabii bunları annesinin telefonundan yazdığı kısa bir mesaj sayesinde öğrenmiştim. Açıkçası bir şeyler olduğunu ve bunu söyleyemediğini hissediyordum ama ona bunu soracak cesareti kendimde bulamamıştım.
Bu son bir haftada hayatımda olan en eğlenceli şey son sınavından düşük not aldığı için ceza olarak babası tarafından araba yıkama yerine çalışmaya başlayan Beomgyu olmuştu. Arabaları çok seven Beomgyu için pek ceza olmasada, arada gidip onu delirten Kai ve Taehyun işlerini az da olsa zorlaştırıyordu. En son araba yıkama hortumuyla yoldan geçen bir teyzeyi tazyikli suyla yolun ortasına devirmelerinden sonra sessizleşmişlerdi.
Elimdeki meyveleri sıkıntılı nefesle ileri geri sallayarak binanın önüne gelmiştim. Şu sıralar Yeonjun olmadığı için eve gitmek istemesem de evde tek başına olan annem aklıma geldiği için adımlarımı hızlandırıp bir kaç dakika içinde kenardan bakanların huzurlu ama içi iki kişinin yardım çığlıklarıyla dolu evime geliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe / YeonBin
FanfictionBazen insan görmemesi gereken bir şeyi gördüğü için, bazense görmesi gerekirken her şeye kör olduğu için kaybediyordur... Taegyu #1 23.11.20 Hanse #1 Yeonjun #1 ...