Ruh öldü-Bölüm 31

750 88 75
                                    

Bölüm şarkısı: New Hope Club & Danna Paola- Know me too well

Küçükken Yeonjun'a ne olmak istiyorsun diye sorduklarında her zaman Soobin ile sonsuza kadar birlikte olmak istiyorum derdi. Kimisini komik bir şey söylemişcesine güldürürken, kimisininse umarım hep yan yana olursunuz demesine sebep olurdu. 

Belli bir yaşa kadar hayalim Yeonjun'un hayalini gerçekleştirmek olmuşken, bir yaştan sonra Yeonjun için annemi yarı yolda bırakana babam gibi olmak istemiyorum olmuştu. Hak ettiği sevgiyi sonuna kadar ona verebilen, kucak dolusu sevgiyi önüne koymak isteyen bir çocuk olmuştum. Şimdiye kadar.

Hayatımın her köşesini elindeki fırçalarla boyayan omzuma yatmış bu çocuk, karanlığın bile kendi rengi olduğunu, ağlamakla gülmeyin kardeş olduğunu, yağmurdan sonra güneş, ondan sonra ise gökkuşağının çıktığını bana öğretmişti. Aynı yaştaydık ama sanki benden daha büyük, daha olgunmuş gibi hissederdim. Hissettirirdi bal ses.

"Beomgyu sen benim dilimden nasıl kurtuldun hala anlamıyorum. Ama bana yaptıklarını senin burnundan getirmem gerekiyordu. Böyle olgun bir şekilde ilişkinize sevinmem hiç benlik bir hareket değil ki."

Omzuma yasladığı kafasını kaldırıp portakal suyundan birkaç yudum içerken, kafasını sallayarak bu sefer dizlerime yatarak elimi kaldırıp saçlarına koydu. Gülümserken hafif dokunuşlarla saçını okşayıp sırtımı dikleştirdim. Yaslandığım koltuğun başlığı sırtımı acıtsa da sesimi çıkarmadan dizlerimdeki güzel yüzü izlerken gülümsemeye devam ettim. Birkaç dakikaya uyurdu zaten.

"İnanır mısın ben de bu kadar olgun karşılamana şaşırdım. Soobin hyung zaten her şeyi anlayışla karşılayıp destek veren birisi, ama sen çektirmeden onaylamazdın."

"Dimi? Ben de çok şaşkınım ama artık olan oldu. Kai'nin sevgilisi olunca ona yaparım."

"Teşekkür ederim ben almayayım. Etrafım çiftlerle dolu ve bir de kendimi böyle görmek istemiyorum."

İşaret parmağıyla bizi gösterip yüzünü buruştururken oynadığı oyuna geri döndü. Taehyun'un iki bacak arasına girmiş, sırtını göğsüne yaslayan Beomgyu, arada kafasını kaldırıp Taehyun'un çenesini öperken, Taehyun ise çenesine konan her öpücük sonrası gülümseyerek Beomgyu'nun saçlarını okşuyordu. Onları böyle gördükçü o kadar mutlu, huzurla dolup taşıyordum ki her an kalkıp ikisininde yanaklarını öpecektim.

"Ne varmış halimizde terbiyesiz velet. Aşık olunca görürüm seni."

"Ben aşık olmayı değil aşkı izlemeyi seviyorum. Almayayım canım."

Yeonjun gözlerini devirip elini kazağımdan içeri sokarken, kaşlarımı çatarak yüzüne bakıyordum. Sıcak parmaklarıyla göbeğimi sıkarken, "Soobin, baksana nasıl zayıflamışsın. Göbüşün yok olmuş. Ya nerde benim minik göbüşüm." diye hayıflanmaya başlayınca, Kai kusacakmış gibi sesler çıkararak ayağa kalkıp mutfağa doğru yürümeye başladı. Çocuğun psikolojisini bozuyurduk resmen.

"Zayıflamadım, kilom aynı."

"Nasıl aynı ya yok, gitmiş göbüşün."

"Benim göbüşüm yoktu zaten, salak salak konuşma."

Homurdanarak elini tutup çekerken, o dudakları arasında bir şey mırıldanarak tuttuğum elini çekmemiş, karnına yaslayarak gözlerini kapatmıştı. Uyuyacağını söylemiştim.

"Beomgyu, gelecek hafta sınav var. Çalışıyorsun dimi?"

Taehyun'un sesiyle kafasını omzuna yaslayıp alttan yüzüne bakarken, dudaklarını büzerek "Sınav olduğunu şimdi senden öğrendim." dedi Taehyun'un gözünün üzerine düşen saçları geri iterek. Taehyun biraz daha geriye yaslanırken, elini kaldırıp Beomgyu'nun yanağını okşayarak "Beomgyu, son senen. Ne zamana kadar böyle yapmaya devam edeceksin?" diye sordu Beomgyu'yu biraz daha kendine doğru çekerek. 

Nepenthe / YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin