Deli gibi yorum istiyorum. Ben delirdim siz de delirin tamam mı?
Bölüm şarkısı Iu-LullabyHayatım resmen kaosla besleniyordu. Normal geçen birkaç günün sonuna yapışan olaylar sakız gibi kopsa da izini arkasında bırakıyordu. En azından bir hafta rahat olurum diye kurduğum planlarımın üzerine kalın siyah çizgi çizen hayat al sana rahat bir hafta diyerek olmayan vicdanını bir kez daha gösteriyordu.
Sağımda oturan Yeonjun ayaklarını ireli uzatmış masada oturanlara anlamsız bakışlar atarken, takım arkadaşlarım ve diğer takımın oyuncuları her an kavgaya hazır bir şekilde gözlerini birbirlerine dikmiş yırtıcı bakışlar atıyordu.
Solumda oturan Beomgyu ve Taehyun, arada kulağıma eğilip bizi buraya arada kalıp ölelim mi diye getirdin diye yakınırken, masanın ğaşında oturan iki koç birbirine yemek yediriyordu. Tamam onları unutun. Ne yaptıklarını bilmesenizde olurdu.
"Şimdi, siz diyorsunuz ki yıllardır hem sevgili hem çocukluk arkadaşısınız?"
Chan elindeki maydanozu ileri geri döndürürken, gözlerini kısmış bir Yeonjun'a, bir bana bakıyordu. Şu an kendini Sherlock Holmes gibi hissettiğine adım gibi emindim ama kanıtlayamazdım. Bir de aşırı havalı gözüktüğünü düşündüğü için kıstığı gözleriyle sütü gelmiş inek gibi görünüyordu ama iyi bir arkadaş olduğum için bunu ona söylemeyecektim.
"Acaba bunun neyini anlamadın? Geldiğinden beri beşinci seferdir aynı soruyu soruyorsun. Nesin sen balık mı?"
Yeonjun tek kaşını kaldırmış bu çocuk aptal bakışları atarken, Chan bozularak elindeki maydanozu masaya atıp arkasına yaslandı. Kırdı işte çocuğu öküz.
"Ne var canım beş kere sorduysam? Ben sevgilinin arkadaşıyım. Benimle niye iyi geçinmek istemiyorsun ki?"
"Sen sevgilimin arkadaşı değil, mecburen üniversiteye geldiğinde konuşmak zorunda olduğu herhangi bir yoldan geçensin. Hatta sen değil şu an bu masada oturan bu üç kişi dışında hepiniz öylesiniz."
Eliyle kendini daha sonraysa Beomgyu ve Taehyun'u gösteren Yeonjun, gözlerini devirerek kolunu oturduğum sandalyenin omzuna attı. Açıkçası ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Hem doğruydu hem de yalan. Çoğu zaman bana yabancı olan bu kişiler, bazen gülmeme sebep olup, konuştuğum, eğlendiğim insanlar olmuştu. Benim için arafın insan hali olmuş bu arkadaşlar kaybetsem üzülmeyeceğim ama kaybetmek istemediğim kişilerdi.
"Kendini çok akıllı sanıyorsun galiba. Durduk yere bir anda böyle kelimeler söylediğine göre kendine çok güveniyorsun."
Minho elindeki birayı tek nefeste kafasına dikip dümdüz bir ifadeyle Yeonjun'a bakarken, "Doğru, öyle birbirimiz için ölmüyoruz, çok yakın da değiliz ama eğer o sahaya çıkmadan önce birbirimize güveniyorsak, bu benim için yeterlidir. Tabii sen öyle düşünmüyor olabilirsin."
Birbirlerini sakin bakışlarla izlerken, elimi Yeonjun'un koluna koyup hafif bir şekilde sıktım. Temasımla yüzünü yüzüme çevirince hafif bir şekilde gülümseyerek kafamı salladım. Gülümseyen yüzümü gördüğü an yüzündeki gergin ifade gitmiş, yerine minicik ama içten bir gülümseme gelmişti. Ve o da kafasını sallayıp önüne dönmüştü.
"Aşk dinsizi imana getirir derlerdi de inanmazdım. Şuna baksana çocuk bir güldü herif güneş altında kalmış dondurma gibi şıp diye eridi."
Karşı takımın oyuncularından olan sarı saçlı çocuk gülerek Yeonjun'a bakarken, Yeonjun önündeki çiğ eti çocuğun kafasına attı. Çocuk hemen kenara çekildiği için et yere düşerken, yüzündeki sinsi gülümsemeyle "Çok mu aşık oldun çen?" diye dalga geçmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe / YeonBin
FanfictionBazen insan görmemesi gereken bir şeyi gördüğü için, bazense görmesi gerekirken her şeye kör olduğu için kaybediyordur... Taegyu #1 23.11.20 Hanse #1 Yeonjun #1 ...