Geçmişin acı dumanı-Bölüm27

842 103 189
                                    

Bölüm şarkısı: Stray Kids-Back Door 

Zamanın bir göz kırpımında geçip gittiği bugünlerde nihayet maçın olduğu güne gelmiştik. Gergin miydim yoksa heyecanlı mıydım diye sorulsa açıkçası hiçbiri diye yanıtlardım. Çünkü eskiden aman kavga olmasın, aman sakince bitirelim veya Yeonjunla beni bilmesinler diye diken üzerindeyken, artık öyle bir derdim yoktu. İsterlerse kavga edip hastanelik olsunlar, isterse de Yeonjunla beni öğrensinler. Artık gerçekten hiçbir şey umurumda değildi. Bir şeyleri gizleyip, kuytu köşeye fırlattıkça hayat yine bir şekilde sakladıklarını köşesinden çekip gün yüzüne çıkarıyordu. Yani yine senin değil onun istediği oluyordu.

"Soobin, hissediyorum, bugün potanın direkleri her birimize girecek."

Hanse elindeki suyla Minho'nun bacağına pat pat diye vururken, sonunda sabırın s'sini bile vücudunda barındırmayan arkadaşım, Hanse'nin elindeki suyu çekip kafasına vurarak "O pota değil ama bu şişeyi senin bir yerlerine sokacağım şimdi. Adam gibi rahat dur." diye sinirle yüzünü buruşturdu.

Minho'nun ne kadar ciddi olabileceğini bildiği için kafasını sallayıp omzuma asılarak "Yine tepesi atmış bunun. Her maç günü biz bunun bu sinirini çekmek zorunda mıyız ya?" diye ağlamaklı sesiyle alnını omzuma yasladı. Sadece Minho değil, tüm takım gerginlikten birbirine sataşıyordu. Karşı takımsa bizim aksimize o kadar rahatlardı ki yüzlerine bakar bakmaz maçı biz alacağız, haydi yolunuza dermiş gibi baktıklarını açık bir şekilde görebilirdiniz.

"Seni duyuyorum, Hanse."

"Aman iyi be, sana da bir şey söylenmiyor. Bir gün şu kaskatı yüzünde gülümseme olsa zaten dişimi kırıcam suratsız herif. Ayrıca sen deminden beri nereye bakıyorsun?"

"Hanse susmazsan çeneni kıracağım. Uyarmadı demezsin."

Hanse'nin kolunu çekerek "Sessiz ol artık, maçtan önce dövüleceksin ve ben de elinden almayacağım seni." diye söylendim çektiğim kolunu bırakarak. Açıkçası kavga eden Minho'nun yanına yaklaşacak kadar yürek yediğimi düşünmüyordum.

"Sizin gibi arkadaş olmaz olsun. Tüküreyim ikinizin de sıfatına. Meymenetsiz herifler."

"Hanse?"

"Efendim canım Chanim?"

"Boyun kadar konuş kardeşim."

"Senin de kalıbına tüküreyim kardeşim tamam mı?"

"Peki ben, arkadaşım?"

"Sen kalıbına tükürülmeyi bile haketmiyorsun Seungmin."

"Yani?"

"Yanisi topluca ben sizin ağzınıza edeyim Byungchan."

Kahkaha atarak saçlarını karıştırdım. Takımın en büyük hobisi maç günü Hanse'nin sinirlerini bozup, onunla dalga geçmekti. Her seferinde onların oyununa gelip deli gibi sinirlenen Hanseyse aptal mıydı yoksa saf mıydı bilmiyordum ama kıpkırmızı kızaran yüzüyle matadorun salak saçma hareketlerine sinirlenen boğa gibi gözüküyordu.

"Aman da aman, benim minik kedim sinirlendi mi? Hanimiş Hansemiz, hanimiş benim yerden bitme arkadaşım?"

"Byungchan hatırlat boşta kalan potalardan birisini bizzat ben kendim sana monteleyeceğim."

"Aa, delinin zoruna bak. Cücük kadar boyuyla gelmiş oyuncu olmuş, bir de bana sinirleniyor atarlı şirin."

Ve sonunda maç öncesi Hanse ve Byungchan kavgası başlamıştı. Artık gelenek haline gelen bu durumun herkes tarafından normal karşılanarak işlerine geri dönmesine sebep olurken, ben ayağa kalkarak gerinmeye başladım.

Nepenthe / YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin