Hepsinin gördüğü güzel kızla ağzı açık kalırken, Wooyoung ıslak çalmıştı.
(Medya) Koyu renk saçları siyah kabarık bluzüyle uyum sağlarken, tarzına renk katan tek şeyin kırmızı ruju olduğu açıkça belli olan güzel kadın görünüşüne gelen olumlu tepkilerle gülümseyip Seonghwa'nın karşısındaki sandalyeye oturdu ve karşısındaki yakışıklı gence göz kırptı.
"Min Su Gi, tanıştığıma memnun oldum. Masanın içkisinden midir, hepiniz çok yakışıklısınız." Su Gi güzel ses tonuyla konuşurken, masadaki en ayık olan San, hemen olaya el atıp herkesi kendine tanıttı.
"Biz de memnun olduk, ben San, diğerleri de Seonghwa, Wooyoung, Yeosang." Seonghwa boğazını temizleyip, ensesini kaşıdı. Alkolün etkisine girmişti, kendini uyandırmaya çalışıyordu. "San, soğuk su var mıdır burada?" San hyungunu onaylayıp su almaya gittiğinde, Hongjoong ona döndü.
"Her şey yolunda mı?" Seonghwa başıyla onaylamış, arkasına yaslanmıştı. San'ın getirdiği suyu içtiğinde daha iyi hissediyordu, daha fazla içki içesi kalmamıştı.
"Oyuna devam edebiliriz o halde?" Su Gi konuşunca herkes yine ona dönmüştü. Hepsinden onaylayan mırıltılar çıkınca Az önce boşluk olan yer dolunca Yeosang ve Su Gi oynuyordu. Seonghwa ve San hariç masadakiler sarhoştu.
Su Gi gelir gelmez cesaret diyince Wooyoung ve Yeosang 'oo'layarak sırıtmıştı.
"Wooyoung'u öpebilecek cesaretin var mı?" San anında araya girdi. "Öpüştürme olayının olmadığını söylemiştik."
"Hayır, arkadaşlığımızı bozmayacak şeyler yapalım demiştik. Su Gi arkadaşımız değil. Wooyoung'u öpmesinde sorun yok." Yeosang savunmasını yapınca Wooyoung omuz silkmişti. İlk kez biriyle öpüşüyor değildi.
"Bu çok basitti." Su Gi yerinden kalkıp Wooyoung'un önüne geçti. Kalçasını masaya yaslayıp ellerini gencin yanaklarına koydu.
"Daha fazla bakamayacağım!" Yeosang gülerek telefonunu çıkarmış, fotoğraflarını çekmişti. Dalga geçiyordu bir de. Fotoğrafta arkadan çıkan San, oldukça sinirli görünüyordu.
Dudaklarını Woyoung'un dudaklarına bastıran kız kolundan tutulmasıyla geri çekildi. "Tamam, öpebilecek cesaretin varmış, yerine geçte devam edelim." San'a bakan Seonghwa sırıtmıştı. Muhtemelen hiçbiri bu yaptığını hatırlamayacaktı ama Seonghwa onu bu konuda sıkıştırabilecek kadar açık bir zihne sahipti.
Kız somurtarak yerine oturunca, oyuna devam ettiler. Seonghwa ve Wooyoung arasında kalmıştı bu kez. Wooyoung cesaret diyince Seonghwa etrafa baktı.
"Sahneye çıkıp, 'Doja Cat- Candy'i söyle. Oldukça iddialı bir şarkı." Seonghwa omuz silktiğinde, San arkadaşının elini tutup onu sahneye sürükledi. Ortamı hazırladığında, Wooyoung eline mikrofonu almıştı.
Şarkıya başladığı sırada Min Su Gi yerinden kalkıp, sahneye çıkarak Wooyoung'un kulağına bir şeyler söyledi. Ardından onun etrafında, omuzlarına ve bileklerine dokunarak, kolunu kendi beline sardırarak güçlü bir dans yapmaya başladı.
Yeosang yine kayda alırken, insanlar hayranlıkla izliyorlardı.
Wooyoung hiç itiraz etmeden, Su Gi'ye ayak uydurarak ritme uygun hareketler yapıyor, Su Gi'yle temas etmekten kaçınmıyordu. Bu durumdan tek rahatsız olan San'dı.
Hiçbir şey belli etmemeyi boşvererek yerine oturduğunda, Yeosang'ın kamerasına ikinci kez yakalandığından haberi yoktu.
İkisi masaya geri döndüğünde tekrar başlayan oyunda bu kez soran Su Gi, cesaret diyen San olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS || SEONGJOONG
FanfictionSeonghwa ve Hongjoong üniversitede tanışan iki gençtir, beraber eve çıkmışlardır. Hongjoong'un kesinlikle çılgın bir kuzeni vardır ve başlarına en çok belayı o açmaktadır. (Wooyoung) Her gün gürültülü olan 2 odalı evde, iki sessiz insanın sabrı sın...